Latin Amerika: demokrasi üzerine gizli savaş
New Statesman için bir makalesinde John Pilger çoğunluğun pahasına imtiyazlı sınıflara güç yenilemek için Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere tarafından söylenmeyen bir savaş açıldığını iddia ediyor.
John Pilger*
Irak?ın zaptının ses ve şiddetinin ve İran?a karşı kampanyanın ötesinde dünyanın hâkim gücü başka bir kıtada söylenmeyen bir savaş çıkarıyor ? Latin Amerika. Washington vekilleri kullanarak kendilerini orta sınıf diye adlandıran imtiyazlı bir grubun siyasi kontrolünü yenilemeyi ve sağlamlaştırmayı, katliamların sorumluluğunu değiştirmeyi, eroin trafiğini Kolombiya?daki psikoza girmiş rejimden ve mafya üyelerinden uzaklaştırmayı ve Latin Amerika?nın Venezüella Ekvador ve Bolivya reform hükümetleri tarafından fakirleştirilen çoğunluğu arasında artan umutları bastırmayı amaçlıyor.
Ana savaş alanı Kolombiya?da, FARC (Halk Ordusu) diye bilinen Kolombiya Devrimci Silahlı Güçlerinin gerillaları tarafından savaşın sınıf yapısı bozuldu. Çocuk kaçırma ve uyuşturucu ticaretine girmeye başvurmaları George W Bush rejiminin proto-faşizmine karşı çıkarak Latin Amerika?nın epik isyan tarihine değer kazandıranları karalamak için bir araç sağladı. ABD savaş uçakları 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Afganistan?daki binlerce sivilin ölümüne neden olacak şekilde bombaladığı sırada Devlet Başkanı Hugo Chavez ?teröre karşı terörle savaşamazsınız? dedi. Bundan sonra artık mimlenmiş bir adamdı. Gene de bütün anketlerin gösterdiği gibi ?terör savaşının? hâkimiyet amaçlı haçlı seferi olduğunu kavrayan büyük çoğunluktaki insanlar adına konuştu. Bush?a karşı duran ulusal liderler arasında neredeyse tek başına Chavez düşman ve Amerika Birleşik Devletlerinden bağımsız işleyen bir sosyal demokrasi planları Washington?un Latin Amerika üzerindeki kontrolüne bir tehdit olarak ilan edildi. Latin Amerika uzmanı James Petras ?hatta daha da kötü,? diye yazdı, ?Toplu ayaklanmalar, popüler başkaldırılar ve ABD yanlısı bağımlı ülke idarecilerinin çökmesi (Arjantin, Ekvador ve Bolivya) sürekli ön sayfa haberlerinde olduğu bir zamanda (2000-2003) Chavez?in ulusalcı politikaları Latin Amerika?da bir alternatifi gösterdi.?
İmtiyaz ve fakirlik bolluğu olan ülkelerdeki ?orta sınıflar? tarafından görüldüğü gibi bu alternatifin tehdidini küçümsemek imkansız. Venezüella?da Petras?ın dediği gibi ?gaddar komünist diktatör ile yönetilen garip fantezileri? Güney Afrika?nın ırk ayrımı rejimini destekleyen beyaz nüfusun paranoyasını hatırlatıyor. Güney Afrika?daki gibi Venezüella?da da ırkçılık fakirlerin yok sayılması, küçümsenmesi ya da hor görülmesiyle her tarafa yayılmıştır ve bir ?maymun? gibi karışık ırktan olan Chavez?i görevden uzaklaştırmak için bir Karakas radyo yayıncısına izin verilmiştir. Bu saçma hınç sadece Country Club diye adlandırılan taşralarda duvarların ardındaki süper zenginlerden gelmiyor, aynı zamanda hak iddia edenlerden dolaylı olarak her şeyi Amerika?ya bağlayan orta seviye yönetim, gazetecilik, kamu ilişkileri, sanat, eğitim ve diğer mesleklerdeki çeşitli rütbelere kadar herkeste var. Yayıncılıkta ve basında gazeteciler çok önemli rol oynadılar -2002?de Chavez?i başarısız bir şekilde devirmeye çalışan generallerden ve bankacılardan biri tarafından doğrulandı. ?Onlar olmadan yapamazdık? dedi. ?Medya bizim gizli silahımızdı.?
Bu insanların çoğu kendilerini liberal olarak görüyorlar ve kendilerini ?solda? tanımlamaktan hoşlanan yabancı gazetecilerde kulakları var. Bu şaşırtıcı değil. Chavez ilk kez 1998?de seçildiğinde Venezüella Latin Amerikan zorbalık yönetiminin ilk örneği değildi. Petrol gelirini yağmalayan ve taşrada görünmeyen milyonlara kırıntılarını atan elitler tarafından yönetilen belli özgürlükleri olan liberal bir demokrasi yönetimiydi. Puntofijismo olarak bilinen iki ana parti arasındaki anlaşma ABD?deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlara ve İngiltere?deki İşçi partisiyle Muhafazakar partililerin kümelenmesine benziyor. Onlar için popüler halk egemenliği fikri aforoz edilmiştir ve hala da öyledir.
Yüksek eğitimi ele alın. Vergi mükellefi fonlu elit ?kamu? Venezüella Merkezi Üniversitesindeki öğrencilerin yüzde 90?ından fazlası üst ve ?orta? sınıftan gelmekte. Bunlar ve diğer elit öğrencilerin arasına CIA bağlantılı gruplar tarafından sızılmıştır ve imtiyazlarını savunmada yabancı liberaller tarafından övülmüşlerdir.
Latin Amerika?da Kolombiya ön cephede olmak üzere demokrasi savaşı Chavez?i ana hedefi yaptı. Bunun neden olduğunu anlamak zor değil. Chavez?in ilk icraatlarından biri petrol üreticileri örgütü Opec?i yeniden canlandırmak ve petrol fiyatını rekor seviyelere zorlamaktı. Aynı zamanda Karayip bölgesinde ve orta Amerika?daki en fakir ülkeler için petrol fiyatını düşürdü ve Venezüella?nın yeni zenginliğini özellikle Arjantin?inki olmak üzere borç ödemek için kullandı ve bir zamanlar yönettiği bir kıtadan Uluslararası Para Fonunu çıkardı. Gayri safi milli hasıla yükselirken fakirliği de yarı yarıya kesti. Hepsinden öte fakir insanlara hayatlarının iyileşeceğine inanmaları için güven verdi.
Buradaki ironi, Küba?daki Fidel Castro?dan farklı olarak başkanlığı altında zenginleşmiş iyi durumda olanlara hiçbir ciddi tehdit oluşturmadı. Sosyal demokrasinin ? bir zamanlar İngiliz İşçi Partisi tarafından kucaklanan kesinlikle radikal olmayan bir kavram olan - ?neoliberalizmin? aşırılığına gitmeden fakirlere ulaşıp onları gerçek refahla zenginleştirebileceğini gösterdi. Geçen yılki anayasayla ilgili referandum sırasında oy vermeyen sıradan Venezüellalılar, bürokratlar bozulmuş ve kanalizasyonlar taşarken, ?ılımlı? bir sosyal demokrasinin yeterli olmadığını protesto ediyorlardı. Taşraların Chavez?in ?Bolivar tarzı Devrimini? eleştirmesi, Venezüellalı ve yabancı medyadaki diktatörlük planladığı yönündeki acımasız propagandada boğuldu.
Kolombiya?daki sınırda, ABD Venezüella?nın komşusunu Latin Amerika?nın İsrail?i yaptı. ?Kolombiya Planı? altında silahlara, uçaklara, özel kuvvetlere, paralı askerlere ve lojistiğe 6 milyar dolardan fazla para dünyadaki en tehlikeli insanlara yağdı: Latin Amerika?yı bir nesil boyu yıldıran Şilili Pinochet?in varislerine ve diğer cuntalara, çeşitli gestapolara Georgia?da Askeri Akademide (School of Americas) eğitim verdi. Eski bir Amerikalı eğitimci bana ?Onlara sadece nasıl işkence yapılacağını değil, aynı zamanda nasıl öldüreceklerini, katledeceklerini, ortadan kaldıracaklarını öğrettik? dedi. Uluslar arası Af Örgütü, İnsan Hakları Gözlemcisi ve pek çokları tarafından Kolombiya gerçeğinden kalan hükümet ilhamlı toplu terör belgelendi. 1996 ila 2006 arasında 31,656 yasa dışı öldürmeler ve zorla ortadan kaybolmalarla ilgili bir çalışmada Kolombiyalı Jüri Komisyonu %46?sının sağ kanat ölüm mangası tarafından ve yüzde 14?ünün Farc gerillaları tarafından öldürüldüğünü buldu. İç çıkartmanın üç milyon kurbanının çoğundan paramiliter güçler sorumluydu. Bu kötü durum gerçek amacı Farc?ı ortadan kaldırmak olanların sözde ?uyuşturucuyla savaş? amacı olan Kolombiya Planı?nın bir ürünüdür. Bu hedefe yeni popüler demokrasileri, özellikle Venezüella?yı yıpratma savaşı eklendi.
ABS özel kuvvetleri Kolombiya askeriyesine sınırı geçerek Venezüella?ya girmelerini, vatandaşlarını öldürüp kaçırmalarını, paramiliter güçlerin içine sızmalarını ve böylece Venezüellalı askeri kuvvetlerin sadakatini test etmelerini ?tavsiye ediyor?. Model Nikaragua?daki devrimci hükümeti indiren 1980lerde Honduras?taki CIA yönetimindeki kontra savaşının aynı. Farc?ın yenilmesi, ? geçen yılki dar referandum zaferiyle yeniden güçlenen ? Venezüellalı elitler devletteki ve Kasım ayında yerel hükümet seçimlerindeki yerini genişletirse, şu an Venezüella?ya tam güç saldırı için bir başlangıç olarak görülüyor.
Amerika?nın adamı ve Kolombiya?nın Pinochet?i Devlet Başkanı Alvaro Uribe. 1991?de ABD Savunma İstihbarat Ajansı tarafından gizliliği kaldırılan bir rapor o zamanki Senatör Uribe?nin kartelin uyuşturucu baronu Pablo Escobar?ın ?yakın şahsi arkadaşı? olarak ?Medellin Karteli için çalıştığını? açıkladı. Bugüne kadar, siyasi ittifaklarının 62?si paramiliter güçlerle ve onların ölüm mangalarıyla yakın işbirliğinden sorgulandı. Yönetiminin bir özelliği gölgelerini aydınlatan gazetecilerin kaderi oldu. Geçen yıl dört lider gazeteci Uribe?yi eleştirdikten sonra ölüm tehdidi aldı. 2002?den beri Kolombiya?da en az 31 gazeteciye suikast yapıldı. Uribe?nin diğer alışkanlığı ticaret birliklerini ve insan hakları çalışanlarını ?Farc?ın işbirlikçileri? olarak karalamak. Bu onları hedef gösteriyor. Alkışlanan Kartal Altında: Orta Amerika?ya ve Karayip?e ABD Müdahalesi (1982) kitabının yazarı Jenny Pearce, Kolombiya?nın ölüm mangaları ?giderek aktifleşiyor ve kendine güveniyor; devlet başkanı ülkeyi Farc?a karşı bir araya getirmede o kadar başarılı ki ölüm mangalarının zalimlikleri çok az dikkat çekecek? diye yazdı.
Uribe İngiltere?nin Latin Amerika?daki uzun süreli, çoğunlukla gizli rolünü yansıtan Tony Blair tarafından kişisel olarak destekleniyor. Kolombiya askeriyesine ölüm mangası ittifaklarına kadar yapılan ?isyan bastırma yardımı? defaten zulme mahkum edilen Yüksek Dağ Müfrezeleri gibi birimlerin SAS tarafından eğitilmesini içeriyor. 8 Mart?ta İngiltere?nin güneyindeki Wilton Park konferans merkezindeki ?isyan bastırma seminerine? Kolombiyalı yetkililer Dış işleri Bakanlığı tarafından davet edildi. Dış işleri Bakanlığı eğittiği katilleri nadiren bu kadar yüzsüzlükle sergilerdi.
Batı medyasının rolü önceki modellerde de görülüyor. Yugoslavya?nın parçalanmasına neden olacak kampanyalar ve Irak?ın kitle imha silahları ile ilgili verilen itibar buna örnek. Venezüella?ya saldırı için ortamı yumuşatma da benzer yalanlar ve karalamaların tekrarıyla yolda görünüyor.
3 Şubat tarihinde London Observer gazetesi iki sayfasını Chavez?in Kolombiya uyuşturucu ticaretinde dolap çevirdiği iddialarına ayırdı. Benzer şekilde Saddam Hüseyin?i el-Kaide ile bağdaştırarak korkutma düzmecesiyle adı çıkan Observer?ın başlığı şöyle; ?Açıklandı: Avrupa?ya kokain sürülmesinde Chavez?in rolü?. İddialar doğrulanmamıştı; şayialar kanıtlanmamıştı. Hiçbir kaynak belirtilmemişti. Aslında muhabir açıkça kendini örtmeye çalışıyordu, şöyle yazdı: ?Konuştuğum hiçbir kaynak Kolombiya?nın büyük uyuşturucu ticareti işinde Chavez?in kendisinin doğrudan rolü olduğu şeklinde suçlamadı.?
Aslında BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi Venezüella?nın uluslar arası uyuşturucu karşıtı programlarına tam olarak katıldığını ve 2005?de dünyadaki üçüncü en yüksek miktardaki kokaini yakaladığını bildirdi. Hatta Dış İşleri Bakanı Kim Howells ?Venezüella?nın muazzam işbirliğine? vurgu yaptı. Uyuşturucu karalaması Chavez?in ?Farc ile artan kamu ittifakı? haberleriyle son zamanlarda yeniden güçlendi. (bakınız ?Tehlikeli bağlantılar?, New Statesman, 14 Nisan). Amerikan Eyaletleri Örgütü?nün genel sekreteri gene ?delil yok? diyor. Fransız hükümeti tarafından desteklenen Uribe?nin talebinde Chavez Farc tarafından tutulan rehinelerin bırakılmasını istemede arabulucu rolündeydi. 1 Mart tarihinde ABD lojistik yardımıyla Ekvador?daki bir kamptaki mermileri ateşleyip Farc?ın üst seviyede müzakerecisi Raul Reyes?i öldüren Uribe tarafından görüşmeler ihlal edildi. Farc?ın Chavez?den 300 milyon dolar aldığını göstermek için Kolombiya askeriyesi tarafından Reyes?in laptopunda bir ?email? bulunduğu söylendi. İddia uydurmaydı. Gerçek belge sadece Chavez?in rehine değişimi ile ilgiliydi. 14 Nisan tarihinde Chavez Farc?ı kızarak eleştirdi. ?Ben gerilla olsaydım, asker olmayan bir kadını, bir adamı tutmaya ihtiyacım olmazdı. Sivillere özgürlük!? dedi.
Bununla beraber, bu fantezilerin ölümcül amacı var. 10 Mart tarihinde Bush yönetimi Venezüella?nın popüler demokrasisini, Kuzey Kore, Suriye, Küba, Sudan ve dünyanın lider terörist ülkesi tarafından saldırı beklenilen İran ile birlikte ?terörist ülkeler? listesine yerleştirme sürecinin başladığını ilan etti.
*Avustralyalı gazeteci ve belgesel filmci
Bu makale Hale Akman tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.