İstanbul'un iki yakasını bir araya getiren unsurlardan biri motorlar. Megakent'te yaşayan hemen herkesin yolculuk yaptığı bu şirin araçların gizli dünyasına usta gazeteci Savaş Ay girdi. Boğaz'da çalışan motorların sayısı 40. Motorları, nesiller boyunca denizcilikle uğraşan belli aileler işletiyor.
İNANMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİK
Çalışan motorlar için kullanılan tabir de ilginç: Plakayla dondurulmuş dolmuş teknesi... Tekne deyip geçmeyin. Değerleri milyon dolarlarla ifade ediliyor. Biz de inanmakta güçlük çektik ama plakaların değeri 2 ile 2.5 milyon dolar arasında değişiyor.
***
Biz kırk kişiyiz hepimiz dolar milyoneriyiz
İstanbul'da sadece 40 adet plakayla dondurulmuş dolmuş teknesi var. Bu plakalar da nesillerden beri bu işi yapan denizci ailelerin elinde. Kimi ailede, plaka tek kişinin kimi ailelerde ise eşlere, kardeşlere pay edilmiş..
İstanbul'da 'plakalı' olarak çalışma hakkı bulunan 40 adet dolmuş teknesi var. Duyunca inanmakta güçlük çektim ama bu plakaların değeri 2- 2.5 milyon dolar arası. Sadece bilenler ve binenler için değil herkes için anlatıyorum, hani o Beşiktaş'tan, Üsküdar, Kabataş ve daha pek çok iskeleden kalkan, yanaşan, kimi zaman tıklım tıklım kimi zaman seyrek yolcuyla boğaz arasında salınan teknelerden söz ediyorum.
FİYAKALAR BOZULDU
Yanlarından kodaman kotraları, pahası ve darası ağır yelkenliler, motor yatlar geçerken hayli mütevazı, ezik, kavruk duran o tekneler meğerse saydığım fiyakalı tekneleri cebinden çıkarırmış da haberimiz yokmuş. Sorsanız size de anlatırlar; 'Daha geçen ay el değiştiren bir dolmuş teknesi eski parayla 3 trilyona satılmış.'
DONDURULMUŞ
Atadan, dededen miras kalan mesleği icra eden denizci torunlarla sohbet ederken öğrendim. Diyorlar ki 'İstanbul'da 18 bin adet ticari taksi var. Eski parayla söylersek bunların plaka değeri 500 milyar liradan fazla. Oysa koskoca İstanbul'da sadece 40 adet plakayla dondurulmuş dolmuş teknesi var. Bu plakalar da nesillerden beri bu işi yapan ailelerin elinde. Kimi ailede plaka tek kişinin, kimi ailelerde ise eşlere, kardeşlere pay edilmiş durumda.'
DEĞİRMENİN SUYU MU BU?
Böyle bir haberi birinci ağızlardan daha da bir sorgulamak gerekir deyu art arda kuruyorum soru cümlelerimi.
- Peki bu teknelerin plakasız değeri nedir kardeşler?
- Şekline, malzemesine, yolcu kapasitesine göre değişir
- Hepsi aynı değil mi. Standardı yok mu bunun?
- Sınıf sınıf tekne var Savaş Abi. A-B-C sınıfı tekneler var. Bir de çok konforlu, lüks diyeceğimiz 'A Plus' tekneler var...
- Altı üstü Beşiktaş'tan Üsküdar'a geçeceğiz. 6-7 dakikalık yola ne lüksü ne konforu?
- Öyle düşünme abi. Şu anda biz özel bir firmanın şemsiyesi altında çalışıyoruz. Kiraladılar plakalı tekneleri. Boğaz turlarını da biz attırıyoruz. Firma ayarlar bize haber verir. Gelen talebe göre bir tekne o işi yapar.
BIYIKLI DA VAR
- Hangileri o lüks dedikleriniz. A Plus hangileri yani?
- Mesela Dedetaş, mesela Tafralı, Kaçar 1, Yeni Kısmet, Sabri K. lüks teknelerimiz.
- C sınıfı dediğiniz ne peki. Köhne mi onlar?
- Hayır onlar da gayet iyi tekneler ama biraz daha gösterişsiz. Bıyıklı var, Aktaş var mesela.
- Mürettebat kaç kişi?
- Her teknede en az 3 kişi. 1 kaptan, 1 usta gemici, 1 yağcı.
- Kaç yolcu kapasitesi var?
- 200 kişilik tekne de var, 400 ya da 800 kişilik tekne de var. Sadece dolmuş motorculuğu yapıyorsak mesela Beşiktaş-Üsküdar arasında bizim fiyatımız 1 milyon 300 bin lira. Akbil de geçiyor. Anlaşmamız var İETT'yle. O zaman daha ucuza mal oluyor yolculuk.
DOLMUŞ DOLMAMIŞ
- Ortalama kaç sefer yapar ki bir günde bir tekne?
- Bazen 10 bazen 20-25. Maç günü olur, bayram seyran olur, iş çıkışı pik saatleri olur değişir.
- Diğer iskelelerde de görüyoruz aynı teknelerden...
- Onlar da bu 40 tekne arasında. Mesela Eminönü-Bebek hattında ya da Sarıyer-Kavak, Arnavutköy-Kanlıca arasında da bir dolmuş teknesi görsen o da bizim filodandır.
- Madem adı dolmuş, dolmadan kalkmıyor musunuz sahiden?
- İlle dolması gerekmiyor. Belli aralıklarla gider geliriz. Bu arada askere, polise, şehir hatlarında çalışan gemi adamlarına, sakatlara, yaşlılara bedava.
SARHOŞLARA BEDAVA
- Hiç 'arıza' çıkıyor mu?
- Motorda mı?
- Yok yolcular arasında ya da sizinle yolcu arasında...
- Bazen ufak tefek şeyler olur ama büyümez. Neticede biz ata mirası bir görev yapıyoruz. Artık insan sarrafı olduk. Burada çalışan herkes dürüst, mert, inançlı insanlardır. Yolcu kim olursa olsun canı, malı, namusu, çoluk çocuğu bize emanettir.
- Helal olsun size o zaman...
- Haa bir de sarhoşlara bedavadır teknelerimiz...
- O niye?
- Adam gece yarısı sarhoş kafayla biniyor gel de bilet sat bakalım. (gülüşmeler)
Kürekçilikten dolar milyonerliğine
Rakamlar büyük ama analarının ak sütü gibi helal bu para onlara. Çünkü gerçekten de işin ceremesini, ağırlığını, acısını çekmiş kuşaklardan almışlar bu mirası. Ufak bir araştırma yapınca rastladıklarıma bakın okuyun:
PAZAR KAYIKLARI
İstanbul'un fethinden bir müddet sonra şehirle, sahil köyleri arasında muntazam kayık seferleri tesis edilmiş ve bu seferler hakkında muhtelif devirlerde nizamlar konulmuş. 1677 senesinde Marmara, Haliç ve Boğaziçi'nde 17 kayıkçı iskelesi ve bu iskelelere bağlı 1458 kayık varmış. İstanbul'un ilk toplu insan deniz taşıtları 'Pazar kayıkları' olmuş. İskeleler arasında insan ve eşya nakleden kayıkların her biri 50-60 kişi taşır günde birer-ikişer nöbet sefer yaparlarmış.
MAŞRAPA ZAMANLARI
Pazar kayıkları üç, dört çifte olur, her küreği ayakta olmak üzere bir adam çekermiş. Pazar kayıkları içlerinde oturmak için birer kilim bulunur ve yolcuların su içmelerine mahsus maşrapalar bulunurmuş. Pazar kayıkları çoğalınca bunların idaresi 1837 senesinde evkafta 750 kuruş maaşla bir kayıkçılar kitabetine bağlanmış ve 10 yerde de kayıkçılar kethüdası kurulmuş.
SİZ DE HELAL ÇEKİN
Şirket-i Hayriye'nin tesisinden sonra da Pazar kayıkları faaliyetine devam etmiş. Vapurlardan daha ucuza insan ve eşya taşıyan bu kayıklara fakir halkın rağbeti eksilmemiş çünkü. İşte ta o devirlerde her türlü riskine, tehlikesine rağmen emekle, yürekle, bilekle kazanılmış bir ata-dede hakkı onların ki. Nazar etmeyin, siz de helal olsun deyin.
SAVAŞ AY/TAKVİM