TIMETURK / AJANSLAR
Partilerin bugünkü grup toplantısında 23 Nisan ve 1 Mayıs konuları damgasını vurdu. İlk toplantı MHP gerçekleştirdi. MHP lideri Bahçeli'nin gündeminde Türkiye - AB ilişkiler vardı. Şu anki durumu Milli mücadele dönemine benzeten Bahçeli, 'Yıkıcı etkiler altına giren ülkemiz ağır sorunlarla karşı karşıya' dedi. Başbakan Erdoğan'da 1 Mayıs polemiğine katıldı. Sendikaların, Taksim Meydanı konusunda ısrarlı olacaklarını açıklamalarına Erdoğan, 'Taksim kararı şık değil yanıtını' verdi. Erdoğan ayrıca Anamuhalefet lideri Baykal'ı ciddiyete davet ederken, 'çocuk gibi sızlanmayı bırak' diye seslendi. Bakanlar Kurulu'nun 1 Mayıs kararını eleştiren Baykal ise, 'sonuç hayal kırıklığı ve aldatmacadır' diye konuştu.
İŞTE PARTİ LİDERLERİN GRUP TOPLANTILARINDAN AYRINTILAR...
ERDOĞAN'DAN BAYKAL'A ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, konuşmasına, 23 Nisan Egemenlik ve çocuk bayramını kutlayarak başladı. Milli egemenliğe vurgu yapan Erdoğan, CHP'ye yine çok sert yüklendi. Türkiye'nin ciddi bir muhalefet eksikliği olduğunu söyleyen Erdoğan, CHP'nin çocuk oyunlarını bırakıp gerçekçi bir muhalefet yapması gerektiğini söyledi.
MİLLİ EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
Milli egemenlik ve milli irade vurgusu yapan Erdoğan şunları kaydetti:
Milli egemenlik tarihimizde bir pusuladır. Meclis cumhuriyetimizin kalbidir. Seçkin bir grubun, cemaatin ya da zümrenin değildir. Kimse milletten almadığı temsil etkisini kullanamaz. Meclisin varlık sebebi egemenliğin güçlendirilmesidir. Laiklik milletin oyuyla mı getirildi diyenlere İnkilap Tarihi kitaplarını yeniden okumasını tavsiye ediyorum. Atatürk milli mücadele zamanında bile, Meclis'i devre dışı bırakmamış, Meclis iradesine başvurmuştur. Laiklik millete malolmuştur. Bizim için böyledir. Size rağmen laikliğin güvencesi millettir. Çoğunluğun yönetimini tahrip etmeye çalışanlar var. Demokratikleşme mücadelesinden geri durmayacağız. Demokrasimiz güçlendiği oranda ekonomi büyür. Çocuklarımızın iş üreten siyasete ihtiyacı var.
MUHALEFETE ELEŞTİRİ: GELİN MİLLETİN SESİNE KULAK VERİN
'Muhalefet partileri gerçeklik zemininden uzaklaşıyor. Muhalefe ben kazanamazsam sende kazanma anlayışı içinde. Gerçekçi bir muhalefete yapıcı eleştiriye ihtiyacımız var. Muhalefet partilerine sesleniyorum özellikle de Anamuhalefet partisine: Gelin milletin sesine kulak verin siz de kazanırsınız. Bunların muhalefetini resim sanatındaki sürrealizme benzetiyorum. Bunlar gerçeküstücü bir siyaset çizgisine kaydılar.'
CHENEY İDDİALARI'NA TEPKİ
Baykal'ın kendisine yönelttiği 'ABD Başkan Yardımcısı Cheney'e Türk Yargısını şikayet etti' sözlerine sert cevap veren Erdoğan, 'seni yalanlamaktan bıktım' dedi. Erdoğan bu iddiayı çıktığı gün yalanladıklarını, böyle birşey olmadığını ama Baykal'da sıkılma olmadığı için bu yalanlara sığındığını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: 'Baykal'ın yapmak istediği temiz suya zehir dökmek, bu... Baykal akşam başka sabah başka konuşuyor. Artık ne istediğini bilmeyen çocuklar gibi oynamayı bırak. Sayın Baykal biraz ciddi ol ülkeye faydan olsun.'
AKPM BİLDİRİSİ: AKLA ZİYAN TARTIŞMA
Avrupa Parlamentosu Komisyon'un AK Parti'nin kapatılma davasıyla ilgili bildiriye ilişkin yapılan tartışmaları 'akla ziyan bir tartışma' olarak niteleyen Erdoğan şöyle devam etti:
Kapatma davasıyla ilgili Türkiye'de olup bitenden haberi olmayacak mı? Dünyada yansıması olmayacak mı? Nedir bu olay anlamak istiyorlar. Sizin nerede durduğunuz ortada. Üzücü durumun sorumlusu sizlersiniz. Kafanızı daha ne kadar kuma göreceksiniz. Dünya bizi değil sizi ayıplıyor.
301. MADDE: HAKARET CEZA OLMAKTAN ÇIKARILMADI
TCK'nın 301. maddesinde yapaılan değişiklikle ilgili olarak 'İnsan haklarına uygun AB hukukuna paralel bir düzenleme' olarak değerlendiren Erdoğan şunları kaydetti: 301'le ilgili geri adım atılmadı, Türklüğe hakaret ceza olmaktan çıkarılmadı. Türk milleti ifadesi aynen var. Nereden ne kaçırılmış? Hakaret suç olmaktan çıkarılmıyor eleştiri suç olmaktan çıkarıldı. Soruşturma izni Adalet Bakanlığı'na bağlandı. Bunu söyleyenler ya okuma yazma bilmiyor ya gerçeklerle arası bozuk.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Özelleştirmelerden 30 milyar dolar aldık. Enflasyon tek haneli rakamlara indi. Sadece bizim IMF'ye ödediğimiz rakam 16.5 milyar dolar ödedik. Merkez Bankası'nda şimdi artı 45 milyar dolar rezerv var. Hesap ortada.. Gayri Safhi Milli Hasıla 659 milyar dolar oldu. Bunları nasıl görmezlikten gelirsiniz.
1MAYIS: 1 MAYIS ÇATIŞMA GÜNÜ OLMAKTAN ÇIKSIN
Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısında 1 Mayıs'la ilgili alınan karara açıklık getirdi:
'Hükümet sözcümüz açıkladı, 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma günü olarak ilan ettik. Resmi tail bekleyenler vardı ama Türkiye tatiller ülkesi. Resmi tatil konumunda değiliz. Hesap yapacak olursak 1 günün maliyeti yaklaşık 2 katrilyondur. Bir taraftan işçinin emeğinin karşılığını almasını isteyeceğiz. Bir taraftan gönül beylikte deyip tatil olmasını isteyeceğiz. Bizden önce 1 Mayıs ile ilgili karar alınmamıştı. Dayanışma günü kararı almak bize nasip oldu. Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar. Miting yeri olarak Taksim'de ısrar edilmesi şık değil. İzin verilirse bunun ardı arkası kesilmez, başka şeyler çıkar. Eğer illa kutlamaya yapacaksanız, Kazlıçeşme, Çağlayan, Kadıköy var. 1 Mayıs'ı çatışma günü olmaktan çıksın istiyoruz. Provekatörlere fırsat vermeyelim. Sendika ve politikacı yöneticilerini sorumluluk almaya çağrıyorum.'
BAHÇELİ: TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİNDEN GEÇİYOR
MHP lideri Bahçeli grup toplantısında 301. maddedeki değişikliği sert bir dille eleştirdi.
MHP lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup konuşmasında Egemenlik Haftasıya başladığı sözlerine 301. madde deki değişikliklerle ilgili çok sert sözlerle devam etti İşte Bahçeli'nin o sözleri...
TÜRKİYEMİZ KUŞATILMAK İSTENİYOR
Türkiyemiz dört taraftan kuşatılmak istenmekteditr. Türk milletini ayakta tutan yapı taşları zedelenmektedir. Soykırım yalanlarıyla tarihimiz tahrip ve mahkum edilmek istenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkımı anlamına gelecek sözde formüller bazı çevrelerce normal bulunmaya ve kurtuluşun reçetesi olarak görülmeye başlanmaktadır.
HAYATİ DERECEDE BEKAA SORUNU
Süreci okumayan veya okumak istemeyan odakların tahribatları bütün hızıyla ve artarak devam etmektedir.Türk Milleti tanımını yeterli bulmayıp başka kimlik arayışlarında bulunulması siyasi iktidar tarafından yeni bir kalıba oturtulması Türkiye'de yeni bir çerçevenin orturtulması demektir.
Buradan aziz milletimizi aydınlatmayı bir sorumluluk olarak biliyorum. Bu konu gözardı edilemez, masum taleplerle küçümsenemez. Bu hayati derecede bir bekaa sorunudur.
TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİNDEN GEÇİYOR
Türk milleti kendi başkentinden yönetilemeyecek hale getirilecektir. Bu yaşanabilecek bir çatışma ortamı nedeniyle bir milli güvenlik sorunudur. Türkiye bir ateş çemberinden geçiyor. Yüreğinde millet sevgisi bulunan hiç kimse buna kayıtsız kalamaz.
Teslimiyetçi bir hükümetin elinde bir anaforun içine çekiliyoruz. Bu çekime kapılmış kurum ve kuruluşlar vardır. Sanayi ve finans aktörleri milli duygulardan vazgeçecek derecede menfaat bağımlısı haline gelmiştir..
Bu itibarla türkiye 1910 yıllara benzer bir ateş çemberinden geçerken hiç kimsenin bu gelişmelere kayıtsız kalması düşünülemez ve kabul edilemez. Gündelik hayat kavgasının ışığında oluşan bu güvensizlik ortamı malesef vatandaşımızın çaresiz ve sessiz kalmasına sebep olmaktadır.
KARŞIMIZDAKİ OYUN BELLİ
Karşımızdaki oyun belli olmuştur. Bugün Türkiye iki sürecinde karşımıza çıkardığı sorunlarla uğraşmaktadır.Diğer yandan aynı sürecin dayatması ile etnik kültürünü kaybetme noktasına getirilmiştir.Bu günkü şartlar ve müzakere süreci mevcut devlet yapımızla Avrupalı olamayacağımız anlamına gelmektedir.
TÜRKİYE'NİN KADERİ ÜZERİNE OYUN OYNANIYOR
Türk silahlı kuvvetleri silahlı mücadele devam ederken Türkiye silahsız bir mücadelenin içine çekilmektedir. Türkiye'nin kaderi üzerinde kumar oynanmaktadır. Tüm gerçekler atık ortadadır.Türkiye maalesef tüm tehditleri bertaraf edecek bir mekanizmaya ve iktidar gücüne sahip değildir. Küresel sıkıntılar Türkiye'nin sürüklendiği süreci hızlandırmaktadır. Şantaj ve dayatma, iyi ilişkiler çerçevesinde sunulmaktadır. Sözde kızmızı çizgiler defalarca ihlal edilmiştir.
HERKES SAĞDUYULU VE DİKKATLİ OLMALI
Her kurum ve kuruluş bilinçli ve sağduyulu davranmalı ve muhtemel tuzaklara dikkat etmelidir.Ancak Türkiye'nin geleceği hakkında kumar oynamak isteyenlerin hesaplarını boşa çıkarmakta hepimizin ortak sorumluluğu olmalıdır.
HERŞEYE RAĞMEN SORUNLAR AŞILACAKTIR
Her şeye rağmen yaşanan siyasi ve ekonomik sorunlar aşılacaktır. Kayıpların telafisi her zaman mümkündür.Bu samimi endişelerimiz aşırı bir korkunun ürünü değildir. Bu hayati konuların hafife alınmaya, kısır tartışlamalarla oyalanmaya asla tahammülü yoktur. Önümüzdeki gelişmeler hepimiz için hayati önem taşımaktadır. Türk milletinin gücü ve kararlılığı üzerinde yanlış hesaplar yapılmamalıdır. Tarihin hiç bir döneminde Türk milletine yapılanlar hesapsız kalmamıştır.
Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti... Dayandığımız milletin adı Büyük Türk Milleti'dir. Asla ayrılık kabul etmez.Marşımız asla yenisi yazılmayacak olan İstiklal Marşı'mızdır. Başkentimiz Ankara'dır. Bayrağımız Ay-yıldızlı al bayraktır. Dilimiz Türkçe'dir.
Kritik bir yol ayrılığına yaklaşılırken hiç bir mezhep ve köken ayrımı yapmadan bir birleşmenin yaşanacağı zamana yaklaşıyoruz. Milletimizin kardeşliği üzerinden kara bulutlar kalkarken, ilk dönem milletvekillerinin yaptığı fedakarlık daha iyi anlaşılacaktır. Ne Mutlu Türküm Diyene!
BAYKAL, CHP'NİN KAYIP TRİLYON DAVASINA GİRMEDİ
CHP lideri, Zaman'ın gündeme getirdiği ve bir yıl önce Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen 3 milyon YTL'lik usulsüz para aktarımını ortaya koyan dosya ile ilgili her hangi bir açıklama yapmamayı tercih etti.
Konuşmasında, 1 mayıs, Özelleştirme, ekonomik konular ve AKPM'nin açıklamalarına değinen Baykal'ın, Partisini zor duruma sokan ve kendisinin siyaset yasaklı hale getirebilecek bir konuya değinmemesi dikkatlerden kaçmadı.
Dosya 1 aydır Başsavcı'nın önünde: Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun birçok maddesine aykırılık taşıyan para aktarımı bir yıl önce Anayasa Mahkemesi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirildi. Dosya, bir aydır da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın önünde. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yazısında Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili hükümleri hatırlatılırken Başsavcı'nın konuyu değerlendirmesi istendi.
Tüm hesap hareketleri belgelendi: Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosyada, Kanaltürk'e aktarılan 4 milyon YTL'nin tüm ayrıntıları yer alıyor. Buna göre para aktarımı İş Bankası kanalıyla CHP Genel Merkezi adına yapıldı. Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri Anonim Şirketi'nin Finansbank'taki hesabına EFT yoluyla gönderilen paraların miktarları farklı. Aralık 2004'te önce 500 milyar lira, ardından 2 trilyon 245 milyon lira havale edildi. 2005 yılında 685 milyar 500 milyon, 268 milyar 200 milyon ve 403 milyar 230 milyon lira olmak üzere üç ayrı ödeme daha yapıldı.
Türkiye, dün Zaman'ın manşetini konuştu. Hukukçular ve siyasiler, Anayasa Mahkemesi'nin dosyanın gereğini yapmasını istedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, spekülatörlerden şikayet ettiğini belirterek, ''Spekülatörler senin etrafında, kendi adamların, kendi partililerin. Spekülatörleri himaye eden sensin'' dedi.
Baykal, TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM'nin 23 Nisan 1920'de açıldığını, bu tarihle birlikte Türk siyasetinin de değişmeye başladığını, yeni bir siyaset anlayışının, egemenlik kavramının ortaya çıktığını söyledi.
Türkiye'de egemenliğin, masa başında, müzakere masasında değil, Sakarya, Dumlupınar, Anafartalar'da işgal güçleri ve onlarla işbirliğinde olan hilafet ve saltana karşı verilen milli bağımsızlık mücadelesi sonucunda elde edildiğini bildiren Baykal, kimsenin, millete egemenliği lütfetmediğini vurguladı.
Egemenliğin, milli bağımsızlık ve laiklik anlayışlarına dayandığını dile getiren Baykal, egemenliğin işbirlikçi ve teslimiyetçi olmadığını ifade etti.
''OY ORANLARIYLA TELAFİ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL''
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidarların meşruiyetinin, anayasanın koyduğu çerçevede sağlandığını, siyasetin meşruiyetini hukuktan aldığını ifade etti.
''Demokrasilerde hiçbir iktidar, kendi meşruiyetiyle ilgili tartışmaları, anayasa ve hukuku değiştirerek ortadan kaldıramaz'' diyen Baykal, hiçbir siyasi iktidarın, kendi hukukunu yapıp, buna göre tartışmalı meşruiyet tablosunu değiştirme olanağına sahip olmadığını söyledi.
Baykal, anayasa ve hukuk zafiyetlerini, oy oranlarıyla telafi etmenin mümkün olmadığını dile getirdi.
''HAYAL KIRIKLIĞI VE ALDATMACA''
Bakanlar Kurulunun dün yapılan toplantısında 1 Mayısın ''Emek ve Dayanışma Günü'' olarak kutlanmasına ilişkin çıkan kararı da değerlendiren Baykal, bu sonucun, ''Tam bir hayal kırıklığı ve aldatmaca'' olduğunu belirtti.
Baykal, bu kararın, yeni bir anlayış talep eden sendikalara büyük haksızlık ve saygısızlık olduğunu ifade ederek, ''Emek, işçi, sendika, çalışan, barış, tatil, resmi bir kutlama programı yok'' dedi.
''SPEKÜLATÖRLERİ BULAMADIN MI?''
Ekonomideki gelişmelere de değinen Baykal, büyümenin, hızlı bir şeklide düşmeye başladığını, tarımdaki gerilemenin yüzde 7 olduğunu vurguladı. 0
Türkiye'nin, tarıma, toprağa, üretime sırtını döndüğünü savunan Baykal, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) kuşa çevrildiğini, ajanslarının, depolarının, ofislerinin kapatıldığını, toprağın da intikamını almaya başladığını ileri sürdü.
''Üretimi düşüreceksiniz, ondan sonra fiyatlar yükselince, o spekülasyon, bu spekülasyon diye nutuk atacaksınız'' diyen Baykal, şunları kaydetti:
''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, spekülatörlerden şikayet ediyor. Spekülatörler senin etrafında, çevrende, kendi adamların, kendi partililerin. TMO'nun kime ne verdiği ortada, ürün marketlerde kaça satılıyor ortada. Sen spekülatörleri halan arayıp, bulamadın mı? Her şey ayan beyan ortada. Spekülatör diye konuşuyor. Spekülatörleri himaye eden sensin, senin izlediğin politika bu noktaya getirdi. Namerde muhtaç, dışarıdan yiyeceğini tedarik eden ülke haline geldik.''