Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, 9 Mayıs Avrupa Birliği Günü dolayısıyla Avrupalı Büyükelçilerle kahvaltılı toplantıda biraraya geldi. Babacan, Swissotel'de gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada bugün AB'nin bir barış, istikrar, refah alanı olduğunu, coğrafi bir alandan çok yüz milyonlarca kişinin ortak değerleri, hedefleri ve geleceği paylaştıkları bir birlik olduğunu vurguladı.
Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, farklılıklara saygı, çoğulculuk gibi unsurların AB'nin temel yapı taşları olduğuna işaret eden Babacan, AB'yi ortak eksenler üzerine kenetlenmiş farklılıkların zenginliği olarak tanımladı.
AB'nin dünyada demokrasi için ilham kaynağı olduğuna işaret eden Babacan, '21. yüzyılın şartları daha geniş bir vizyon benimsemeyi gerektirir. Her yeni üye, birliğin kültürel çeşitliliğine, vizyonuna katkıda bulunmuştur.Ülkemiz de önemli bir dönüşüm süreci yaşamaktadır' dedi.
Türkiye'nin hedefinin sadece tam üyelik olduğunu vurgulayan Babacan, 'Türkiye olarak hedefimiz tam üyeliktir. Herhangi başka bir hedef sözkonusu değildir. Türkiye'de reformları gerçekleştirmek ve güçlü toplumsal desteği sağlamak, hedefin yerinde durması ile mümkün. Türkiye'nin önüne siyasi engeller çıkarılmamalıdır' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin son 5 yılda ciddi aşama kattetttiğini belirten Babacan, TBMM'nin yeni yasama yılında da reform çalışmalarına devam edeceğini söyledi. Babacan Ekim 2006'da biten tarama sürecinden sonra Türkiye'nin AB'ye uyum müktesebatı sürecini detaylandırılarak tabana yaydığını belirtti. AB içinde Kıbrıs sorunu nedeniyle Türkiye'ye karşı oluşan muhalefet nedeniyle gerçekleştirilen reformları Türk kamuoyuna 'AB için' diye lanse etmekten kaçındıklarını belirten Babacan, 'Attığımız adımların, açılımların sadece AB istiyor diye yapılması bugünün Türkiyesinde ve Avrupasında çok inandırıcı değil' dedi.
Üyelik tarihindeki belirsizliğin Türk kamuoyunda rahatsızlık uyandırdığına işaret eden Babacan, 'Ne zaman ki üyelik tarihimiz belli olur, o zaman reform takvimi netleşir ve AB ile ortak duruş sergileriz' diye konuştu.
İslam, demokrasi ve laiklik kavramlarının birarada olmasının hem AB ve bölge için, hem de global anlamda çok önemli olduğunu söyleyen Babacan, medeniyetler ittifakıyla bu yaklaşımlarını daha somut bir tabana oturttuklarını kaydetti. Türkiye'nin AB üyeliğinin her iki taraf için de stratejik bir proje olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, 'Günlük kaygılar ve dar bakışlı yerel politik çıkarlardan arındırılmalıdır' diyerek AB'nin taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
AB Gününde Dışişleri Bakanlarının Avrupalı büyükelçilerle biraraya gelmesi, 1999 yılında Türkiye'nin adaylık statüsü kazanmasıyla birlikte geleneksel hale geldi.
