İkisinin de Cezayir asıllı ailelerin çocukları olması ve ikisinin de Marsilya'da doğması 'veraset ilâmı' anlamına gelmiyor elbette. Ancak Zidane'ın oyun görüşünü, paslarını, adam eksiltmesini ve hızlanma stilini bilenler Nasri'de de benzer hareketleri görünce şaşkınlığa uğruyor. Zidane'ın hareketleri pek çok futbolcu tarafından taklit edilebilir ama oyun görüşü, doğuştan yetenekle alakalı bir şeydir. Nasri'de bu yetenek fazlasıyla var. Zidane'la aynı mevkide oyun kurucu olarak oynadığını da belirtmemiz gerek. Zaten Fransa U17 Milli Takımı'yla Avrupa Şampiyonluğu'na ulaştığı 2004 yılından bu yana 'Yeni Zidane' olarak nitelendiriliyor.
Bir yıldız futbol sahnesinden çekildiğinde onun yerini doldurmak için sistemli bir arayış başlar. O yıldızın ismi, yeni bir oyuncunun adının önüne geldiği zaman bilin ki yaşıtları arasından yetenekleriyle sıyrılan bir genç, bir üst sınıfa terfi ettirilerek yakın takibe alınıyor demektir. Fakat günümüzde bir futbolcuyu 'Yeni Maradona', 'Yeni Zidane, 'Yeni Pele', 'Yeni Hakan Şükür' vb. diye nitelendirmek pek samimi bulunmuyor. Samimi bulunmamasının çeşitli nedenleri var. Bu potansiyelli oyuncular hiçbir zaman o seviyeye yükselemiyor. Yükselemedikleri gibi daha iyi olamamalarının sebebi olarak da bu isimlerle baskı altına alınmaları gösteriliyor. 16-17 yaşındaki bir gence dünyanın en büyük oyuncularını örnek gösterip 'Hadi böyle ol' dediğiniz zaman iyi bir iş yaptığınızı düşünebilirsiniz. Rol modelliği mevzuu tamamen farklı sonuçlara da yol açabilir.
Ama Samir Nasri adındaki 20 yaşındaki futbolcu Zinedine Zidane'a fazlasıyla benziyor.
Bilgisayarda oynanan menajerlik oyunlarında bir futbolcu kariyerine nokta koyduğu zaman onunla benzer özelliklere sahip genç bir oyuncu onun yerini alır. Oyunun devamlılığı açısından bu elzemdir. Zidane'la Samir Nasri'nin benzerliği bunu çok andırıyor. Zidane futbolu bırakırken Samir Nasri kısa kariyerin en iyi sezonuna başlıyordu.
Nasri, 'yeni Zidane' etiketinden hoşlanmadığını 'Böyle bir baskıyı genç bir oyuncunun sırtına yüklemenin âdil olmadığına inanıyorum. Sadece bir Zidane var. Ben kendimim. Daha iyi olmaya çalışan bir acemi' sözleriyle ortaya koyuyor.
Kendisini 'Daha iyi olmaya çalışan bir acemi' olarak değerlendirirken karakterindeki tevazu ışıltısı da çıkıyor ortaya. Zaten kazandığı üne rağmen hâlâ ailesiyle birlikte Marsilya'nın yüzde altmış işsizlik oranına sahip bir bölgesinde oturuyor.
O da Cezayir göçmeni
26 Haziran 1987 doğumlu Nasri, adından anlaşılacağı gibi Arap asıllı. Ailesi Cezayir göçmeni olan Nasri, Marsilya doğumlu. Bu Zidane'la ilk benzerliği aynı zamanda; her ikisi de Cezayir göçmeni ailelerin çocukları. Ayrıca her ikisi de Marsilya doğumlu.
Zidane'ın oyun görüşünü, paslarını, adam eksiltmesini ve hızlanma stilini bilenler Nasri'de de benzer hareketleri görünce şaşkınlığa uğruyor. Zidane'ın hareketleri pek çok futbolcu tarafından taklit edilebilir ama oyun görüşü doğuştan yetenekle alakalı bir şeydir. Samir Nasri'de bu yetenek fazlasıyla var. Zidane'la aynı mevkide oyun kurucu olarak oynadığını da belirtmemiz gerek.
Fransa U17 Milli Takımı'yla Avrupa Şampiyonluğu'na ulaştığı 2004 yılından bu yana 'Yeni Zidane' olarak nitelendirilen Nasri yazının ilk paragrafını yazmamıza neden olan şu sözlerle bu etiketten hoşlanmadığını dile getiriyor. 'Böyle bir baskıyı genç bir oyuncunun sırtına yüklemenin âdil olmadığına inanıyorum. Juventus'a ilk geldiğinde Zidane'ı da Platini'yle kıyaslamışlardı. Ama böyle bir karşılaştırma çok gereksiz. Sadece bir Zidane var, sadece bir Platini olduğu gibi. Ben kendimim. Daha iyi olmaya çalışan bir acemi.'
Mütevazı yıldız adayı
Bu sözleri söyleyen çocuğun Fransa U17 Milli Takımı'na şampiyonluğu getiren golü kaydeden oyuncu olduğuna inanmak zor ama gerçek bu. Olgun bir futbolcunun benzer sözleri söylemesini bekleriz genellikle, çünkü genç futbolcunun egosunun böyle bir mantıkla bütünleşmesi pek mümkün gelmez bizlere. Ama Samir Nasri kazandığı üne rağmen hâlâ ailesiyle birlikte Marsilya'nın yüzde altmış işsizlik oranına sahip bir bölgesinde oturuyor.
Temkin yine bu yaştaki futbolcularda çok rastlanan bir özellikle değildir. Nitekim bu yaş grubu genellikle 'deli' kelimesinden türetilen çeşitli isimlerle nitelendirilir. Fakat Nasri sakin ve kendisini çok iyi tanıyan bir genç profili çiziyor. Bir televizyon röportajındaki şu sözlerinin her genç futbolcu için geçerli olduğunu ama içselleştirilmediğini düşünenlerdenim: 'Star Akademisi (Popstar programının Fransız versiyonu) programını izlemeyi seviyorum. Çünkü kendimi o programdaki kişiler gibi görüyorum. Genç insanlar yeteneklerinin üzerine giderek bir şeyleri başarmaya çalışıyorlar. Medya benim durumumu değiştirerek yıldız bir futbolcu olduğumu yazdı ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ben de onlar gibiyim.'
Fransa Ligi'nde üç sezonda 118 maçta oynayan Nasri 5 gol attı. Çok etkileyici bir istatistik değil belki ama Ribery, Cisse ve Mamadou Niang gibi oyunculara sürekli servis yapılan bir ortamda gol atma fırsatı genç oyuncunun eline çok da geçmiyor. Bu gol kısırlığı konusunda da Nasri yine Zidane'la kıyaslanıyor. Zidane 17 yaşında Cannes'da oynarken Cannes Başkanı ilk golünü attığında ona bir Peugeot 205 hediye edeceği sözünü verir. Ama Zidane bu araba için iki yıl beklemek zorunda kalır. Çünkü golsüz iki sezon geçirmiştir. Samir Nasri için bu geçerli değil elbette. O ilk iki sezonunda birer, geçtiğimiz sezon da üç gol kaydetti.
19 yaşında A Milli Takım'da
Zidane sonrası oyun kurucu arayan Fransa Milli Takımı, Nasri'nin yeteneklerinden maksimum derecede faydalanmayı hedefliyor. İlk kez 28 Mart'ta Avusturya'yla oynanan maçta A milli olan Nasri bu maçta bir asist yaptı, 6 Haziran'da oynanan Gürcistan maçında ise takımının tek golüne imza atarak çok değerli 3 puanın alınmasını sağladı. Nasri 14 yaşından bu yana oynadığı Fransa Genç Milli Takımları'nda çıktığı 55 maçta ise 21 gol kaydetti.
Marsilya geçtiğimiz sezon oldukça kötü başladığı ligde son haftalarda yaptığı atakla Şampiyonlar Ligi'ne kalmayı başardı. Bunda Samir Nasri'nin büyük payı var. Bu sezon toplam 37 maçta oynayan genç futbolcu, Avrupa'nın büyük kulüplerinin dikkatini çekti. Real Madrid'in kendisiyle ilgilendiği yazılıp çizildi. Hatta İspanyolların genç yıldızı her maçta birebir izlettirdikleri iddia edildi ama Marsilya, Nasri'yle ilgili resmi bir teklif almadı. Genç oyuncu da bu konuyla ilgili bazen kararlı bazen de çelişkili açıklamalar yaptı. 'Benimle kimse temasa geçmedi ama ben Marsilya'da bir sezon daha oynamak istiyorum' diyen Nasri bir başka gün '19 yaşındayım ve bu yaşta büyük takımlarda oynayıp başarılı olan pek çok genç oyuncu var' diyordu. Büyük bir transferin kendisi için çılgınlık olacağını, çünkü kendisini önce Fransa'da kanıtlaması gerektiğini söyleyen Nasri başka liglerde oynamak istiyor ama şimdi değil.
Gözler onun üzerinde
Nasri'nin kendisinde gördüğü en büyük eksiklikse oyununu 90 dakikaya yayamaması. 'Gençliğimden kaynaklanan bir istikrarsızlığım var' diyen Nasri 'Bunu dert etmiyorum çünkü genç bir oyuncu için çok doğal bir şey bu. Ama bunu düzeltmek için uğraşıyorum' diye ekliyor.
Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek Marsilya'da Frank Ribery'nin ayrılmasının ardından Samir Nasri'ye çok daha büyük bir sorumluluk yüklenecek. Nasri'nin çok istediği Şampiyonlar Ligi macerasında Marsilya'nın nerelere ulaşacağı ve her zaman şampiyonluk adayları arasında gösterilen takımın Lyon hegemonyasını kırıp kıramayacağı soruları Nasri'nin performansıyla cevap bulabilir. Genç oyuncu Avrupa futbolunda ışıl ışıl parlayacağı bir sezona sessiz ve derinden hazırlanıyor ancak sakatlık nedeniyle sezon başında takımıyla beraber olamaması Marsilyalıları kara kara düşündürüyor.
2006-2007 Barcelonalı Messi'nin yılı olmuştu. Bu kez yine Akdeniz kıyısında Marsilya'ya daha dikkatli bakmakta fayda var. Çünkü Güney Fransa'dan Zidane sonrası bir yıldız doğuyor.
Türknet