Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kayıp filmin film gibi öyküsü

Yönetmen Erden Kıral, 28 yıldır kayıp olan filmi ?Bereketli Topraklar Üzerinde?yi yıllarca aradıktan sonra İsveç?te buldu.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-02 10:16:00

Kayıp filmin film gibi öyküsü

Çekim aşamasında başlayan aksilikler, filmin başından hiç eksik olmadı. Haftalıkları ödenmeyen işçiler seti terk edince oyuncular set işçiliği yaptı; filmi bitirmek için eşlerinin bileziklerini sattılar. Çeltik tarlaları içinde çok zor koşullarda çalışan oyuncuları böcekler ısırdı, yaraları yıllarca iyileşmedi. 1980 darbesinin hemen öncesinde çekilen filmin gösterimi Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından yasaklandı. Verilen ödüller geri alındı, ödülün alınması engellendi. 1981 yılında kaybolan filmi yıllarca aradıktan sonra umutsuzluğa kapılan Erden Kıral, ?Kızıma ve yakın arkadaşlarıma benden sonra bu filmi bulun ve gösterin demiştim. Bir vasiyetim vardı. Şükür, sağlığımda görebildim? diyor.

Filmin başına gelenler nedir böyle Erden Bey?
Lanetli bir film. Bazı filmler gerçekten lanetlidir. Bazı filmlerin değeri de yıllar sonra ortaya çıkar. Ben, Bereketli Topraklar Üzerinde?yi bulacağım konusunda çok umutsuzdum.

SUSUZ YAZ?I KURTARMA OPERASYONU SCORSESE?DE
Büyük bir rüzgar yaptı bu film ortaya çıkınca. Filmi bulan İstanbul Kültür Sanat Vakfı?na ve Başak Groupama?ya çok teşekkür ederim. Fransa?da filmleri koruyan bir vakıf var, bir de ABD?de Martin Scorsese?nin başkanlığını yaptığı başka bir vakıf var. Onlar da Susuz Yaz?ı kurtarmaya çalışıyorlar. Susuz Yaz da tekrar gösterilecek.

Susuz Yaz ne zaman gösterilecek?
Cannes Film Festivali?nde gösterilecek. Amerika?daki negatifleri kurtarma operasyonuyla Martin Scorsese uğraşıyor.



MUZIR DİYE YASAKLANDI
Filmin serüveninden başka bir film daha çıkarabilecek kadar malzeme birikmiş. 80 darbesinin hemen öncesinde çekmişsiniz.
Darbenin hemen sonrasında da vizyona girmişti. Adana Sıkıyönetim Komutanlığı filmi ?muzır? diye yasakladı.

Film sinemalarda ne kadar süre gösterimde kalmıştı?
1-2 hafta gösterildikten sonra hemen kaldırıldı. İstanbul?da büyük ilgi gösterildiğini, salonları doldurduğunu hatırlıyorum mesela.

EN İYİ FİLM ÖDÜLÜ?NÜ GERİ ALDILAR
81?de de Altın Portakal?da En İyi Film ödülünü almış.
Evet ama bana ödül verilmedi. ?Muzır film? diye geri alınmış.

Ödül komitesi mi geri aldı verdiği ödülü?
O yıllarda yazılanlardan benim anladığım o... En İyi Yönetmen Ödülü ve En İyi Reji Ödülü?nü de verdiler. En İyi Yönetmen Ödülü?nü almaya Adana?ya o yüzden gitmedim, protesto ettim.

En İyi Film Ödülü?nü geri aldılar. 1981 yılının kataloglarına baktığınızda birinci film olmadığını görürsünüz, ikinci filmle başlar liste.

AVRUPA?DAKİ ÖDÜL DE ENGELLENDİ
İlan edilmeden filmin ödülü geri alınıyor. Gerekçe de çok komik; ?muzır? deniyor. Sansürden geçen bir filmdi ama işletme belgesi vardı. Sıkıyönetim ve bazı insanlar bu filmin gösterilmesini istemedi. Öte yandan film, 1981?de Avrupa?nın En İyi Filmi seçildi. Finale kalan 5 film arasındaydı, Strasbourg?da birinci seçildi ama bu ödülü bir türlü alamadım. Vermek için buraya geldiler. Birtakım insanlar yine bunu önlediler. Otele gittim, otel lobisinde ödülü alamadım.

Nasıl engellediler?

Bazı insanlar benim oradan uzaklaşmamı istedi. 5 yıl sonra Paris?e Yavuzer Çetinkaya ile birlikte gittim ve merkezden ödülümü aldım. Yani böyle maceralı bir film. Avrupa?da çok konuşulmasına rağmen Türkiye?de uzun süre gösterilemedi ve sonra da kayboldu işte.

Filmin negatif kopyasının depodan çalındığı söyleniyor.
Negatif çalınmadı. Avrupa?ya götürülmüş.

Kim götürmüş?
Bir isim veremiyorum ama sonunda ortaklardan biri. İsveç?te yaşayan aktör Yalçın Hitay bu filmin seslerinin ve negatiflerinin kendisinde olduğunu söyledi. Onun bir arkadaşı da filmi buraya getirdi.



Kim çalmış peki?
Çalma değil de, alıp götürme. Kim olduğunu öğrenemedim ama filmin İsveç?te olduğunu Yalçın Hitay?dan öğrendim. Benim için önemli olan ele geçirmekti.

Çalınmış diye yazıyor basında.
Hayır, hayır. Kim çalındı diyor? Bizden habersiz götürülmüş.

Götürüldükten sonra ne yaptınız?
Üstüne düştüm. Nerede olduğunu uzun süre öğrenemedim.

KOPYASI İSVEÇ?TE BULUNDU
Ne zaman kaybolduğunun farkına vardınız?

1981?den itibaren, vizyondan kalktıktan sonra. Sıkıyönetim sıklaşmıştı ve o filmi gösterme olanağımız kalmamıştı. Önemli olan 18 yıl sonra bu kopyanın İsveç?te Yalçın Hitay?da olduğunu duymuş olmam. Ondan alınıp getirilmiş. Fakat sesler yoktu. Sesleri değişti. İKSV?nin kullandığı bir ulakla sesleri aldılar. Sesleri ve resimleri birleştirdik. Önemli bir şey. Filmi 12-14 dakika kadar kısalttım. 28 yıl sonra filmi biraz uzun buldum. Hayat o sırada daha yavaş mı akıyordu, bilemiyorum. Bu haliyle film festivalinde gösterildi. O geceyi unutmayacağım. Çok büyük bir heyecan vardı, izdiham vardı. Çok çok sevilerek karşılandı. Çünkü bu filmin başarısı sadece yönetmene ait değildir. Bu, topluca yapılmış bir filmdir. Üstelik arkadaşlarımızın eşlerinin ve kız kardeşlerinin bileziklerini satarak, paraya çevirirek devam ettiğimiz bir filmdir. Çalışanlar haftalık alamayınca bizi terk etti, oyuncularla devam ettik. Oyuncular ray taşıdı, ışık taşıdı. Hep birlikte yaptık yani. Dolayısıyla imecedir bu film. O yüzden de filmin içinde muazzam bir enerji vardır. Ben yıllar sonra gördüğümde şaşırdım.

NUR SÜRER?İN İLK FİLMİDİR
Ben de filmi tekrar izlediğinizde neler hissettiğinizi soracaktım ki...
Bir kere dejavu... Yani ben bu filmi daha önce görmüştüm duygusu...

Bir de şey tabii, bu koşullarda bana film teklif edilse yapmam. Yapamam. Çeltik, su içinde, pirinç tarlalarında çalıştık. Böcekler ısırdı arkadaşlarımızı, onlar sonra yaraya dönüştü ve geçmedi. Beş yıl kadar iyileşmedi, beş-altı yıl taşıyanlar var o yaraları. Yani çok zor koşullarda yaptık. Para yok, yiyecek yemek yok. Domates ve ekmek yedik.
Özellikle orada çalışan tarım işçileriyle çalıştık. Tarım işçileri başrolde gözükürler orada. Yani o yüzden filmin yarı belgesel bir havası vardır. Burada Orhan Kemal?in de adını anmak lazım. Bana sorarsanız Orhan Kemal?in en muhteşem eseridir ve ben oradaki şiveyi korudum ki, oyuncular şive ile konuşsun diye. O şive belgesel bir hava verdi. Gerçeklik duygusunu çok daha rahat yakaladım. Bir şey daha var. Bu filmde Nur Sürer?i oynattım. Ve Sürer?in ilk filmidir ve çok çok başarılıdır. Benim için kumardı, kötü oynasaydı çok zorlanırdım. Çokçok iyi oynadı ve sinema hayatı o filmle başladı. Öte yandan çok önemli oyuncular da vefat etti, aramızda yoklar artık. Erkan Yücel, Yaman Okay, Osman Alyanak, Kaplan Tarsuslu... Bu da o akşam hüzün verdi bize.

Kaç liraya mal olmuştu film, hatırlıyor musunuz?
Sıfır bütçeli bir film diyebiliriz. ?Hadi biz gidiyoruz arkadaşlar? dedim, ondan sonra hep birlikte gittik ve yaptık. Uzun sürdü aslında. Hatırladığım kadarıyla 2,5 ay kadar sürdü. Bazı yerlerden yatak, yemek yardımı falan gördük.

Siz bunu tam olarak hangi tarihte buldunuz?

Şimdi bu çok enteresan. Bu noktaya bir tesadüfle geldik. Azize Tan, İstanbul Film Festivali?nin yönetmeni her yıl bir filmi onarmak istediklerini söylemişti bana. Ben de, ?Benim bir filmim var, onu arıyorum? dedim. Aylar sonra Ulusal Sinema Platformu?ndaydım. Ben negatifleri buldum dediğimde hemen devreye girdi, beni bu grupla tanıştırdı ve orman yangını gibi büyük bir hızla gelişti her şey.

Her şey bu yıl içinde mi oldu?
Evet. Kopyayı bastık ve festivale verdik.

Erden Kıral?ın yeni film projeleri var mı?
26 Mayıs?ta yeni bir filme başlıyorum. Adı ?Vijdan?. Nurgul Yeşilçay, Murat Han, Tülin Özen oynuyor. Tüm çekimleri de İzmir?de yapacağım. Herhalde Ekim ayında film ortaya çıkar.

Senaryosu kime ait?
Raşit Çelikezer.

Filmle ilgili ipuçları verir misiniz?
Vijdan çoğu kez, kötülükleri ortadan kaldırmaya yetmiyor. Filmin kısa cümlesi bu. İlginç insanları anlatıyorum. Ezberleri bozacak bir öykü bu, çok değişik. Yaşanmış bir öykü. Hasan Özkılıç?ın bir hikayesinden yola çıktım. Gazete haberi de ekledim. Bütün öykü de gazete haberi de yaşanmış bir olayadan hareket ediyor.

Bunun bütçesi ne kadar?
1 milyon 200 bin YTL. Küçük ama büyük bir bütçe.

 

NTV

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara