22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47 oy alarak iktidara gelen AK Parti'ye açılan kapatma davası toplumun geniş kesimlerinde derin bir üzüntü oluşturdu. Davaya Kürtler de çok üzüldü. Çünkü son seçimde Doğu ve Güneydoğu'da yüzde 54'ün üstünde oy alan bir partinin düşürüldüğü bu durumu anlamak zor olmasa gerek. Peki, Kürt lerin büyük rağbet gösterdiği ve tarihte ilk kez kendilerine bu kadar yakın gördükleri bir partinin kapatılması bölgede nasıl algılandı? Elbette burada Kürt tabirini bir ayrım yapmak için kullanmıyoruz. Sadece iyileşmeye yüz tutmuş sorunlu bir alanın nabzını tutmak bizimkisi. Nitekim bölge halkı da pek farklı düşünmüyor. Diyarbakır'da yaşayan işadamı-yazar Vahdettin Bahadır bunlardan biri. Başta Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD) ve MÜSİAD olmak üzere 15 kadar sivil toplum kuruluşuna üye olan, Kürt meselesine dair projeler ortaya koyan Bahadır ile güncel konuları ve Kürt meselesinin çözümüyle ilgili açılımları konuştuk
EL ELE BİRLİK YÜRÜYÜŞÜ ZAMANI
AK Parti'ye açılan kapatma davasına nasıl bakıyorsunuz?
Bu davanın açılması çözüm bekleyen bölge insanını derinden üzmüştür. Kapatılma sadece AKP'yi değil yıllardır sorunlarla uğraşan Kürtleri de yaraladı. İnsanî, ahlakî, hukukî bir durum olarak bakılmıyor. 2004 başından beri AKP'nin başına örülenler, darbe girişimleri ve muhtıraların 'İttihatçı artıklarının işi' olduğunu biliyor ve öyle değerlendiriyor bölge insanı. Bu yüzden Ergenekon'un çözülmesi gerekiyor. Kürtler Ergenekon operasyonu ile kapatma davası arasında bir bağ olduğunu düşünüyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın karanlık güçleri tasfiye etmek istediğini biliyorlar.
Bölge insanının bu kadar bilinçlenmesi sonucunda neler olabilir?
Hiçbir şey eskisi gibi değil. Bölgede bilinçlenme, olayları analiz etme yeteneği gelişmiştir. Artık iyi ile kötü ayrımı yapılıyor. Ama partiye açılan kapatma davasının iyi bir tarafı olduğunu da düşünüyorum; Kürtler ve Türklerin birlikte yeniden yürüyüşe geçmesine zemin hazırlamıştır. Çünkü bölge daha da kenetlenmiştir. AKP'ye yapılanları Kürtler kendilerine yapılmış sayıyor. Bu durumda AKP Kürtlere yönelik projelerini sürdürmeli, kapatmayı dinlemeyip yola devam etmeli. Eğer böyle olursa hem mağdur hem de Kürtleri düşünen bir partiyi bölge insanı asla yarı yolda bırakmaz ve seçim sonuçları bütün bölgeyi kapsar. Bu da bir tarih olur.
Kürt vatandaşlarımızın AK Parti'ye teveccühü, sadece partinin atacağı adımlara mı bağlı?
Elbette değil. Ama atılacak adımlar, Kürtlerin yanında olduğunu göstermek önemlidir. Kürtler ilk kez bir iktidardan dolayı devletin yanında bu kadar fazla yer aldılar. Demokrat Parti, Millî Selamet, Refah Partisi ve ANAP'ın yanında yer aldılar. Ancak hiçbir dönemde bir partiyi kendilerine bu kadar yakın görmediler. Birilerinin bazı hesaplar yapıp partiyi kapatma noktasına getirmesine büyük tepkiler var. Doğu ve Güneydoğu'da marjinal birkaç grup veya farklı düşünenler dışında, hayatını hukuk çerçevesinde, bireysel özgürlükler içinde idame etmek isteyen hiçbir Kürt AKP'nin kapatılmasından yana değil. 22 Temmuz seçimlerinde bölgeden yüzde 54 oranında oy alan AKP bunu daha da artırabilir. Bu yüzden her şerde bir hayır görmek gerekir diyorum. Kapatma daha büyük bir zafere dönüşebilir.
EMPATİ VE DİYALOG İLE 'ÜÇÜNCÜ YOL' TAVSİYESİ
Bu, erken bir değerlendirme olmaz mı?
Kürt halkı kadirşinastır, vefalıdır. Acının, sıkıntının binbir tonunu yüreğinde hissetmiştir. Geçmişine ve özüne bağlıdır. AK Parti'nin Kürtlere karşı duruşu sahicidir, nettir. 27 Nisan e-muhtırasında Kürt halkı AKP'nin yanında yer almıştır. Mağduriyete uğradıkları, zulmün ne olduğunu bildikleri için Kürtlerin özgürlükçü değerlerden dolayı kapatmaya direnci sert olacaktır. Bunu toplumu tanıdığım için söylüyorum.
Kapatma davasından önce operasyonlar vardı. Bunlar AK Parti'nin bölgedeki varlığına bir zarar verdi mi?
Kürtlerin ekseriyeti marjinal grubu desteklemese de operasyonlardan rahatsız oluyor. Çünkü operasyonların çözümden çok tahribat oluşturduğunu düşünüyor. Meselenin sadece askerî bir boyuta indirgenmesinden rahatsızlık duyuyor. Böyle olunca da operasyonlar sonrası en azından bazı Kürtlerde AK Parti'ye karşı bir kırgınlık oluştu, bir darılma oldu.
Bu darılma ve küskünlük hâlâ sürüyor mu?
Bunlar duygusal anlardır. Mağduriyeti ifade eden anlardır. Diğer yandan meselenin sosyal, ekonomik ve siyasi olarak çözülmesini ister. Vicdanı olan, birtakım sabiteleri olan her insan bunu istiyor. Bölge halkı şu anda AKP'nin, meselenin çözümü için üçüncü bir yolu deneyip denemeyeceğini merakla bekliyor. AKP'den üçüncü bir yol keşfetmesini istiyor.
Zaman