Batı dünyasının en büyük kitap fuarı Almanya?nın Franfurt şehrinde kuruluyor. Bu yıl ekim ayında düzenlenecek fuara Türkiye de ?konuk ülke? olarak katılıyor. Şimdiden; Kültür Bakanlığı?nın denetiminde yayıncılar, yazarlar, telif ajansları bu organizasyona dahil olmak ve ülkemizi temsil etmek çabasındalar?
Doğu dünyasının en büyük, dünyanın ikinci büyük kitap fuarı ise Mısır?ın başkenti Kahire?de mart ayında kuruldu. Bu olağanüstü renkli ve bir o kadar da panayır havasındaki fuar ise, ülkemizin gazetelerinde/televizyonlarında sessiz sedasız hatırlanıp geçiştirildi.
Gitmeyen ve müdavimi olmayan kitapseverler bilmez. İstanbul?un sahaflar âleminde her yeni gündem için fevkalade ilginç fikirlerin daima orta yere saçıldığı aşikârdır. Bu sahafların birçoğu da; bizatihi kitaplık kurma, kütüphaneler inşa etme, dünyanın kadim asarını binbir katlı bir kulede, Babil?de toplama fikirleri içinde gezinir dururlar.
Bu kitap hayalcilerinin akıl almaz fikirlerine bir nebze kulak verirseniz, şu düşünceleri avazları çıktığı kadar uzağa duyurmak hevesindedirler: ?İyi bir proje ile İstanbul uluslararası bir kitap fuarına ev sahipliği yapabilecek imkâna kavuşturulabilir. 2010?da Dünya Başkenti olmak hayali de bu hayali içine alır. Şehr-i İstanbul?dan diğer şehirlerimize kitap gezileri yapmak ve her şehre kadim bir kitaplık inşa ekmek de mümkündür. Hatta, fırsat ve imkân bulunursa, şehir merkezlerinde köy okullarına ulaştırılmak üzere kitap toplama merkezleri bile oluşturulabilir??
Geçmişimizin geleceğini kuran eski eserlerin birer ikişer yok olduğu bir zamana tanıklık etmenin ağırlığı ile feveran eden bu kitapçılarımızın bıkıp usanmadan haykırdıkları şu ?Yedi tepeden birine dünyanın en büyük kitaplığını yükseltme? fikri de yabana atılmayacak bir hayaldir doğrusu.
Bu hayalî projeyi şimdi sizlerle de paylaşmak isterim: Kitaplığı inşa etmek için önce, İstanbul?un yedi tepesinden birine karar vermeniz gerekiyor. Bana kalsa Çamlıca tepesi bu iş için aramakla bulunmaz bir mekân. Bu mekânı, kadim mimarinin incelikleriyle dışa doğru, modern mimarinin imkânlarıyla toprağa doğru olağanüstü sade ve kullanışlı bir araştırma kitaplığı için hazırlamak gerekiyor. Hani gerçekten merak edenler için bu devasa kitaplığın hayali eskizleri, iç odalarına kadar çizilmiş krokileri ve raflarda yer alacak Osmanlıca asarın listesi bile sahaflar âleminde elden ele gezinip durmaktadır?
Bu büyük hayalin peşinde sürüklenirken yazının girizgâh bölümünü hayli uzattığımın farkındayım?
Bugünlerde, Kadıköy?de Moda Sineması girişinde sıralanan sahafların dillerinde virt gibi zikredilen bir kelime çalınıyor kulaklara: Nadirkitap. Bu kelimenin öyle bulunmaz yazma eserlerle, kıymet biçilmez antikalarla bir münasebeti vardır, diyorsanız şimdiden söyleyeyim, yanılıyorsunuz... Adı üzerinde, eski kitaplar alınıp satılan ve nadir bulunan bir kitapçı dükkânı burası. Açık adresini sormak zahmetinde bulunacak kitap meraklıları için bu dükkânın caddesiz, sokaksız bir mekânda, internet âleminde bir yerde açıldığını hatırlatmakta fayda var. Lütfen yazınız, işte açık adres: www.nadirkitap.com
Kitap kurtlarının ve sahaf müdavimlerinin, hayalî kitap projelerinden ve nadirkitap.com?dan mutlaka haberi olmuştur. Öyle olmasa, bunca zamandır bu biçareler sessiz durmaz, arananlar listesindeki kitapların bir an evvel bulunması için ortalığa bir vaveyla salar, çarşının orta yerinde feveran ederlerdi.
Bu biçarelerin pek haberdar olmadığı projeler de vardır elbette. Ülkemizde üç yıldır hazırlıkları devam eden Dersadet?ten Haremeyn?e Surre-i Hümayun projesi bunlardan yalnızca bir tanesi?
Surre göndermek, doğrudan İslam halifelerini ve Mahmil-i Şerif vesilesiyle Hazreti Peygamber?i remz ettiği için, Abbasiler?den Osmanlı Devleti?ne kadar devam eden pek mühim bir gelenek olmuştur. Yeryüzünün en büyük himmet kervanı da diyebileceğimiz Surre-i Hümayun, yüzyıllardır İstanbul?dan Haremeyn?e (Yani iki mukaddes şehre: Mekke ve Medine?ye) gönderilen armağanların, kıymetli eşyaların, hatırı sayılır miktarlarda altın yardımlarının taşıyıcısı olmuştur. Bu maddi yardımlar, Mekke ve Medine?ye hizmet eden şerefli insanların bir yıllık geçimlerine yetecek kadar çoktur.
Bugün ülkemizin sarayları, müzeleri ve camileri hâlâ bu muazzam kervanın Haremeyn?den getirdiği mukaddes hatıraların izlerini saklar. Yitik Hazine Yayınları?nın Surre-i Hümayun?un şanına yakışır prestijli bir kitabı hazırlamak gayesiyle bütün imkânlarını seferber ettiği ve Bank Asya?nın da sosyal ve kültürel tarihimize katkıları bulunacak bu dev esere imza attığı haberini artık duyurmak sevincindeyiz. Zira, bu projeyi gerçekleştirme hususunda ilk adım Kitap Fuarı?nda Dar?el Nil Standında atılmış; koleksiyonerlerin, akademisyenlerin ve sahafların ciddi gayretiyle ancak üç yıl gibi uzun bir zaman diliminde eser tamamlanabilmiştir.
Gelecek bir zaman içinde, iki kapak arasına girerek zuhur etmesini beklediğimiz Dersadet?ten Haremeyn?e Surre-i Hümayun kitabına yayın hizmetinde emeği geçen kadirşinas kitap dostları için söylenecek söz yoktur. Belki de onlar, bir ömür boyu bu eserle anılacaklar?
İşte, hayalî projelerle başlayan bu yazı da karilerine duyurduğu müjdeli bir haberle son buluyor. Şimdi söylenmesi gereken hakikat odur ki; yüzyıllardır himmet sahibi atalarımız Mekke, Medine ve Kudüs gibi mukaddes beldelere yardımlarını hiçbir zaman esirgememişlerdir. Biz dahi bundan ders almalı ve bugün dünyanın dört bir köşesinde insanlığa himmet edenleri selamlamalı ve daima el üstünde tutmalıyız. Çünkü onlar dünyanın barışa ve sevgiye muhtaç olduğu bugünlerde ellerinden gelen hizmetleri şefkatle sürdürüyorlar.
Ne diyelim, hamiyetperver atalarımızın ruhlarını şad edecek hizmet ve himmetleriyle dünyayı güzelleştirenlere selam olsun!
Kaynak: Aksiyon
