Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin en önemli sorunları arasında yer alan kan davaları, son yıllarda yaşanan yoğun göçle birlikte batı illerine, hatta Avrupa ülkelerine taşındı.
Töre ve namus adı altında işlenen cinayetlerle ilgili araştırma yapan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır, kan davasının temelini toplumsal baskının oluşturduğunu söyledi.
Kan davasını sürdürenlerin bu baskı altında kalarak cinayet işlemek zorunda kaldığını ifade eden Sır, şöyle dedi:
'Kan davaları feodal yapı nedeniyle yaşanıyor. Aşiret yapısı içerisindeki bir takım insanlar cinayetlerin işlenmesine karar verip, hatta karşı aileden kimin, nasıl ve hangi suç aleti ile öldürüleceğini belirliyor.
Eskiden sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan cinayetler zinciri kan davaları, göçle metropol kentlere hatta ve Avrupa ülkelerine taşındı. Son 1 hafta içinde Tarsus ve İzmir'de yaşanan kan davaları cinayetlerinde 6 kişi yaşamını yitirdi. Kan davalarının belirgin bir nedeni yok. Sulama sırası, hayvan otlama ve benzeri sebepler kan davalarına neden olabiliyor.'
Son 5 yılda başta Diyarbakır'ın Bismil, Çınar ve Şanlıurfa'nın Siverek ilçeleri olmak üzere çok sayıda ilçede kaymakamlıklar öncülüğünde 'Barış Komiteleri' oluşturuldu.
Çınar Kaymakamı Hasan Tanrıseven 2 yıldır aralarında kan davası bulunan 10'nun üzerinde aileyi ikna edip barıştırdıklarını söyledi ve bu konuda toplumun tüm kesiminin duyarlı davranmasını istedi.
Yaklaşık 3 yıl önce, Diyarbakır'da 4 kan davası, barış komiteleri, milletvekilleri ve bakanların girişimlerine rağmen sona erdirilemeyince devreye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan girdi. Başbakan Erdoğan'ın araya girmesiyle dönemin Çınar Belediye Başkanı Vecdi Arzu, Hani Belediye Başkanı Celal Kayhan ve Bağıvar Beldesi Belediye Başkanı Mahmut Akyıl kan davalılarıyla barıştı. Başbakan Erdoğan 2005 yılındaki Diyarbakır ziyaretinde aralarında kan davası bulunan Hamit ve Öztürk aile fertlerini de düzenlenen törende barıştırdı.
Bölgede kan davalı aileleri barıştırdığı için barış elçisi olarak tanınan ve girişimleri sonucu 8 yılda 448 kan davasını barışla sonuçlandırmayı başaran Diyarbakır Kasaplar Odası Başkanı Sait Şanlı'nın (63), kan davalarından tüm toplumun sorumlu olduğunu söyledi. Şanlı, şöyle konuştu:
'Diyarbakır'daki Devan ve Mendan aileleri arasında 3 yıldır yaşanan bir kan davası var. Bu nedenle 2 aileden 5 bine yakın kişi zor durumda. Bu ailelere mensup 300 kişi evinden çıkamıyor. Adeta evinde hapis hayatı yaşıyor. Bazı aileler çocuklarını okula gönderemiyor. Kan davalarında ölen erkeklerin eşleri dul çocukları yetim kalıyor.'
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da yörede feodal anlayış nedeniyle suç ve cezanın bireysel olarak görülmediğini, genelleştirildiğini belirterek, 'Kan davalarının engellenmesi konusunda yasalar yeterli. Anlayış değişmelidir. Kan davası cinayeti toplumda meşru görülmemeli' dedi.
AA