Doç. Dr. Atıf Akçevin ve Dr. Oryal Gökdemir, yaklaşık 5 saat süren operasyonun ardından basın toplantısı düzenledi. Doç. Dr. Atıf Akçevin, İlhan Selçuk'un 30 Mart akşamı göğüs ağrısı, öksürük ve taşikardi şikayetleriyle acil servise getirildiğini hatırlatarak, 'Hastada şok belirtileri olduğu gözlenmiş ve yoğun bakıma alınmıştır. İlk ölçümlerde ekokardiyografide enjeksiyon fonksiyonu dediğimiz ve kalbin pompalama gücünü gösteren parametre yüzde 15 bulunmuştur. Normalin alt sınırı yüzde 45 veya 50'dir. Yoğun tedavi ile bulgularda düzelme görülmüşse de enjeksiyon fransyonu yüzde 25'in üzerine çıkarılamamıştır. Bu tablo ilk 6 ay için yüzde 40 mortalite riski taşıdığından ameliyat şansı olup olmadığı araştırılmıştır. Dr. Murat Tuzcu'nun da katıldığı incelemede ana damar ve 3 kroner damarda ciddi darlıklar olmakla birlikte anatomik yapının ameliyata uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca mikral kapağında önemli bir kaçak olduğu saptanmıştır' dedi.
İlhan Selçuk'un daha önce de enfaktüs yaşadığını belirten Doç.Dr. Akçevin, 'Sorun, ameliyatın yararlı olup olmayacağı sorunuydu. Çünkü bypas yapılan damarların kanlandırdığı bölgede hayatiyet yoksa ameliyat hiçbir işe yaramayacaktı. Yapılan nükleer araştırmada hücrenin hala hayatta olduğu görüldü ancak operasyon mortavitesinin yüzde 15 dolayında olacağı hesaplanmıştır. Buna karşı cerrahi müdahaleden kaçınmanın daha büyük bir risk taşıdığı düşünülerek sabah ameliyata alınmıştır. Ameliyatın başından itibaren hastaya, yoğun kalbi destekleyici tedavi uygulanmaya başlanmıştır' diye konuştu.
Doç.Dr. Akçevin, açık kalp ameliyatı sırasında kalbin sol kulakçığı ile sol karıncığı arasındaki kapağın tamir edildiğini, biri sol göğüs damarı, diğerleri bacaktan alınan toplar damarlar olmak üzere 4 adet bypass yapıldığını söyledi. Damarların hepsinde ciddi derecelerde darlık ve tıkanıklıklar olduğunu kaydeden Doç. Dr. Akçevin, 'Ana damarının da son kesiminde önemli bir problem mevcuttu. Bu şekilde yaşamını sürdürmesinin zor olacağı kanısı doğdu. Kalbi besleyen damarlarda tıkanıklık vardı. Gerek yaşı, gerek bütün organlarının yıpranmış olması, son olarak bir akciğer iltihabının da olaya katılmış olması göz önüne alındığında, işin ölüm riski ve başına gelebilecek olayların ciddi boyutlarda oluşabileceğine rağmen bu şekilde yaşamasının daha büyük problem oluşturabileceği kendisine ve ailesine izah edildi. Uzun görüşmelerden sonra kendisi de müdahalenin onayını vererek, 'ben varım' dedi. Ameliyatın başında hemen yoğun kalp destekleyici tedavi verilmek zorunda kaldık. Ameliyatın bitimine doğru kendisine yardımcı dolaşım desteği uygulanmaya başlandı. Beraberinde de yoğun tıbbi ilaç desteği tedavisiyle ameliyat sona erdirildi. Kalbin genel durumunu ve hastanın genel durumunu daha iyi kontrol altında tutabilmek için göğüs kemiği bütünüyle kapatılmadı, sadece cilt dikilerek hasta yoğun bakıma alındı' ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Akçevin, İlhan Selçuk'un sağlık durumunun riskli olduğunu da belirterek, 'Önümüzdeki günler içerisinde durumunun elverdiği ölçüde ve istediğimiz şartlar oluştuğu durumda göğüs kemiği kapatılacak, sonra da uyandırılmaya başlanacak. Operasyonun başarılı olduğunu söylemek için taburcu olması veya normal hayatına dönüyor olması önemli. Bunu zaman bize gösterecek. Başarılı veya kötü diye birşey söyleyemem. Bizi üzecek derecede hayati parametrelerin geriye gidişi gözlenmedi. 2-3 dakika sonra ne olacağını tabii ki kestiremeyiz ama önemli ölçüde umut var. Durumu hakikaten riskli' dedi.
Dr. Oryal Gökdemir ise, Selçuk'un rahatsızlığında gözaltına alınmasının etkisinin olup olmadığının sorulması üzerine, 'Tek neden gözaltı demek olmaz ama bundan da etkilenmiştir' diye konuştu.
İHA
