Taraf gazetesinin haberiyle yeni bir andıç vakası daha ortaya çıktı. Ancak bu kez yapılan fişlemede hem ülkenin en önemli, hem de en popüler isimleri aynı listede... İşadamları, akademisyenler, okullar, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve hatta sanatçıların da bulunduğu listede yer alan isimlerden biri de, Prof. Ahmet İnsel. İnsel, Genelkurmay?ın hazırladığı belirtilen Andıç listesinin, Başsavcı?nın AK Parti?nin kapatılması iddianamesindeki gibi ?zemin yaratma amacı? taşıdığını; her iki belgedeki iddialara konu olayların herkesin internetten ulaşabileceği yorumlar olduğunu söyledi, ?Şaka gibi ama, şaka değil tabii? dedi.
Prof. Ahmet İnsel?in yaptığı değerlendirmeler şöyle:
İDDİANAMEDE ODAK İNANCI YARATILMAK İSTENİYOR
AK Parti?nin kapatılması davasının iddianamesinde ?çokluk etkisi?, ?kitle etkisi? diyebileceğimiz bir yaklaşım var. Yani tek tek olaylara bakıldığında, bunların tek başına suç unsuru olduklarına kanaatin çok zor verilebildiği olaylar.
Ama bunları arka arkaya sıraladığınızda, bir hareket varmış, şebeke faaliyeti varmış, zemin yaratmak amacı aranıyor iddianamede. Tek tek olaylardan ziyade onları yan yana uzun bir kronoloji içinde yan yana getirmenin etkisi... ?Bu kadar da girişim var, kasıtlı bir çaba var, bir odak olma durumu var? inancı yaratılmak isteniyor.
ANDIÇ DA AÇIK ENFORMASYON YÖNTEMİYLE HAZIRLANMIŞ
Bu andıç tablolarında da ben aynı şeyi görür gibi oldum. Yani her şeyi içine katarak birbiriyle çok uzak, sadece bir toplantıda bulunmuş olan veya aynı kaynaktan çeşitli faaliyetler için para yardımı veya Avrupa Birliği?nden sübvansiyon almış olmak gibi... Veya bir kere bir ortak çalışmada bulunmuş olmak gibi... Aslında yan yana getirilmeleri rastlantı da olabilecek bir dizi olduğu açık enformasyon yöntemiyle hazırlanmış.
AMAÇ GENELKURMAY?IN KARAR MEKANİZMASINI ETKİLEMEK
AK Parti?nin iddianamesinde de aynı şey var. Bir gazete okuyucusunun, internet kullanıcısının ulaşabileceği şeyler bunlar. Oralardan toplanmış ve geniş bir çevrenin bir amaca yönelik girişimin imajını, siyasi imajını yaratmak isteyen tablolar gibi gördüm, bu andıç tablolarının hazırlanmasını. Ve bunu yaparken de tabii yayınlanmak amacıyla yapılmadığı için de Genelkurmay İkinci Başkanlığı?na, asıl karar alıcılara, böyle bir girişimin yurtdışı odaklı bir girişimin Türkiye?de çok geniş bir ağ oluşturduğunu ve bu girişimin çok aktif olduğu kanaatini yaratarak, belki onların karar alma mekanizmalarını etkilemeyi amaçlıyor.
ŞAKA GİBİ AMA ŞAKA OLMADIĞINI BİLİYORUZ
Seçilen isimler ve konuların birbiriyle bağlantıları; yani Rahmi Koç?un ve Eczacıbaşı?nın orada bu işlerin ana kaynakları gibi görünmeleri insanda gerçekten bunun bir şaka olabileceği kanaatini de uyandırıyor. Tabii bunun bir şaka olmadığını biliyoruz. Bugün bir lise öğrencisi çıkarıp yapsa veya aklı gidip gelen o tür komplo teoricileri var, bizim televizyonlarımızda çok rağbet gören... Ama aklının gidip geldiğini biliyoruz o insanların. O insanların komplo teorilerini ciddiye almayız.
O NASIL BİR TOPLUMU ALGILAMA BİÇİMİ
Ama şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri içinde sorumlu makamda olan bir albay tek başına bunu yapmamıştır büyük ihtimalle. Albayın ve karargahının yaptığı bir değerlendirme bu. Şaka gibi şeyler hiç bir şekilde doğru olmaz. Burada eğer doğruysa metin; ki şimdiye kadar Genelkurmay Başkanlığı?ndan bir yalanlama gelmedi, doğrulama da gelmedi; söyle bir metin hakikaten varsa gerçekten o subay imzalanmış ve Genelkurmay Başkanlığı?na sunulmuşsa 2006 yılında; çok eski bir tarih de değil... Bu durumda insanın aklına şöyle bir şey geliyor o mevkide olan insanın Türkiye?yi görme biçimi nasıldır? O nasıl bir görme biçimi toplumu algılama biçimidir, diye bir soru işareti oluyor.
ANDIÇ?IN YORUMLARI YÖNLENDİRME AMAÇLI
Bu tür hazırlıklar, çalışmalar nasıl bir endişeye karşılık geliyor diye düşündüğümüzde Andıç?ın hazırlanış felsefesinde şu ortaya çıkıyor: ?Biz bu memleketi korumakla görevli kişileriz ve bu memleketin içinde iç düşmanlar vardır. Dış düşmanlar (ki dış düşmanlar ABD olarak görünüyor hazırlanış mantığında) iç düşmanları beslerler, yönlendirirler.? Zaten burada bir Andıç?ın suçlamalarına değil de yorumlarına bakarsanız, yönlendirme faaliyeti içinde olduklarını söylüyor değil mi?.. Dolayısıyla burada bir Türkiye?yi dışardan yönetmeye çalışanların aracısı olan iç tehlike odaklarını tespit etmek ve nötralize etmek de bir bakış açısı...
MGK?DAKİ PSİKOLOJİK HAREKAT DAİRESİ KAPANINCA...
Bunu Milli Güvenlik Kurulu?nun yapısı değişmeden önce Psikolojik Harekat Dairesi büyük ölçüde yapıyordu. Yani toplumda bu gidişatı izlemek ve toplumda karşı psikolojik harekatları düzenlemek ve bunları zaman zaman basına sızdırarak, bunlara karşı olan başka güçleri destekleyerek yapıyordu. Zaten bu andıçın sonundaki ?Desteklenmesi gereken güçler? listesi de onu gösteriyor. Psikolojik Harekat Dairesi?nin yaptığı işin bir benzeri bugün MGK içinde olmadığı için, bu sefer Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yapılmaya devam edilmiş.
NTV