Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, isim vermeden Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün dinlendiğine ilişkin iddialara değindi; AKP'yi 'korku diktatörlüğü' oluşturmaya çalışmakla suçlayan Devlet Bahçeli, yasal dinleme-takip mekanizmalarıyla baskı kurma çabasına dair kuşkuların arttığını söyledi.
Hükümetin icraatlarını eleştiren Bahçeli, işsizlikten İngiltere Kraliçesi'nin ziyaretine, gençlerin durumundan halkın yarışma programlarına ilgisien kadar bir çok konuda felaket tablosu çizdi.
AKP hakkında açılan kapatma davasıyla, hükümetin yönetim zaafiyetinin tamamen zayıfladığını söyleyen Bahçeli, Başbakan'ın partisinin kapatılması ve kendisinin yargılanması yolunun açılmasına yönelik kaygılarla itidal ve soğukkanlılığını giderek kaybettiğini savundu.
AKP İÇİN TEHDİT EDEN OLUŞUMLAR
Türkiye'nin, hür bir siyasi irade tarafından değil, AKP'nin korkularının neden olduğu saiklerce yönetildiğini söyleyen Bahçeli, 'Bu anormal ruh halinin olumsuz sinyalleri toplum hayatının her alanında kendisini göstermeye başlamıştır. AKP politikalarını benimsemediği veya destek olmadığından kuşkulanılan herkes ve her kurum, AKP'nin bekası için tehdit eden oluşumlar olarak takdim edilmeye başlanmıştır' dedi.
HERKES DARBECİ OLDU
Bahçeli, 'Muhalefet partileri ve devlet kurumları 'darbeci', hükümeti eleştiren herkes 'darbe işbirlikçisi', ekonomik sıkıntılarını dile getirenler ise 'bozguncu' ve 'istikrar düşmanı' olarak ilan edilmektedir. Başbakan'ın ve siyaset tarzının yarattığı komplo teorileri ile gerilim ortamı, toplumumuzu her geçen gün yeni bir çatışmaya sürüklemektedir. Her karar ve icraata korku ve vehimler hakim olmaya başlamıştır' dedi.
Bahçeli, Yargıtay Başsavcısı'nın AKP hakkında başlattığı hukuki sürecin bile 'yargı darbesi' olarak adlandırıldığını belirtti.
Bahçeli, demokrasi alanını genişletmekten söz eden AKP'nin, oluşturmaya çalıştığı 'korku diktatörlüğü' ile anayasal ve demokratik hakları kontrol altına almaya çalıştığını söyledi.
YASAL DİNLEME
Özel hayatın gizliliği, aile hayatına saygı, haberleşme hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yönelik kuşkuların arttığını dile getiren Bahçeli, hükümetin bu uygulamalarla Türkiye'yi özel hayatların bile denetlendiği ve dinlendiği totaliter bir yapıya doğru sürüklediğini öne sürdü.
Devlet Bahçeli, 'Demokrasimiz, bu şekliyle artık halkını koruyan ve kollayan değil, halkını gözleyen, kuşku duyan ve izleyen bir yönetim haline gelmek üzeredir. Suçla mücadele için hizmet vermesi gereken yasal dinleme ve takip mekanizmaları kullanılarak vatandaşımız üzerinde yasadışı tahakküm, bastırma çabaları ile bir nüfuz imkânı yaratılmak istendiğine yönelik kuşkular artmıştır' dedi.
'Bu konuda acilen tedbir alınamaz ve kontrol sağlanamazsa milletin birbirine olan güveni tamamen sarsılacak, içine sürüklenilen kuşku ve kaygı hali vahim gelişmelere kapı aralayacaktır' diyen MHP lideri, 'Şeffaf devlet iddiasıyla iktidara gelen AKP zihniyeti, hükümetini sürdürebilmek için anlaşıldığı kadarıyla milletimizi şeffaflaştırmakta, buna karşılık kendi iktidar alanını giderek daha gizli, örtülü ve şüpheli hale getirmektedir' diye konuştu.
KRALİÇE'NİN RESEPSİYONUNA ELEŞTİRİ
Bahçeli, konuşması sırasında 19 Mayıs'ın önemine değinerek, konuyu Kraliçe'nin İngiliz savaş gemisinde verdiği resepsiyona bağladı:
'Bundan 89 yıl önce, 15 Mayıs 1919'da, Atatürk'ün ertesi gün, gemi ile Samsun'a gitmek için son hazırlıkları yaptığı bir günün tam 89 yıl sonrasında ve aynı gün yaşananları dikkatinize sunmak istiyorum.
İngiltere'nin İstanbul'da davet verebileceği başkonsolosluk mekanı bulunmasına rağmen, bağımsız bir ülke olan Türkiye'nin kendi karasuları içinde, devletimizin Cumhurbaşkanlığı makamının, bir İngiliz savaş gemisinde Kraliçe tarafından kabulü, hepimizi derinden düşündürmelidir.'
AB'YE GÖNDERME
Bahçeli, yabancı devlet adamlarının milli meselelere 'görüş' adı altında küstahça müdahale ettiğini, sözde tavsiye maskesi ile direktif yağdırdığını, Türk hukuk sistemini, siyaset geleneğini ve milli haysiyetini aşağılamaya çalıştıkları gelişmelerin iyi yorumlanması gerektiğini ifade etti.
GENÇLERİN DURUMU KÖTÜ
Türkiye'de 15 ile 24 yaş arasındaki genç nüfusun 13 milyona yaklaştığına dikkati çeken Bahçeli, Türkiye'de bugün işi olmayan her 100 kişiden 35'inin genç olduğunu, 1.5 milyona yakın gencin ise iş aradığını bildirdi.
Bahçeli, genç nüfusun yüzde 30'unun öğrenci, yüzde 30'unun da çalıştığını, geri kalanın ise ne okuduğunu ne de çalıştığını dile getirerek, 'Bu durum yaklaşık 5 milyon gencin tamamen atıl olarak beklediğini göstermektedir' diye konuştu.
SES YARIŞMASI, PİYANGOLAR...
Bahçeli, 'Geleceğini ses ve müzik yarışmalarına, piyangolara, bahislere, satış oyunlarına bağlayanların sayısı çığ gibi büyümektedir. Kısa yoldan para kazandıracağı düşüncesiyle televizyonlardaki yarışmalara başvuranların sayısı birkaç milyona ulaşmıştır. Genç nüfusun işsizliği, beraberinde sosyal ve kriminal sorunlar da getirmektedir. Şiddete eğilim artmakta, sorunların yalnızca kaba kuvvetle çözüleceğine dair kanaatler güçlenmektedir' dedi.
MHP lideri, yapılan bir ankete göre gençliğin önem verdiği, örnek aldığı şahısların arasında, dizi film kahramanlarının olmasının herkesi düşündürmesi gerektiğini aktardı.
Bahçeli, 'Feodal kalıntı, töre, mafya türündeki dizi filmlerin özellikle gençler arasında rağbet görmesi, okul önlerinde giderek artan şiddet olayları, ilkokullara kadar inen suçlu yaşı, başta hükümet olmak üzere hepimiz için uyarıcı olması gereken bir konudur' ifadesini kullandı.
'Gençlerimize bugün sahip çıkamamanın faturası, önümüzdeki 25 yıllık süreçte karşımıza çıkacak' diyen MHP lideri, hükümetten, Türkiye'nin acil çözüm bekleyen birikmiş ağır sorunlarının yanı sıra ve onlardan da önce olmak üzere, gençliğin sorunlarına eğilmesini beklediklerini kaydetti.