Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Foklara kızıl ötesi takip

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünün 1994 yılından bu yana yürüttüğü çalışma kapsamında Akdeniz fokların yaşamları ve göç hareketleri, yerleştirilecek kızılötesi alıcılar yardımıyla gözlemlenecek.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-10 12:35:00

Foklara kızıl ötesi takip

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz
Bilimleri Enstitüsünün 1994 yılından bu yana yürüttüğü çalışma
kapsamında Akdeniz foklarının yaşamları ve göç hareketleri,
yerleştirilecek kızılötesi alıcıların yardımıyla gözlemlenecek.
ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal
Gücü, Akdeniz foklarının yaşamları ve korunmasıyla ilgili 14 yıldır yürüttükleri çalışmayı her yıl genişleterek sürdürdüklerini, bu yılki araştırmanın Antalya'da, Kemer ile Finike arasında kalan kıyıda yapılacağını söyledi.

Bugüne kadar, Mersin sahilleri ile Hatay'ın İskenderun ilçesinden Suriye
sınırına kadar olan kıyıları ve KKTC sahillerini araştırdıklarını ifade
eden Gücü, 'Gözlemlerimiz sonucu, buralardaki tüm hayvanların
birlikleriyle irtibat içinde olduğunu ve göç ettiğini gördük. Bu da
koruma planını etkiliyor. Bir bölgeyi ne kadar korursak koruyalım,
diğerini koruyamıyorsak, başarı elde edilemiyor' dedi.

Dünyada yaklaşık 500 Akdeniz fokunun yaşamını sürdürdüğünü ifade eden
Gücü, 'Araştırma yaptığımız bölgelerde 40 kadar fokun yaşadığını
belirledik. Diğer bölgeleri de dikkate aldığımızda, dünyadaki fok
nüfusunun yaklaşık 10'da birinin Türkiye'de bulunduğu sonucuna
varıyoruz' dedi.

Fokları denizde gözlemlemenin çok güç olduğunu vurgulayan Gücü,şöyle
devam etti: 'Foku denizde belki birkaç saniye görüyorsunuz, sonra suya dalıp kayboluyor. Bu şekilde gözlemleyip araştırma yapmak mümkün değil.
Yaşamlarının önemli bir bölümünü mağaralarında geçiriyorlar. Mağaraları,
barınmak, dinlenmek üremek ve yavrularını büyütmek için kullanıyorlar.
Ancak, özellikle yavrular açısından mağaralara sürekli girip çıkmak da
doğru değil.

Bu nedenle mağaralara kızılötesi algılayıcılar yerleştiriyoruz. Bu
cihazların bataryası 3 aya kadar dayanıyor. Cihaz mağaraya girip çıkan
fokların verilerini topluyor, fotoğraflarını çekiyor. Daha sonra bu
fotoğrafları, onları tanımlamakta kullanıyoruz. Aynı foku başka bir
bölgede gördüğümüzde, göç yollarıyla ilgili bilgi edinmiş oluyoruz ve
koruma planımızı buna göre hazırlıyoruz.'

TEHDİT ALTINDALAR

Fokların soyunun tüm dünyada tehdit altında bulunduğunu vurgulayan Gücü,
'Türkiye'de ise her bölgede farklı tehditlere maruz kalıyorlar' dedi.
Akdeniz foklarını, Ege Bölgesi sahillerinde yapılaşma ve turizmin tehdit
ettiğini söyleyen Gücü, 'Ege'de yapılaşma barınaklarını yok ediyor,
turizm avlanmalarını güçleştiriyor. Çalışmaları yürüttüğümüz Akdeniz'de
ise en önemli tehdit balıkçılık' dedi.

Fokların büyük balıklarla beslendiğini, ancak Akdeniz'de balıkçılığın
kontrol altında olmamasının ve aşırı avlanmanın stoklarını tükettiğini
vurgulayan Gücü, şöyle devam etti:  'Bu durum fokları küçük kıyı balıkçısıyla rekabet haline getiriyor. Balıkçılar da foklara düşman oluyor. Çünkü ağlarındaki balıklarla beslenmeye çalışıyorlar. Hem ağlara zarar veriyorlar hem de balıkları çalıyorlar. Bu durumun sonucu olarak Mersin'de 1994 yılında 6 fok, balıkçılar tarafından öldürülmüştü. Antalya'da ise mağaralara dalış turizmi düzenlenmesi önemli bir tehdit.'

Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde 1994 yılında kurulan Ulusal Fok
Komitesinin, 2001 yılına kadar çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden
Gücü, 'Ancak, komisyon son 3-4 senedir hiçbir faaliyet yürütmemekte. Bu
komisyonun aktif hali getirilmesi, fokların korunması açısından çok
önemli' dedi.

Çalışmalara gönüllü olarak katılacak, üniversitelerin deniz bilimleri
bölümlerinde okuyan öğrencilere ihtiyaçları bulunduğunu ifade eden Gücü,
'Bu konuda Antalya'daki çalışmalarımıza katılmaları için
üniversitelerdeki öğrencilere çağrı yaptık. Amacımız fokları sevdirip,
yürüttüğümüz çalışmaları öğretecek ve sürdürecek kişiler bulmak' dedi.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara