Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

ABD?nin Pakistan politikası ateş altında

Bush yönetimine ?teröre karşı savaş? ve Pakistan?ın buradaki yeri üzerinde yeniden değerlendirme yapmaları yönündeki çağrılar büyüyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-07 14:26:00

ABD?nin Pakistan politikası ateş altında

Jim Lobe*

Amerikan istihbarat teşkilatı ile kongre müfettişlerinin ABD?ye en büyük tehdidin Afganistan-Pakistan sınır boyundaki aşiret bölgelerinde geliştiği noktasındaki uyarıları ve George W. Bush yönetimine ?teröre karşı savaş? ve Pakistan?ın buradaki yeri üzerinde yeniden değerlendirme yapmaları yönündeki çağrılar büyüyor.

Yapılan eleştirilere göre özelde ABD politika belirleyicileri Pakistan?ın yeni seçilen sivil hükümetinin, içlerinde Pakistan Taliban?ı ve ülkenin Federal Yönetimli Aşiret Bölgelerindeki (FATA) diğer İslamcı güçlerle ilişkileri olanları da dâhil olmak üzere diğer aşiret reisleriyle muameleleri doğrultusundaki planlarında daha güvene yer vermeli.

Dahası Pakistan?a esaslı bir şekilde yardım sağlanması, analizcilerin tartıştığı ve layık olduğu ilginin hemen hemen verilmediği FATA bölgesi için özellikle kalkınma yardımlarının tedarik edilmesi noktasında Washington hazırlıklı olmalı.

Yeni hükümetteki liderler, Taliban ve sınır bölgelerindeki aşiret reisleriyle anlaşma yapan bölgesel yetkililer de dahil olmak üzere birçok kesimle geniş ölçekli müzakereler yapıp Pakistan?dan henüz dönen büyük ölçüde demokratik bir think-tank kuruluşu olan Amerikan Gelişimi Merkezi?ndeki Güney-Asya uzmanı Brian Katulis şunları söylüyor: ?2005?ten bu yana birçoğumuzun tartışageldiği Amerika?nın Pakistan?a yönelik politikasında stratejik değişim yapılması noktasında burada çok dar kapsamlı bir fırsat var.?

?Bizler kaynaklarımızın çok fazla bir kısmını Irak?a yönlendirdik ve Afganistan?la Pakistan?daki olaylara yeterince eğilemedik.? diyor Katulis ve ekliyor: ?Oysa teröre karşı savaşta merkez cephenin bulunduğu yer burası; Irak değil.?

Bu değerlendirme tam olarak başkasınca değil de ABD Irak büyükelçisi Ryan Crocker tarafından onaylandı. Bu ay Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Joseph Biden?in Afganistan-Pakistan sınırındaki el Kaide ile mi yoksa Irak?taki el Kaide ile mi mücadele edilmesinin ABD güvenlik çıkarlarına daha iyi hizmet edeceği sorusu üzerine Crocker ilkini seçerek cevap verdi.  

(Crocker?in Bağdat?taki askeri ortağı olan General David Petraus ise ? kendisi geçen hafta Irak da dahil olmak üzere Pakistan ve Afganistan?ı da kapsayan ABD Merkez Komutanlığı?nın başkanlığına getirildi ? bir görüş belirtmekten imtina etti.)

Doğrusu Güney-Batı Asya politikasında genel bir değişim yapılması yönündeki talepler, artan endişelerin ortasında geliyor. Özellikle istihbarat biriminde geçen birkaç ay boyunca el Kaide?nin güvenilir bir merkez olarak FATA?yı kullanmasının direk ABD?ye yapılacak bir saldırıya altyapı oluşturmak dahil olmak üzere planlama ve eğitim kapasitesinin çoğunu yeniden kazandığı yönünde endişeler var.

Merkezi İstihbarat Birimi (CIA) direktörü Michael Hayden geçen hafta el Kaide?nin emin bulduğu merkezlerin ?özelde ABD olmak üzere genelde Batı dünyasına, Pakistan ve Afganistan?a açık ve bariz bir tehlike? olarak adlandırdı. Öte yandan Müttefik Genel Kurmay Başkanları komutanı Amiral Michael Mullen ise aynı zamanda uyarılarda bulunarak : ?Eğer ben Amerika Birleşik Devletleri?ni vurmak için bir sonraki saldırıyı gerçekleştiriyor olsaydım bu, FATA bölgesinden yapılırdı.? dedi.

Yapılan değerlendirme bu ay Hükümet Sorumluluk Ofisiyle Kongre?nin soruşturma birimince yayımlanan ve New York Times?in ?bunaltıcı? olarak adlandırdığı raporda karşılık buldu. Raporda Bush Yönetimi?nin altı yıldan daha uzun süredir Afganistan?dan sökülmesinin akabinde Pakistan?a kaçan el Kaide liderliğini engelleme ?veyahut kati surette yenilgiye uğratma ? noktasında kapsamlı bir strateji geliştirmede başarısız olduğu suçlaması yer alıyor.

Amerikalı diplomatlar, asker ve istihbarat yetkilileriyle yapılan görüşmeler ve istihbarat belgelerine dayanan rapor Washington?un oldukça geniş ölçüde devlet başkanı Pervez Müşerref?e ve el Kaide?yle başa çıkması noktasında Pakistan ordusuna yaslandığına yer veriyor. Yaklaşık 6 milyar dolar civarındaki paranın Washington tarafından fiilen Pakistan?a el Kaide ve aşiret bölgelerindeki Taliban ile savaşması için yardım olarak sağlandığını ve paranın askeriyeye gittiğini gösteriyor. Öte yandan bölgede büyük ölçüde Peştun olan nüfusa ekonomik ve diğer sair yardımların tahsis edilmesi devede kulak miktarında.

Brookings Enstitüsü?nde Pakistan uzmanı olan Stephen Cohen?e göre aslında Pakistan Ordusu ?ikiyüzlü bir oyun oynadı? İstihbarat servisi Taliban?ı desteklerken sadece isteksiz bir şekilde FATA?da yerleşen el Kaide güçlerini hedef aldı.?

Ancak bu, 2005 yılından itibaren Müşerref Yönetimi altındaki askeri hükümet ile Taliban liderleri arasında yapılan bir dizi ateşkes anlaşmasıydı. Bu anlaşma hem el Kaide?nin yeniden geri dönmesini hem de yöresel silahlı İslamcıların operasyonlarını FATA?nın ötesinde kuzey-batı sınır bölgesine hatta İslamabad?a kadar yaymalarına izin verdi. Bu ateşkes anlaşmaları geçen yıl bozuldu.

Şubat ayındaki seçimler ve sivil hakimiyete geçişe rağmen Bush Yönetimi kendisini yeni parlamento tarafından önemli ölçüde gücü zayıflatılabilecek olan Müşerrefle veya onun el Kaideyi ve FATA?daki yerel müttefiklerini ağırlı olarak askeri yöntemlere dayanarak takip etme yönündeki inancından uzak tutmakta gönülsüz davrandı.

Doğrusu seçimleri takip eden ayda Washington keskin bir şekilde FATA?da El Kaide ve diğer şüpheli terörist hedeflerine yönelik yürüttüğü pilotsuz uçak saldırılarının sayısını artırdı. Aynı zamanda söylentilere göre Amerikan ordu komutanları sınır ötesi topçu saldırıları ve özel birliklerden müteşekkil küçük gruplarla seçilmiş hedeflere karşı baskınlar düzenlenmesi de dahil olmak üzere daha saldırgan eylemler yapılması noktasında baskı yaptı.

Ancak başbakan Yusuf Rıza Geylani dahil olmak üzere Pakistan Halk Partisi ve Pakistan Müslüman Birliği partilerinin başkanları Asif Ali Zerdari ile Navaz Şerif?in yönettiği yeni hükümetten beklenmedik güçlü bir tepki gelmesinden korkulması Amerikan Yönetimini şimdiye kadar daha dikkatli bir yaklaşım sergilenmesi noktasında ikna etti.

Şubat ayında NWFP§?deki seçimlerde askeri destekli İslamcı partileri yerinden eden Avami Milli Partisi?ni ? laik Peştun partisi ?de içeren hükümet görüşmelere inandığını açıkça ortaya koydu. Hükümet önemli ölçüde FATA?nın kolonyal statüsünü sona erdirmeye matuf bir yasama işlemi ve kalkınma yardımlarını artırdı. Sonuçta bunu Pakistan?ın geri kalan kısmıyla birleştirerek oradaki nüfusun el Kaide?ye ve yerel aşırı unsurlara karşı dönmesi noktasındaki en etkin stratejiyi teklif etti.

Bu strateji zaten çoktan yeni bir ateşkes antlaşmasını ortaya çıkarmıştı. Bunlardan en yenisi geçen Perşembe günü duyurulan ve NWFP Hükümetiyle Pakistan Taliban?ının en önemli lideri Beytullah Mehsud arasında yapılan ve bir anlaşmayla sonuçlananıydı. Ancak bir haftadan daha az bir süre sonra bu anlaşmanın bozulduğu bildirildi.

Doğrusu o esnada Beyaz saray sözcüsü Dana Perino kuşkularını dile getirerek ?Bizler bu tür yaklaşımlar tarzları noktasında endişelenmekteyiz; çünkü bunların işe yarayacağını ve çalışacağını düşünmemekteyiz.? dedi.

Ancak New York Üniversitesi?nde Güneybatı Asya uzmanı olan Barnett Rubin?e göre daha destekleyici olması gereken Washington yeni Pakistan Hükümeti?nin uzlaşma gayretlerini geçmiş dönemde askerlerce yapılan ateşkes anlaşmalarıyla kıyaslamamalı. Rubin : ?Bu askeri yapı o bölgelerde yaşayan halka hiçbir şey sağlamadı.?diyor.

?Hükümet tarafında bu müzakerelere girişen insanlar Taliban?a karşı muhalefetlerinde askerden daha uzun bir geçmişe sahipler? diyor Rubin ve ekliyor: ?Bu kesimlerin mevcut siyasi hedefleri menfaatlerimize askeri kesiminkinden çok daha yakındır. Onlara daha fazla güvendiğimizi göstermeli ve destek vermeliyiz.?

?Hükümet bu bölgeleri Pakistan?ın bütünüyle bütünleştirecek ateşkes yapmak istiyor.? diyor Barnett Rubin.

Son olarak Rubin hükümet reformlarıyla birleştirilmiş ve ordudan ziyade halkı hedef alan kalkındırma yardımlarında esaslı bir artırma stratejisi ?yerel halka? Müşerref Hükümeti?nden çok bu hükümetle anlaşmasında daha teşvik edici olacaktır? diye ekledi.



*Jim Lobe özellikle neo-muhafazakârların Bush yönetimi üzerine etkisini konu alan dış siyaset üzerine haber yapmakla ünlüdür. Uluslararası haber ajansı Inter Pres Service (IPS)?in Washington Büro Şefi olan Lobe aynı zamanda In Focus, Alternet, Tompaine.com için Dış Politika konularında yazmaktadır ve ABD?nin Irak?ı işgali için motivasyonlarıyla ilgili BBC ve ABC televizyon belgesellerinde yer almıştır.

 

Bu makale Rojdan Tekin tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir

 


§ NWFP kısa adıyla bilinen Kuzey Batı Sınır Eyaleti Pakistan İslam Cumhuriyeti?nin bir eyaletidir. NWFP eyaleti kuzeyde Himalaya?dan İndus Nehri?nin her iki tarafını geçerek Belucistan ve Pencap Eyaletlerinin sınır bölgesi olan güneydeki çöle kadar uzamaktadır. Batı cenahında komşu ülke Afganistan arazileri yer almakta olup buraya Süleyman Sıradağları boyunca  tarihi Hayber Geçidi vasıtasıyla ulaşılmaktadır. Eyalet toprakları Çin, Tacikistan ve problemli Jammu ve Keşmir Devlet topraklarına kadar uzanmakta veya yaklaşmaktadır. Eyaletin başkenti Peşaver şehridir.

 

 

 

 

 

Haber Ara