Özellikle ağrısız olduğu için tercih edilen lazerle sünnete dikkat çekiliyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emir İmani, sünnet derisinin yakılarak alındığı lazerle müdahalenin son derece yanlış ve kesinlikle uygulanmaması gereken bir yöntem olduğunu ifade ediyor. Üroloji Uzmanı Dr. Deniz Aydın, lazerle sünnetin olumsuzluklarının 10-15 yıl sonra ortaya çıkacağını anlatarak, ''Müdahale sırasında ne kadar yerin yakıldığını bilmiyoruz. Derinin altı mı yakıldı yoksa derinin altında hayati sinirler mi zarar gördü bilemiyoruz.'' şeklinde konuştu.
Öte yandan tıbbi açıdan doğru yapılmayan sünnet, birçok ciddi sağlık sorununun ortaya çıkmasına da sebep oluyor. Uzman hekimler tarafından yapılmayan her 100 sünnetin en az 30-40'ında hatalı uygulamalara rastlanıyor. Bu hataların bir kısmı tedavi edilebilirken, diğer kısmında ise geriye dönüşü olmayan tıbbi hatalar ortaya çıkabiliyor.
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emir İmani, lazerle sünnet yöntemi olarak bilinen yöntemin, kanama olmadığı ve çocuk fazla korkmadığı için son dönemde adeta salgın haline geldiğini kaydediyor. Bunun yanlış olduğuna dikkat çeken İmani, lazer diye sunulan aletin aslında bir çeşit elektrikli havya olduğunu belirtiyor. Lazerle hiçbir ilgisi olmayan bu yöntem ile sünnet derisi yakılarak alınıyor ve çoğu zaman diğer dokuların da yanmasına neden oluyor. Yakarak kestiği için bütün dokular, bu durumdan etkilenebiliyor. Lazerle sünnetin Sağlık Bakanlığı tarafından da uygun bulunmadığını söyleyen İmani, 'Bu yöntem ailelerin hoşuna gidiyor. Çünkü dikiş ve kanama yok, ayrıca çocuk da klasik cerrahi yönteme kıyasla fazla korkmuyor.' dedi.
Lazerin riskinin 10-15 yıl sonra ortaya çıkacağını anlatan Üroloji Uzmanı Deniz Aydın ise aileleri uyarıyor. Sünnetin tıbbi olarak hijyenik ortamda ve uzman kişilerce yapılmasını istiyor. Sünnetin anestezi altında olmasının gerekliliğinden bahsediyor. Devletin sosyal güvenlik kapsamında hastanelerde ücretsiz sünnet yaptırdığını da hatırlatan Aydın, sünnet konusunda en uygun adresi hastaneler olarak gösteriyor.
Sünnetin tıbbî yararları
Sünnet, öncelikle idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltan bir cerrahi uygulamadır. Sünnet olmamış çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu geçirme riski yaklaşık 10 kat daha fazla. Sünnet olmamış erkeklerde hem cinsel yolla bulaşan hastalıklara, hem de penis kanserine daha sık rastlanıyor. Sünnetsiz erkeklerle evli kadınlar ise rahim boynu kanserine yakalanma riskine daha fazla sahip. Bunların yanı sıra, sünnetin en önemli faydası ise AIDS hastalığına yakalanma riskini azaltması. Yapılan araştırmalar sünnetli erkeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin 6 kat azaldığını ortaya çıkarıyor.
Sünneti kim yapmalı?
Sünneti sağlık teknisyenlerinin yanı sıra pratisyen doktorların da yapabileceği gibi ilk tercihiniz çocuk üroloğu veya çocuk cerrahisi uzmanı olmalıdır. Bu uzmanların bulunmadığı yerlerde genel cerrah ya da üroloğa başvurulabilir.
Eski usulle yapılan sünnetin de riskleri var
Tıbbi açıdan doğru yapılmayan sünnet, birçok ciddi sağlık sorununun ortaya çıkmasına sebep oluyor. Uzmanlarca yapılmayan her 100 sünnetin en az 30-40'ında hatalı uygulamalara rastlanıyor. Bu hataların bir kısmı tedavi edilebilirken, diğer kısmında ise geriye dönüşü olmayan tıbbi hatalar ortaya çıkabiliyor. Eski usullerle yapılan sünnette oluşabilecek risklerden en önemlisi kanama sorunu. Sünnet sonrası ortaya çıkan kanamalara acil müdahale edilmesi gerekiyor. Çünkü aşırı kan kaybı ölüme neden olabilir. Diğer bir risk ise enfeksiyon tehlikesi. Steril şartlarda yapılmayan sünnette bulaşıcı hastalık kapma riski artıyor. Özellikle toplu yapılan sünnetlerde bu risk çok daha yüksek. Sünnet derisinin fazla ya da eksik kesilmesi gibi durumlarda ise organik sorunlar görülebileceği gibi estetik müdahale de gerekebiliyor.