Aylık eğitim ve kültür dergisi Vuslat, bu sayıda kapak konusunu 'evlerimiz' olarak belirlemiş. 'Mekke'de Rasulullah'ın temel kurumu evlerdi, ya bizim evlerimiz?' sorusunu soran dergi, konuyla ilgili yazılarda bu çok önemli soruya cevap arıyor.
Dosyada, 'Evdeki Hayatı, Müslümanın Ne Kadar Müslüman Olduğunun Göstergesidir', 'Bizim Evlerimiz ya da Eve Ait Biz', 'Bir Çıkış Yolu Olarak Evlerimizi İslami Eğitim ve Öğretim Merkezi Haline Getirmek' gibi yazılar yer alıyor. 216 612 78 22
Vuslat dergisi editörün yazısı...
'Rahman ve Rahim Allah'Iı adıyla...'
Hamd, iyilikleri bize bahşedip, kendisine kul olma
şerefini bizlere veren Allah'a, salât da O'nun güzel
Resul'ü, Peygamberimiz, biricik önderimiz Muhammed
Mustafa (a.s.)'a olsun.
Türkiye'de her konuda olduğu gibi toplumu da kendi
tekelinde görmeye alışmış 'seçkin' azınlık, çetelerle birlikte
yapmış oldukları yolsuzluk ve hukuksuzlukları bertaraf etmek için yine İslâm'a,
Müslümanlara karşı 'yasakçı' tavırlarıyla ortamı güllük-gülistanlık gösterme
gayreti içersine girmektedirler. Yasakçı uygulamalarını 'din karşıtlığı' olarak
algıladıkları 'laiklik' kavramının arkasına sığınarak sürdürmek isteyen malum
çevreler, dumanlı havayı seven kurt misali İslam'a karşı kinlerini kusmaktadırlar.
Bu durumda biz Müslümanlara düşen görev sabır ve sebatla Rabbimizin rızası
doğrultusunda yolumuza devam etmektir.
Kuran'da, Firavn'ın hâkim olduğu Mısır'da İsrailoğullarının tevhid çizgisinde kişiliklerini
koruma mücadelesini verirken zaman zaman büyük zorluklar yaşayan
Hazreti Musa ve Harun'a bir 'kurtuluş reçetesi' sunar: 'Musa ve kardeşine:
Mısır'da milletinize evler hazırlayın. Evlerinizi namazgâh edinin. Namaz kılın' diye
vahyettik. 'İnananlara müjde et!' (Yunus, 87)
Kuran insanı kendisiyle Rabbiyle, çevresiyle tanışık ve barışık yaşamaya çağırıyor.
Sorumluluk duygusu kazandırırken, sorumsuzluğu mahkûm eder. Kuran insanı
kula kul olmaktan sakındırarak Allaha kul olmaya çağırıyor. İnsanları kendilerine kul
etmeye çalışanlar tarih boyunca Kuran'ın özgürleştirici mesajına düşmanlık
ederek, İnsanları kurandan ayırabildikleri ölçüde kendilerine kul etmişlerdir. Kuran
karşıtları insanları cehalete, küfre ve cahiliye şirkinin örnekliğine çağırır.
Değerli Kardeşler!
Küfre ve cahiliye şirkine karşı evlerimizi darul erkam, darul kuran, darul islam'a
dönüştürmek zorundayız. Unutulmamalı ki saadet asrı inkilabı omuzlarında
taşıyan bir avuç yiğit erkamın evinde yetişti. Musab'lar, Zeyd'ler, Ali'ler, Ebu
Bekir'ler karanlık çağda; İslam güneşine erkamın evinde kavuştu. Kendi nesillerimize
sahip olmak istiyorsak kendi evlerimizi Darul Kuran'a çevirmemiz gerek.
Darul kuran olan evler içerisinde fitne vizyonun değil kitabın hâkim olduğu
evlerdir. Her ferdinin okuma ve bilgilenme sürecini bir ibadete dönüştürdüğü
evlerdir. Kadınların hocalarının kocaları, çocukların hocalarının anneleri olduğu
evlerdir. Kendi değerlerinin farkında olan kulluk bilincine sahip, kimlik ve kişiliği
olan şahsiyetlerin yetiştiği evlerdir. Bu evler erkam fonksiyonunu üstleneceklerdir.
İslami değerlerin hâkim olduğu ev, cennetin dünyada ki şubesidir. İşte o
evlerin çocuklarının 'ANDI' şu ayettir; 'Duam ibadetlerim hayatım ve ölümüm
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a armağan olsun' (Enam 162)
Bu sayıda yozlaşan ve olması gereken değerden çok uzaklarda olan
Müslüman'ın evi tasavvurunu işledik. İstedik ki kimlik kayıplarının hızlı bir şekilde
yaşandığı çağımızda kendi öz İslam kimliklerimizi korumaya evlerimizden başlayalım.
Bu sayıda da yazılarıyla katkıda bulunan tüm yazarlarımıza teşekkürlerimizi
sunar, Rabbimizden ecirlerini artırmasını niyaz eder, sizleri dergiyle baş başa
bırakır selamlarımı sunarım.
Yeniden buluşmamızı bize lutf eden Rabbimize hamd eder, gelecek sayıda
yeni bir vuslat'da karşınızda olmak duasıyla...