Prof. Dr. Osman Çerezci, cep telefonu kullanan yetişme çağındaki çocukları ciddi bir risk altında olduğunu söyledi. Cep telefonlarının konuşma sırasında elektromanyetik dalgalar yayan ve alan vericiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çerezci, ''Çocukların vücutlarındaki su oranı hem fazla, hem de vücut organlarının büyüklüğü itibariyle cep telefonu dalgalarıyla uyum yapabilecek bir durumda. Bir nevi anten gibi çalışıyorlar'' diye konuştu.
Cep telefonlarıyla ilgili belirleyici bir limit bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. Çerezci, şunları söyledi:
''Uluslararası otoriteler, elektromanyetik dalgalara, maruziyet için SAR değeri olarak 2 watt/kilogramlık sınır değer veriyor. Bu değerin aşılmaması gerekiyor. SAR değeri, elektromanyetik dalgalar vücudumuza geldiğinde söz konusu dalganın, vücudumuzun kütlesi başına emeceği miktardır. Saniyede dalganın insan vücuduna ulaştırdığı güç yoğunluğu 2 birim olmalıdır. Cep telefonlarında bu değer nedir derseniz, bu değeri aşan ve altında olan telefonlar da var. Bu değer aşılırsa doku üzerinde sıcaklık nedeniyle ciddi etki ve zararlar ortaya çıkacaktır. Sıcaklık etkisi nedeniyle geliştirilmiş olan standart bir değerdir. Çoğu otorite bu standardın değişmesini istiyor.''
Araştırmalarda cep telefonlarının, biyokimyasal reaksiyonlara ve psikolojik etkilere neden olabileceğinin belirlendiğini belirten Prof. Dr. Çerezci, bundan dolayı konsantrasyon bozuklukları, yaşam kalitesinde düzensizlik, uyku bozuklukları, sinirlilik, huysuzluk veya bitkinlik gibi etkileri olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.
Elektromanyetik radyasyonun zaman içinde kümülatif (birikimli) olarak ortaya çıktığını bildiren Prof. Dr. Çerezci, şöyle dedi:
''Zararlı etki için aradan 10-12 yıl geçmesi gerekiyor. Şu anda literatürdeki araştırmalar, bu konuda bazı bulgular ortaya koymaya başladı. Alkol alındığında vücudun karaciğeri üzerinde zararlı etki yapıyor ama elektromanyetik radyasyon tüm hücreleri etkiliyor. Alkolün etkisi kısa zamanda ortaya çıkıyor, ama elektromanyetik radyasyon vücudun tümüne yayıldığı için etkisi zaman içinde ortaya çıkıyor.''
ÇOCUKLAR İÇİN DAHA TEHLİKELİ
Gelişme çağındaki çocukların ciddi bir risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Çerezci, şöyle konuştu:
''Çocukların vücutlarındaki su oranı hem fazla, hem de vücut organlarının büyüklüğü itibariyle cep telefonu dalgalarıyla uyum yapabilecek bir durumda. Bir nevi anten gibi çalışıyorlar. Mikro dalgayı sulu dokular çok daha fazla çekiyor. Çocukların sahip olduğu organlarının büyüklükleri ile mikrodalgaların boyu eşleşiyor. Yetişkin ve çocuğu aynı marka cep telefonu ile konuştursak, çocuğun mikrodalgaya çok daha fazla maruz kaldığını görürüz. Yetişkinlere göre elektromanyetik radyasyondan daha fazla etkileneceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Elektromanyetik radyasyon yetişkin insanlardan belki de en fazla 3 santim ilerlerken, çocuklarda bu, kulağın bir tarafından girip diğer tarafından çıkabiliyor. Cep telefonlarıyla konuştukları zaman etkileniyor ama etrafta da elektromanyetik radyasyon varsa yetişkinlerden daha fazla etkileniyorlar.''
''BAZ İSTASYONUNDAN DAHA ZARARLI''
Cep telefonu taşımanın çok önemli bir zararı olmadığını, ancak konuşma sırasında yaydığı radyasyonun sınır değerlerinin üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Çerezci, şunları kaydetti:
''Bugün için güvenlik limiti diyelim ki 900 Mhz'de çalışan telefonlar için 42 volt/metre, cep telefonları 42'den fazla veriyor. Velev ki 10 birim verse bile, bu değer bile çok fazla. Baz istasyonlarının yanına gittiğinizde kulağınızı baz istasyonuna biraz yaklaştırsanız o kadar radyasyon alırsınız. Cep telefonu, baz istasyonundan daha fazla radyasyon yayan bir cihaz. Cep telefonları baz istasyonundan daha tehlikeli. Çünkü konuşma anında cep telefonunuzu direkt beyninize tutuyorsunuz. Mikrodalga ile vücudunuzu ışınlıyorsunuz.''
Elektromanyetik dalga limitlerinin cep telefonlarına uygulanmadığını, uygulanması durumunda piyasadaki telefonların yüzde 70'nin ortadan kalkacağını ileri süren Prof. Dr. Çerezci, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Öyle bir telefon imal etmiyorlar ya da imal edilemiyor şu anda. Tüketiciler de bu konuda bilinçli değil. Herhangi bir mikrodalga yayıcısı 42 volt/metreyi geçmemelidir. Bu standart değer cep telefonlarına uygulanmıyor. Radyo vericileri ve baz istasyonlarına uygulandığı halde. Piyasada 40 birim yayan cep telefonları olduğu gibi, 100 birim yayanlar da var, hepsi satılıyor. Denetim zaten yok. Ülkemizde bu konuda bir yönetmelik olmadığı gibi dünyada da yok, çünkü bu işten büyük karlar elde ediliyor. Baz istasyonundan uzaklaştıkça cep telefonlarının verdiği radyasyon artıyor. Bu değerler oldukça değişken.''
ANKA