Vakit Gazetesi muhabiri aradığı sırada telefonunu açık unuttuğu ortaya çıkan Önder Sav'ın bu cümlesi, başta Vakit Gazetesi yazı işleri olmak üzere herkesi kahkahaya boğdu.
İşte o olay diyalog ve diyalogdaki güldüren cümle;
Sav: Bolu?daki siyasi atmosfer nasıl?
Vali: İşiniz çok da kolay değil. Ama zor diye teslim olmak da doğru değil.
Sav: Kararlı, dikkatli, siyasi iradeyi arkasına alan bir siyasi yapılaşmayı sağlayacak personel malzemesi var mı?
Vali: Çok az olsa da var. Ama, çok fazla olmadığını bilmek lazım.
Sav: Bolu?yu nasıl görüyorsunuz? Özellikle, siyasi açıdan? Neler yapılabilir?
Vali: Bolu?nun temelinde Cumhuriyet Halk Partisi var. Özellikle de Belediye seçimlerinde CHP?nin oyunun yükseldiğini görüyoruz. Bolu?da ciddi bir organizasyon olursa CHP adına bir toparlanma olur. Seçimi alabilecek duruma da gelebilir.
Vali: Basına da yansıdı. Başbakan Bolu?da gizlenerek ortaya çıktı. Benim hiç haberim yoktu
Sav: Görevdeydiniz?
Vali: Evet, evet. Koskoca Başbakan?dan haber yok. Bana da haber verilmiyor.
Sav: Bolu?da olabileceğini düşünüyor muydunuz?..
Vali: Basın mensupları ve bazı kişiler bana da sordu. ?Bolu da olduğuna dair bilgiler ulaşıyor, doğru mudur? diye.. Benim de şüphelerim vardı ama sonuçta haber verilmemişti, bilmiyordum.
Sav: Bir Başbakan Bolu?ya gidiyor ve Valiye haber verilmiyor. Duruma bak. Ne de olsa özel korumaları var.
Vali: Ertesi günü Doğan Haber Ajansı?ndan fotoğrafını çektiler. (...) Bize ondan sonra haber verildi. Tabiî ki Başbakan dinlenmeye gelebilir. Madem geliyor, bence aramalı. Ya da hiç gizlenme.
Sav: Makul olan ikincisi yani gizlenmemesi.
Vali: Yani sıradan birisinden bahsetmiyoruz, Başbakan bu...
Vali: Ondan önce de başka bir şey oldu. Bolu?daki cenaze söz konusu? Tarikat cenazesi. Nakşi Şeyhi?nin cenazesinden bahsediyorum. Hani şu gece yarısı Bakanlar Kurulu kararıyla evinin bahçesine gömülen tarikatçı. Sayın bakanın programı bildirildi bize. Yani cenaze törenine iştirak edeceğini biliyorduk.
Sav: Öyle mi? Nedir olay?
Vali: Bakan ve vekiller geldi. (Nakşi ve Kadiri Şeyhi Sürmeli Muhammed Muhittin Haki Hoca'nın oğlu Hacı Ahmet Palazoğlu?nun geçtiğimiz Ocak ayındaki cenazesine Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, SP Genel Başkanı Recai Kutan ve Bolu Milletvekilleri Metin Yılmaz, Yüksel Coşkunyürek, Fatih Metin de katılmıştı. Onu kastediyor!!) Benim de katılmam gerekiyor belki ama ?makam itibariyle böyle bir cenazeye katılmam? diye düşündüm. Devlet geleneğine belki uymam gerekiyor ancak böyle bir cenazeye katılmak bana yakışmaz diye karar verdim. Yani kısacası ?katılmayayım? dedim daha iyi. Bir vali olarak böyle bir ortamda bulunmayı kendime yakıştıramadım.
Sav: Bakanın katılması çok ilginç. Üstelik bir cemaat cenazesine...
Vali: Hem de tarikat lideri? Yani bu şartlarda görev yapıyoruz. Program bildiriliyor. Programda böyle bir cenaze düşünün!..
Sav: Böyle olmaması lazım tabii? Devletin kanunlarına, geleneklerine önem veren bir yönetici için tabii bunlar çok zor, iç karartıcı bir şey. Böyle bir duruma bir vali mahkum edilmemeli.
Sav: Acaba bunların yani İçişleri Bakanı?nın tarikat ya da Gülen?le bağlantısı var mı ki? Bu konuda bir şey biliyor musunuz?
Vali: Yani öyle olduğu söyleniyor. Ama net bir şey yok.