Tanınmış fıkıh bilgini Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN, İslam dünyasının bugün ?Tefekkür? yani ?Düşünce? boyutunda tıkandığını; buna bağlı olarak ?Ahlaken? ve ?ekonomik? olarak çöküntüye uğradığını bu sebeple ise ?Batı? karşısında mağlup olduğunu söyledi.
Kanal-A Televizyonunda ?Bilinmeyen İslam? programına konuk olan ve Hamdi MERT?in sorularını cevaplandıran Hayrettin KARAMAN, İslam dünyasının Batı karşısındaki mağlup ve teslimiyetçi durumunu ?İslami düşüncedeki tıkanma?ya bağladı..
Bir toplumda ?Hür düşünce? yani sorunları serbestçe tartışma ortamı bulunmazsa, o toplumda doğruların bulunamayacağını ifade eden Karaman, Müslümanların uzunca süreden buyana böyle bir süreç yaşadığını ve geçmişte insanlık adına ulaştığı medeniyet çizgisini bir-bir kaybettiğini belirtti.
Medeniyet?in tek bir milletin veya toplumun malı olamayacağını; ?Batı Medeniyeti? diye anılan teknik üstünlüğün insanlığın bütününü kucaklayan bir bütüncül mutluluk sergileyememesi bir yana, tek başına ?Batı?nın malı da olmadığını; Batı medeniyetinin temelinin gerçekte İslam medeniyeti üzerine oturduğunu doğudan ve batıdan somut örneklerle açıklayan Hayrettin KARAMAN, medeniyet denilen oluşumun, insanlığın ortak eseri olduğunu ve hiçbir medeniyetin orijinal olamayacağını ifade etti..
?İslamiyet?in kalkınmaya ve ilerlemeye mani olduğu? iddiasının bir safsatadan ibaret bulunduğunu söyleyen Karaman, özetle şunları söyledi:
?Müslüman toplumlar geçmişte birden çok medeniyete imza atmışlardır. Bağdat, Buhara, Endülüs İslam medeniyetleri bunun örneğidir. Fakat Müslüman toplumlar idarenin saltanata dönüşmesinden itibaren tartışma, öz eleştiri, hür düşünme ve düşündüklerini serbestçe ifade etme imkânını kaybetmişler ve giderek Batı karşısında güç kaybetmeye başlamışlardır.
İnsanlığın uzun yürüyüş trendinde bu bir süreçtir... Medeniyet bir bayrak yarışıdır. Bayrak bugün Batı?nın elindedir... Fakat Batı tıkanmıştır. Medeniyetin kendine verdiği üstünlükleri insanlığın aleyhine kullanmaktadır. Irak, Afganistan, Filistin ve Somali?de olanlar görünenlerdir. İnsanlık bugün Batı üstünlüğünün görünen-görünmeyen prangaları altındadır?.
ÇIKIŞ YOLU İSLAM?DADIR
İnsanlığın bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmanın istikametini ?İslami kuşatıcılık? olarak gösteren Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN, ?Müslümanlar İslam?ı yeniden okumak ve anlamak zorundadırlar? dedi ve şunları ilave etti:
?Müslüman toplumlar İslamiyet?i yeniden yorumlamak ve İslami düşünceyi yeniden inşa etmek zorundadırlar. Tarihi şartlar içerisinde ?İctihad? yapılmaz/yapılamaz olunca, Müslümanların velud fikri üretimleri de durmuştur. Mülüman toplumların/ve ülkelerin bugün içinde bulundukları şaşkınlık, teslimiyetçilik ve dağınık durumun asıl sebebi, düşüncedeki tıkanıklıktır. Sözün özeti şudur ki, Müslümanlar İslamiyet?in insanlığı kuşatan bütüncü tefekkür, ahlak ve bir arada yaşama teklifini insanlığa yeniden sunmak zorundadırlar?.
İSLAMİYET?TEN KORKMAMALIDIR
Türkiye?de bazı kişilerin ve kesimlerin ?İslamiyet? konusunda kamuoyuna ?Korku? saldıklarını; toplumdaki ?İslam? ve ?Ümmet? bilincini yok etmeyi amaçladıklarını ifade eden Karaman, ?İslam?dan korkmamak lazım? dediği konuşmasına şöyle devam etti:
?Bizim aydınlar ?kul-birey?; ?ümmet-millet?; ?teb?a-vatandaş? gibi nevzuhur tefrikalar ürettiler. Bunlar birbirlerine ters şeyler değildir..?Ümmet? şuuru, ?millet-milliyet? bilincine ters değildir mesela..Siz hem millet ve milliyet şuurunu muhafaza edersiniz, hem İslami dayanışma anlamında ?ümmet? bilincine sahip çıkarsınız..Aile; apartman-sokak/köy/mahalle/şehir; ülke dayanışmasının birbirine engel olmadığı gibi..Çok güçlü bir aile içi dayanışmanız; çok sıkı bir apartman komşuluk ilişkiniz vardır ama bu dar çerçeveli bütünlük anlayışı sizi köy, şehir ve ülke bütünlüğü bilincinden ayırmaz..Örneğin,?Türk Milleti?, ?Arap Milleti?, ?Afgan Milleti? ve ülkeleri kendi içlerinde milli bilinç, milli devlet, kendilerine ait ülke ve vatan dayanışması içerisinde olurlar ama, geniş anlamda ?beyn?el-İslam? bir ?Ümmet? şuuruna ve dayanışmasına da sahip olurlar..Olmalıdırlar da..Aksi halde güçlü olmanın imkanlarını kaybederiz?..
?TÜRKİYE ÖNCÜ VE REHBER OLMALIDIR?
Hayrettin KARAMAN, Türkiye?nin İslam ülkelerine model, öncü ve rehber rolü üslenmesi gerektiğini de belirtti. Türkiye?nin gerek tarihi tecrübe, gerek bugünkü seviyesiyle bu imkâna sahip olduğunu ifade eden Karaman, şunları söyledi:
?Türkiye, yeni bir İslami uyanış için İslam ülkelerine ve toplumlarına öncülük etmelidir. Türkiye bu imkâna sahiptir. Şunu kabul edelim ki, Türkiye?de bugün İslami konular serbestçe tartışılabilmektedir. İslami konuların serbestçe tartışılması; müzakere edilmesi ve istişaresinin önünde hiçbir engel yoktur... Yine kabul edelim ki, İslam ülkelerinin hiç biri bu imkâna sahip değildirler... Türkiye?de hem klasik/medrese usulüyle hem yeni/mektep metoduyla dini eğitim sürdürüle gelmektedir? Dini ilimler ve disiplinlerle birlikte ?aynı okulda ve sıralarda- bir arada müspet ilimler de öğretilmektedir... İmam-Hatip Liseleri geleneği Türkiye?de bir büyük başarıdır. İlahiyat Fakültelerimizin sayısı 22?ye yükselmiş ve buralarda çok yetkin-yetişkin, ciddi akademisyenlerimiz vardır. Lisansüstü eğitimiyle İlahiyatçılarımızın sayıları artmaktadır. Bu birikimleri sebebiyle Türkiye, İslam ülkeleri arasında öncü rolü üstlenmeli ve yeni bir fikri/tefekkürî hamlenin önünü açmalıdır?..
Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN, bir saat süren sohbetinde, İslam ülkeleri ve toplumları arasında son yıllarda gelişen dayanışma ve bütünlük şuurunun ümit verici olduğunu da belirtti...
Kanal-A televizyonunda 24 Nisan 2008 Perşembe günü saat 19.00-20.05 arasında canlı olarak yayınlanan ?Bilinmeyen İslam? programının, 27 Nisan 2008 Pazar günü saat 05.30-06.30 arasında tekrarı yayınlandı...