Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, bir siyasi parti hakkında kapatma davası açılabilmesi için Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu raporunda öngörülen şekilde ancak bir partinin terör ve şiddet eylemlerine karışması halinde söz konusu olması gerektiğini söyledi.
Kutan, Anayasa?da demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak tanımlanan siyasi partiler hakkında suç odağı olduğu iddiasıyla kapatma davası açılabilmesinin en az derneklerin odak olmasına ilişkin düzenlemeler kadar güvence altına alınması gerektiğini belirtti.
LAİKLİK YENİDEN TANIMLANMALI
Kutan, şöyle konuştu:
?Türkiye?de laikliğe aykırılık iddiasıyla açılan davalarda hüküm devamlı olarak bir takım faraziyeler üzerine kurularak verilmektedir. Böylece laikliği koruyalım derken, demokrasi çiğnenmekte ve milli irade ihlal edilmektedir. Bu gerçek laikliğe herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek Anayasal bir tanım getirilmesini zorunlu kılmaktadır?
Laikliğe aykırılıktan davalar açılırken özellikle laikliği sınırlayan toplum huzuru, adalet anlayışı, insan haklarına saygı gibi Anayasa?nın 2. maddesinde öngörülen ilkeler nedense hiç dikkate alınmadığını vurgulayan Kutan, ?Bu durum yıllardan beri milletimizin özlemini çektiği milli iradenin gerçek manada hâkimiyetini engellemektedir? dedi.
YARGIYA GöLGE DüŞTü
Kutan, Başsavcı Yalçınkaya?nın açıklamalarını da eleştirerek, ?Yargı yetkilileri tarafından dava hakkında rasgele konuşulmaması uyarısı yapılırken, sayın Yargıtay Başsavcısı?nın iddianamede ismi geçen kişilerden 40?ı hakkında yasak kararı verileceğini basına açıklamış olmasını yargı bağımsızlığına gölge düşüren bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz? diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi?nde açılan parti kapatma davalarında (Partiyi yargılıyoruz) denilirken AİHM sözleşmesinin 6. maddesinin hiçe sayılarak savunmaları alınmadan kişilerin mahkum edildiğini vurgulayan Kutan, ?Bazı çevreler kapatma davası açıldıktan sonra Anayasa?da parti kapatılmasını zorlaştıracak şekilde değişiklik yapılmasını etik bulmamaktadır. Oysa asıl etik olmayan husus, Türkiye?de siyasi partilerin faaliyetini zorlaştıran hükümlerin mevcudiyetinin hala yürürlükte olmasıdır? dedi.
Kutan, parti kapatmayı önleyici tedbirlerin de bir an önce alınması çağrısında bulunarak, ?Bu nedenle tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını, aydınları demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyoruz. TBMM?yi bu konuda gerekli yasal ve Anayasal düzenlemeleri acilen hayata geçirmek üzere göreve çağırıyoruz? diye konuştu.
PARTİLER DEĞİL KİŞİLER YARGILANMALI
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran SP Lideri Recai Kutan, Milli Görüş partilerinin kapatılmasına ses çıkarmayan Avrupa?dan AKP davasına tepki gösterilmesini ?tam bir çelişki ve çifte standart? olarak değerlendirirdi.
Refah Partisi ve Fazilet Partisi davasında laikliğe aykırı eylemlerin değil İslamın yargılandığını kaydeden Kutan, bundan sonraki davalarda partilerin değil kişilerin yargılanması gerektiğini söyledi. Kutan, AKP içinde laikliği ihlal etmiş bazı kişiler olabileceğini söyleyerek, ?Ancak bunlar hakkında mutlaka yetkili bir mahkeme tarafından hüküm verilmiş olması gerekir. Mahkeme tarafından bir hüküm verilmeden böyle bir iddiada bulunmak ve bir partinin laikliği ihlal odağı haline geldiğini iddia etmek, bize göre hukuk açısından çok yanlıştır? diye konuştu.