Özgür-Der Ümraniye Şubesi'nin aylık paneller serisinde yer alan panele yoğun ilgi gösterildi. Panele Özgün İrade Dergisi editörü Ramazan Kayan, Kalem-Der'den araştırmacı-yazar Ahmet Kalkan, İLKAV Başkanı Mehmet Pamakve Haksöz Dergisi yazarlarından Hamza Türkmen de konuşmacı olarak katıldılar.
Panelin oturum başkanlığını da yapan Hamza Türkmen, Kur'an Nesli kavramının Seyyid Kutub'u idama götüren en önemli konulardan birisi olduğunu belirtti ve Kutub'un takipçilerinin bu ideali yeterince kavrayıp ve sosyalleştirme konusunda adım atamadıklarını söyledi.
Kur'an Nesli kavramını ve tasarımının dışında ayrıca Asım'ın Nesli, Diriliş Nesli, Büyük Doğu Nesli vb. de bulunduğunu hatırlatan Türkmen, mezkûr kavramın bunlarla mukayesesinin de yapılmasının gerektiğini belirterek ' bu kavram ciddi bir durum değerlendirmesi ve stratejik bir önermeyi içeriyor ' dedi. Bu konunun ümmeti yeniden inşa etme özlemini duyan, kitleleri ıslaha çalışan ve bu faaliyetlerini projelendirme gereği duyan İslami etkinlikler açısından ifade ettiği anlam ve değere eğilmemiz gerektiğini söyledi. 'Kur'an Nesli söyleminde ittifak etmeye ve amaçlarına doğru akmaya çalışan insanları gerçekten 30-35 yıllık sürecimizin yanlışlarını tekrarlamadan, istişari şura temelinde kavileştirebilecek bir yeterliliğimiz var mı' sorusunu soran Türkmen, bu akşam burada Kur'an Neslinin inşası hedefine yönelen kesimler arasında Kur'an Nesli Platformu oluşturulabilir mi sorusunu tartışacaklarını ama öncelikle bu konuyu öncelemek ve gündemleştirmek erken bir kalkış mı, yoksaolay daha mayalanmalı, değerlendirilmeli ve tartışılmalı mı sorusunu cevaplamamız gerektiğini söyleyerek sözü ilk konuşmacı olan Ahmed kalkan'a verdi.
Sunumunu reel ve olması gereken/ideal boyutlarda gerçekleştiren Ahmed Kalkan, genel olarakdüşünüldüğünde reel olarak bunun için gerekli bir ortamın oluşması ve daha çok aşamalardan geçilmesi gerektiğini söyledi. Gerçekçi olmak gerekirse hastalığa teşhisin doğru konulduğunu, insanımızın bireysel, toplumsal, siyasal olarakKur'an'dan kopuşun bütün sıkıntılarını yaşamakta olduğunu ve dolayısıyla bütün sıkıntılarımızın Kur'an'dan kopmaktan kaynaklandığını ve çözümün de elbette ki ümmetin yeniden inşa edilip yapılandırılması hedefine yönelmiş örnek bir Kur'an Nesli olmaktan geçtiğini söyledi. Ancak yaşanan hastalığın doktor konumundaki kişi ve kesimlere de maalesef bulaştığını belirten Kalkan 'uygun bir yöntem yoksa iyi niyetle yapılan işleri/tedaviyi de olumsuz hale getirir' diyerek usulî soruna dikkat çekti.
İkinci konuşmacı olarak söz alan Mehmet Pamak ise,ümmeti inşa etmenin akidevi bir sorumluluk ve bunun için Kur'an Nelinin inşasından hareket etmenin aynı oranda akidevi ve stratejik bir öncelik olarak algılanması gerektiğini söyleyerek başladığı konuşmasında şahitlik ödevi bağlamında Kur'an Nesli için en temel şartın Kur'an'ı hakkıyla okumak ve Kur'an'ı temel alan bir din anlayışıyla yeniden hakkı, insanı, hayatı, şahsiyeti, toplumu inşa etmeye yönelmek olduğunu söyledi. Bunun içinse ilk Kur'an Neslinin örnekliğinin önemini vurgulayan Pamak onların şirkten tevhide, cahiliyedenİslam'a doğru gerçekleştirdikleri hicret ve şirk sisteminden i'tizal edip ümmeti oluşturmak üzere cemaatleştiklerini belirtti ve bu örnekliğe ittiba etmemiz gerektiğini söyledi.
Üçüncü konuşmacı olarak söz alan Ramazan Kayan da 'Ortada Kur'an varsa mutlaka Kur'an Nesli de olacaktır. Ya da Kur'an var oldukça Kur'an Nesli de var olacaktır. Kur'an Nesli ideali var oldukça da kendi iç sorunları olsa bile onu gerçekleştirmek için gerekli çaba ve gayretler gösterilecektir-gösterilmek mecburiyetindedir; bu, akidevi bir zorunluluktur' diyerek başladığı konuşmasına öncelikle 'nasıl bir Kur'an'sorusunu sormamızın önemini belirterek konunun öznesi olan Kur'an tasavvurumuzun nasıl olması gerektiğini tahlil etti.
Kur'an Nesli öbekleri ve şahsiyetleri arasında çeşitli sorun ve farklılıkların bulunmasının da doğal görülmesi gerektiğini belirten Kayan asıl olanın temel sabitelerden bir konsensüse varmak olduğunu, nitekim ilk Nesil arasında da beşer olmaktanileri gelen sorunların ve anlaşmazlıklarınvaki olduğunu söyledi. Ve Kur'an Neslini inşa sürecine adım atanlarımızın da çeşitli sorun ve sıkıntılarının bulunduğunu ve bunların özlenen platform oluşturulmadan önce mutlaka muhasebe edilmesi gerektiğini söyledi.
1- Ertelemeci anlayış: Anın sorumluluklarını ve vaciplerini göz ardı etme ve bunun süreç içerisinde içselleştirilip kanıksanır hale getirilmesi;
2- Kurtarıcıbekleme yanılgısı: Tevhidi bilince erdikten sonra vahyi şahitlik ve yeryüzüne halifelik misyonunun kendisini aşan bir şey olduğu söyleyenler. Bunun gerektirdiği sorumlulukları salt kanaat önderleri gibi birilerine havale?
3- Mükemmeliyetçi anlayış: Kendini avutmaya dönük 'yapacaksak en güzelini, değilse hiçbir şeyi' telakkisi?
4- Parçacı yaklaşım: Anlayış ve hareket düzeyinde bütüncül olamama, parça doğruların zaman içerisinde oluşturduğu sürtüşme vd.
Bunların zihinsel donukluk, kafa karışıklığı, pasiflik, içe kapanma, savunmacılık ve edilgenliği getirdiğini ve dolayısıylaböyle bir zeminde Kur'an okumaları ve çalışmaları devam etse bile mevcut durumu aşmayı sağlayamayacağını söyleyen Kayan özne, öncü, özgür ve örnek şahsiyetler olmamızın ancak nefislerimizi, zihnimizi ve kalbimizi vahiyle arındırmamız ve bir bütün olarak hayatımızı Kur'an ile inşa etmekten geçtiğini ve Kur'an Nesli Platformu gibi sağlıklı oluşum ve birlikteliklerin de ancak bu gibi şahsiyet ve öbekler ile mümkün olabileceğini belirtti. İslami şahsiyet ve yapıların da ancak sorgulayıcı/eleştirel bir akıl, özverili bir yürek, zinde ve kavi bir irade ve berrak-dinamik bir zihin sayesinde fonksiyonel olabileceğini söyledi.
Son konuşmacı olarak söz alan Hamza Türkmen ise ulusal sınırlar içerisindeki esaret ve bize dayatılmaya çalışılan cahili statüko karşısındaki konumumuza dönük tespitlerle başladığı konuşmasında Cumhuriyet kurulduğundan bu yana yaşadığımız coğrafyada en büyük çatışmanın ulusal kimlik ile İslami kimlik arasında gerçekleştiğini ve bunun sürmekte olduğunu söyleyerek bu imtihan zemininde bugünden yarına doğru sağlıklı bir gelecek tasavvuru ve mücadele hattı oluşturmamızın önemini belirtti.
Mevzu bahis süreçte Müslümanlar olarak yeniden diriliş ve var olma mücadelemizin de artı ve eksilerini tahlil eden Türkmen, her şeye rağmen gelinen aşamanın umut verici olduğunu ve bugün böyle bir gündemle burada buluşmamızın önemini vurguladı.
Kaynak: HaksözHaber