AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP'ye yüklendi. CHP'nin hala 1940'lı yılların hasreti içinde olduğunu ancak bu devirlerin kapandığını söyleyen Erdoğan, 'Sayın Sav öyle görünüyor ki kendisini hala 1940'lı yıllarda zannediyor. Devletin valilerini de CHP'nin il başkanları zannediyor. Öyleydi ya... Birilerinin artık Sayın Baykal ve Genel Sekreteri'ni bu uykudan uyandırmasında fayda var.' şeklinde konuştu.
Erdoğan, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, temel hak ve özgürlükler konusundaki, özel hayatın gizliliği noktasındaki, iletişim hakkı konusundaki hassasiyetlerinin herkes tarafından çok iyi bilindiğini belirterek ?Biz, hangi gerekçeyle olursa olsun, hangi amaca hizmet ederse etsin, kimi hedef alırsa alsın ayrım yapmaksızın kişilerin yasa dışı yollarla dinlenmesini özel hayata müdahale olarak görüyoruz ve kabul edilemez buluyoruz? diye konuştu.
Kendisinin de arkadaşlarının da, Partisi'nin de bu konuda en küçük bir tereddütü, en küçük bir çekincesi veya çekinceli duruşu bulunmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, AKP'yi kurdukları andan itibaren demokrasiyi en çağdaş ve en gelişmiş standartlara kavuşturmanın mücadelesi içinde olduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, ?Türkiye, bir hukuk devletidir, hukuksuzluğa, hukuk dışı alanlara, karanlık odalara asla izin vermeyiz. Yasa dışı dinleme, insan haklarına aykırı bir eylemdir. Onaylamamız hiç bir şekilde, hiç bir gerekçe ile söz konusu olamaz. Özel hayatın gizliliği noktasındaki hassasiyetimiz, beş buçuk yıllık uygulamalarımızla ortadadır? dedi.
Haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının cezalarını bizzat kendi hükümetlerinin ağırlaştırdığını vurgulayan Erdoğan, ?Bizden önceki hükümetler niye böyle adımlar atmadı? Yasal dinlemenin belli kurallara bağlanması için gerekli düzenlemeleri biz hayata geçirdik. Bizden öncekiler niçin bu yolda adımlar atmadı? Eğer ortada bir yasa dışılık bir hukuksuzluk varsa bunun üzerine kararlılıkla gidileceğinden milletimizin tek bir ferdi bile şüphe duymamalıdır? diye konuştu.
?SAV ÖZÜR DİLEMELİDİR?
?CHP'nin soruşturma talebinde bulunmak, suç duyurusunda bulunmak yerine meseleyi siyasi bir soruna dönüştürme çabası içerisinde olduğunu? ifade eden Başbakan Erdoğan, ?Konunun muhatapları belliyken, CHP liderinin meseleyi Hükümet'le ilişkili hale getirmesi hayret verici bir çarpıtmadır? dedi.
Erdoğan sözlerin şöyle sürdürdü:
?Konu daha yargıya intikal etmeden, enine boyuna incelenmeden, araştırılmadan, ortada bir tespit yok iken AKP'yi suçlamak, Hükümet'i zan altında bırakmak, İçişleri Bakanlığımıza, güvenlik güçlerimize, polisimize çeşitli isnatlarda bulunmak insaf dışıdır, izandır.
Göreceksiniz, CHP istemese bile, üzerine gitmese bile biz bu olayın sonuna kadar üzerine gideceğiz ve bütün boyutlarıyla inanıyorum ki bu işi açığa kavuşturacağız.
Tabii CHP Genel Başkanı'nın ve Genel Sekreteri'nin paniğini soğukkanlılıktan, sağduyudan uzak ithamlarını, iftiralarını da anlamakta hiç güçlük çekmiyorum.
Geçtiğimiz günlerde, kamera önünde, yaşlı bir vatandaşımızın dini duygularıyla alay eden, aynı zamanda Sevgili Peygamberimiz gibi bütün Müslümanlar için kutsal bir şahsiyeti tahkir eden Sayın Sav'ın telaşını anlıyorum, ama bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmek, telafi etmek, unutturmak mümkün değildir.
'Bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır' diyoruz, Sayın Sav'ın öncelikle çıkıp, bu ülkenin insanlarından özür dilemesi lazım, ama hala çıkıp dilememiştir, dileyememiştir. Şimdi bunu örtmenin gayreti içinde. Çünkü bunlar yanlışlarını, hatalarını ancak böyle düzeltebiliyor. Yoksa daha büyük bir skandal meydana getirerek, başka bir skandalın varlığını ortadan kaldıramazsın.
Buradan tekrar ediyorum; Sayın Sav, milletin değerlerine yönelik hakaretamiz yaklaşımlarından kurtulmak için kendinize avukatlar aramayın. Grup Başkanvekili'nin konuşması bu işi kurtarmaz. Siz kendiniz konuşmak durumundasınız. Bu iş avukatla çözülmez, sizin dilinizden çıkacak, sizin dilinizden çıkmadıkça bu işi çözemezsiniz. Başka çıkış yolları aramayın, çünkü bu çıkmaz yoldur.?
?Gerçekleri çarpıtarak, yalan ve iftiralardan medet umarak hiçbir amaca ulaşılamayacağını? söyleyen Başbakan Erdoğan, ?Bu yolla benim aklıma doğrusu 1940'ların baskıcı, otoriter, tek parti dönemini yeniden hatırlatan gerçekleri de gelmiyor değil. Belli ki Cumhuriyet Halk Partisi hala o tek parti olmanın özlemi içinde. Tek partili yönetimlerin olduğu dönem var ya onun özlemi içinde? diye konuştu.
?KADROLAŞMANIN DUAYENİ CHP ZİHNİYETİ?
Erdoğan sözlerin şöyle sürdürdü:
?Sayın Baykal ve arkadaşları 40'lı yılların CHP'sini hasretle arıyor. Bu durumu sadece nostaljik bir özlem olarak geçiştirmek mümkün değildir. Sayın Sav öyle görünüyor ki kendisini hala 1940'lı yıllarda zannediyor. Devletin valilerini de CHP'nin il başkanları zannediyor. Öyleydi ya... Birilerinin artık Sayın Baykal ve Genel Sekreteri'ni bu uykudan uyandırmasında fayda var. Valiler; artık CHP'nin il başkanları değil, veya bir başka partinin il başkanları değildir. O devirler çok geride kaldı.
Yatıp kalkıp AK Parti'nin bir kadrolaşma harekatı içerisinde olduğunu söylüyordun Sayın Baykal, genel sekreterinle aynı odada oturan Vali, beş yıldır orada görev yapıyor. Eğer kadrolaşma harekatı içerisinde olsaydık, o valiyi oradan çoktan görevden alırdık. Lütfen bunun üzerinde de hassasiyetle düşünmelerinde fayda var. CHP'nin ve Genel Sekreteri'nin, zorda olsa bunu artık anlaması ve kabullenmesi gerekiyor. CHP'nin eski günlerinin özlemi içinde, bürokrasiyle kurmaya çalıştığı bu çarpık ilişkiyi de ortaya çıkarması bakımından bu olay son derece düşündürücüdür.?
?Bu ülkede kadrolaşmanın mihmandarı, önderi ve duayeni CHP zihniyetidir, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum? diyen Başbakan Erdoğan, son gelişmeleri ?siyasi ahlakla bağdaştırmanını mümkün olmadığını? söyledi.
Erdoğan, ?CHP'nin kendi kendisini ve devletin bir valisini içine düşürdüğü bu durumu milletimiz ve demokrasimiz adına üzüntü verici buluyor ve kınıyoruz. Sayın Baykal, bağırarak çağırarak kuru gürültüyle bir defa bu gerçekleri saklayamazsın. Milletten, milletin gündeminden, gerçeklerden bu kadar kopuk bir siyaset anlayışıyla bir yere varmanız mümkün değildir. Biz AK Parti ve Hükümet olarak sonuna kadar gerçeklerin takipçisi olacağız. CHP'nin içine düştüğü bu ibret verici durumu da milletimizin takdirine havale ediyorum? diye konuştu.
Başbakan Erdoğan açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ?Konuşmanızın bir bölümüne değindiniz, Sayın Dışişleri Bakanı'nın da yurt dışında bir konuşmasında, 'Müslümanların da Türkiye'de kendini Müslüman hissedenlerin de gayrimüslimler gibi dini özgürlüklerini yaşama konusunda bazı sıkıntıları olduğu' yönünde açıklamaları oldu. Sadece CHP'den değil, diğer muhalefet partisi MHP'den de eleştiriler geldi. Siz bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı görüşte misiniz?? sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
?Ben Dışişleri Bakanının o görüşmedeki açıklamalarının içeriğini tam olarak bilmiyorum. Kendisiyle de o konuyu henüz görüşmüş değilim, ama şunu bilmenizi istiyorum; ülkemdeki değişik dini guruplar nasıl sorunlarını gündeme getiriyorsa, bu ülkenin yüzde 99'unu teşkil eden Müslümanlar, yani bizler 'sorunlarımız yok' diyemeyiz. Bizlerin de sorunları var ve bu sorunlar değişik alanlarda zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Bunu en açık en net anlamda aslında Diyanet işleri Başkanlığıyla irtibatını kurarsanız, hangi alanlarda sorunlar olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığımızdan çok daha açık, çok daha net alırsınız.?
Bir gazetecinin, ?Akşam saatlerinde ajanslara bir haber düştü. 'Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının bu dinleme hadisesi diye ortaya çıkan iddialarla ilgili bir telefon dökümünü Türk Telekom'dan aldığı ve savcılığa ilettiği' şeklinde. Bununla ilgili belgeler ve bilgiler size ulaştı mı?? sorusuna, ?Hayır bana ulaşmış bir bilgi yok? karşılığını verdi.
İLGİLİ HABERLER:
TELEKOM BELLGESİ BİR TEK ONU SUSTURAMADI
BAYKAL SUS PUS
İŞTE VAKİT-SAV GÖRÜŞMESİNİN BELGESİ
CHP'NİN DİNLEME İDDİASI BOŞ ÇIKTI