Haber Merkezi / TİMETURK
Almanya Başbakanı futbola düşkün bir siyasetçi... Alman milli takımına verdiği destekle gündeme gelen Merkel?in bunu, gerçekten futbola olan sevgisinden mi yoksa siyasi popülaritesini artırmak için mi yaptığı bilinemez belki ama bu sevgisinin onun siyasi desteğini artırdığı kesin? Yaşlı kıtadan çok uzaklarda siyasetle içli dışlı olan bir başka isim, dünya liderleriyle verdiği samimi pozlar; Carlos Menem?den Chavez?e, Castro?dan Ahmedinecad?a kadar birçok siyasi liderle girdiği ilişkilerle adından söz ettiren futbol tarihinin efsanevi ismi Maradona karşımıza çıktı. ABD?de ise en azından yönetim bazında George Bush?un beyzbolla ilgilendiğini görüyoruz. ABD Başkanı?nın, siyasette şöhret basamaklarını tırmanmadan önce spor dünyasında şöhretin kapısından girdiği biliniyor?
Özellikle 2006 dünya kupasında İtalya?ya karşı yenilen Alman Milli takımının soyunma odasına gidip oyuncuları tebrik etmesi ve onların Almanya?yı en güzel bir şekilde teslim ettiklerini söyleyerek moral vermesi, gazetelerin manşetlerinden günlerce düşmedi.
Merkel?in 2006 dünya kupası başlamadan önce teknik direktör Jurgen Klinsmann?a söylediği sözler, Alman halkının kalbine giden kapıya açan bir anahtar görevi görmüştü. Merkel, Klinsmann?a gönderdiği mektubunda, Alman milli takımının doğru yolda ilerlediğini söylemiş, kupa maçları başlamadan önce getirilen eleştiriler nedeniyle endişelenmeye gerek olmadığını söylüyordu. Merkel?in öngörüsü doğru çıkmış, Alman milli takımı kendisine gelen eleştirileri hak etmediğini oynadığı oyunla ortaya koymuştu. Merkel bununla da yetinmeyerek, Alman milli takımının bütün maçlarına gitmiş futbolculara moral vermek için onlarla birlikte yemek yemek gibi bir âdet de edinmişti. Onun, Dünya Kupası?nda İtalya?yla oynanan maçta, devre arasında yenik durumda olan Alman milli takımının soyunma odasına giderek onlara müsabaka sırasında ortaya koyduğu oyun nedeniyle oyunculara teşekkür etmesi ise Alman basınında muhteşem bir girişim olarak kabul edilmişti.
Merkel?in futbola gösterdiği bu ilginin mükâfatı, onun çeşitli vesilelerle yapılan anketlerde yükselen halk desteği olmuştu. Magazin ve spor dergilerin kapağını ise Merkel?in Alman milli takımının gol attığında sevinçten havalara uçan görüntüsünün yer aldığı fotoğraflar kaplıyordu.
Ronaldo?dan Brezilya Devlet Başkanı?na sert cevap
Brezilya gibi futbolun hava, su ve ekmek gibi tüketildiği bir ülkede Brezilya Devlet Başkanı, kendisini, futboldan bahsetmek ve onu maddi-manevi olarak desteklemek zorunda görüyor. Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, Brezilya halkının sevgilisi ve futbol starı Ronaldo?nun kilo aldığını söyleyince büyük bir hata işlemiş oldu. Bu açıklamanın ardından da Silva?ya sert bir cevap veren Ronaldo, anlamadığı işlere burnunu sokmamasını ve bayağı işlerle uğraşmamasını söyledi. Devlet başkanına bu kadar sert ve cüretkâr bir karşılık vermesi bile, Brezilya?da futbol starlarının hangi konumda olduklarını gösteriyor.
Da Silva, ülkesinde futbola olan desteğini bir an bile göstermekten geri durmuyor. Her fırsatta üzerine Brezilya Milli takımının formasını giyiyor. Başkan onlara 2006 Dünya kupasından önce onlara ?Sizi seyretmek için televizyonun karşısına geçeceğim. Sizin galibiyetiniz, hastalıklar, fakirlik, yolsuzluk ve toplumsal zulümden gına getirmiş olan Brezilya halkı için sadra şifa bir jest olacak? şeklinde hitap etmişti.
Maradona, Arjantin Devlet Başkanı Karşısında Halkı Destekliyor
Arjantin?in futbol yıldızı Maradona?nın ülkesindeki en meşhur kişi olduğunu ve Devlet Başkanı?ndan bile popüler olduğunu söylersek kimseyi şaşırtmış olmayız. Bu durum, Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem?i, onu Başkanlık Sarayı?na davet ederek Maradona?yla ilişkisini güçlendirmeye kadar götürmüş. Bu sayede Menem?in Arjantin?in içinde bulunduğu birçok buhranın içinden daha kolay çıkmasına yardım ettiği söyleniyor. Başkan Menem?in oynadığı bu oyununun farkına varan Maradona, toplumsal ve ekonomik birçok reform sırasında halkın yanında yer alarak geniş halk kitlelerine da çok kolaylıklar sağlanması gerektiği açıklamasında bulunmuş. Hatta Menem?in Maradona?nın bu açıklamaları karşısında ?Ben Maradona?dan daha iyi top oynarım. Ondan ricam, siyaset ve yönetim işlerinden elini çekmesidir? şeklinde karşılık vermek zorunda kalmış.
Castro, Chavez, ve Ahmedinecad?ın Maradona?yla ilişkileri
Tıpkı siyasilerin spor dünyasına yaklaşarak halkın gönlünü kazanmaya çalışmaları gibi, Maradona da birçok siyasi liderle ilişki kurmuş bir futbol yıldızı. Gözlemciler, bunun, Maradona?nın siyasi görüşlerinden mi ileri geldiğini yoksa siyasilerin futbol ve Maradona?nın popülaritesini kullanma çabalarından mı kaynaklandığını kestiremiyorlar. Meşhur futbolcunun dünyada komünizmin son kalelerinden biri olan Küba devlet Başkanıyla ilişkilerini bilmeyen yok neredeyse. Castro, Maradona?nın şöhretinden faydalanarak, ondan ABD?nin nüfuz çabalarına karşı Küba halkının yanında yer almasını istemişti. Maradona da Castro?yu kırmayarak ABD devlet başkanından ve onun dış siyasetinden nefret ettiğini söyleyivermişti. İş bununla sınırlı kalmadı ve Maradona, ABD karşıtı devrimci tutumuyla ön plana çıkan Venezuella Devlet Başkanı Huga Chavez?le ilişkilerini güçlendirdi ve son olarak İran Devlet Başkanı Ahmedinecad?a desteğini ilan ederek onunla konuşmak ve İran?ı ziyaret etmek istediğini kaydetti.
Bush: Beyzbol?dan Yönetime
ABD?de spor herkesin sevdiği ve sadece seyretmekle yetinmediği bir etkinlik. ABD Başkanı Bush, binicilik sporuna özel bir önem atfediyor. Bunun yanı sıra bisiklete binmeyi sevdiği de bilinen hususlar arasında?Onun bisikletten düşerek sağı solunu yaralaması ise bu sporun cilvelerinden? Beyaz Saray?ın açıklamasına göre Bush, bu kazayı atlatmadan önce tam 15 km. katetmiş.
Bush?un ABD?de en çok sevilen sporlardan beyzbola karşı sevgisi de biliniyor. Babasının 1988 yılında başkan seçilmesinin ardından Teksas vilayetindeki Dallas kentine kuracağı yeni şirket için taşınan Bush, kentteki Texas Rangers adlı beyzbol takımının satılacağı yönünde gelen haberlerle programını tamamen değiştiriyor ve onun beyzbol sevgisi, oyuncu olarak olmasa bile en azından yönetici olarak bu spora olan katkısını sürdürmesini sağlıyor. Bush, zengin ortaklarıyla birlikte Rangers?ı 75 milyon dolara satın alıyorlar.
Bush?un kendisinden ve Edward Ratchi adlı bir ortaktan kulübü yönetmeleri isteniyor. Bush, bir süre sonra yönetimde genel müdürlük makamına geliyor. Bush o günleri şöyle anlatıyor: ?Ratchi, halkın önünde konuşmayı sevmeyen ve gazetecilere sürekli demeçler vermekten hoşlanmayan birisiydi. O nedenle Rangers?ın sesi ben oldum. Bilet satmaya uğraştık, kulübün tanıtımı için katıldığım programlarda konuşmalar yaptım.? Kulüp yöneticiliği sayesinde Bush, sadece ABD Başkanı?nın oğlu olmaktan çıkıyor ve ABD?de herkes tarafından tanınan bir isim haline geliyor. Bu sayede de dünyanın süper gücü olan ABD?nin Başkanlık koltuğuna giden yolu kendisine açıyor.
Kara kıtada futbol aşkı
İnsanların futbol yüzünden günlük dertlerini bile unuttuğu, geçim derdine düşen yüz binlerin futbol sayesinde bir an dahi olsa dertlerini unuttuğu güzelim Afrika kıtasında siyasiler ve hükümet yetkilileri halklarıyla kaybettikleri sevgi köprüsünü sihirli yuvarlak aracılığıyla kurmaya çalışıyorlar.
Kara kıtanın liderleri ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya olan halklarına ulaşmak için futbolu kullanmışlardır. Afrika halklarının büyük ekseriyetinin futbola olan aşkı dünyaca bilinir. Siyasetçilerin kalabalıklara yakınlaşması için futbol altın bir fırsat olmuştur. Örneğin Senegal Devlet Başkanının dünyaca tanınması siyasi etkisinden dolayı değil bilakis ülkesinin her maçında boy göstermesinden dolayıdır. Ayrıca Nijerya Devlet Başkanı Olusegun Obasanjo?nun da futbola olan aşkı herkesçe bilinir. Obasanjo her maç sonrası futbolculara bol mal dağıtmasıyla tanınır hale gelmiştir.
Bu arada, Kara kıta bugün dünyanın her takımına futbolcu yetiştirmektedir. Avrupa?nın ve Asya?nın hemen hemen her ünlü takımlarından Afrika?dan oyuncular bulunmaktadır. Bu bile kara kıtanın futbola olan sevgisini göstermeye yetiyor.