Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Avrupa hükümetleri İslam karşıtlığına prim vermemeli!

İslam Dünyası STK?ları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, Avrupa?da son zamanlarda meydana gelen İslam karşıtı olaylarla ilgili aşağıdaki açıklamayı yayınladı:

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-04-01 14:27:00

Avrupa hükümetleri İslam karşıtlığına prim vermemeli!

Haber Merkezi / TIMETÜRK

Avrupada meydana gelen islam karşıtı olaylar karşısında Avrupa'dan itidal çağrılara gelmeye devamededursun, İslam dünyasında tepkiler sürüyor. İslam Dünyası STK'ları Birliği (İDSB) bir açıklama yaparak, Avrupa hükümetlerini uyardı ve sağduyu çağrısında bulundu. İşte açıklama...

2005 yılında önce Danimarka?da daha sonra da Avrupa?nın kimi ülkelerinde Peygamberimiz Hz. Muhammed?e hakaret eden karikatürlerin yayınlanmasıyla başlayan İslam karşıtlığı akımı son günlerde yeni ve endişe verici bir ivme kazanmıştır. Mart ayı içerisinde Hollandalı aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders'in yaptırdığı 'Fitne' isimli, Kur?ân?a ve İslamiyetin değerlerine hakaretle dolu filmin önce Hollanda televizyonlarında yayınlanmak istenilmesi ardından buna imkân bulunamayınca internet sitelerinde yayınlanması Müslüman kamuoyunda büyük üzüntüyle karşılanmıştır.

Basına yansıyan bilgilere göre 20 Nisan tarihinde Peygamberimiz Hz. Muhammede hakaret içeren bir çizgi film de Hollanda da piyasaya sürülecektir. Ayrıca Almanya?da Salman Rüşdi?nin ?Şeytan Ayetleri? isimli kitabı tiyatroya uyarlanarak sahnelenmiştir. Bu ve buna benzer teşebbüslere prim verilmesi, kapı açılması marjinal grupları provoke etmektedir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Danimarka?da 17 yaşındaki bir Müslüman Türk genci aşırı ırkçı bir grup tarafından öldürülmüştür.

Birbirine yakın zamanlarda gerçekleşen ve dünya barışını derinden zedeleyecek olan bu ve benzeri teşebbüslerin hiçbir insani veya vicdani gerekçesi olamaz. İnsanların mukaddes kabul ettikleri değerlere hakaret etmek, ifade özgürlüğü, telif hakkı veya sanat kaygısıyla açıklanamaz. İfade özgürlüğü hakaret etme özgürlüğü demek değildir. Hiçbir insanın mukaddes bildiği değerlere hakaret edilmesini anlayışla karşılaması beklenilemez.

Bu bağlamda, başta söz konusu filmlerin çıkış noktası olan Hollanda hükümeti olmak üzere tüm Avrupa hükümetleri bu tür hakaret içeren yayın ve politkalara izin vermemelidiler ve islamofobik olayları ve hareketleri suç kapsamına alacak düzenlemeleri derhal almaldırlar. İslamofobya veya İslam karşıtlığını körükleyen yayın, tavır ve politikalar antisemitizm gibi suç sayılmalıdır. Aksi takdirde marjinal ve ayrımcılık peşindeki aşırı ırkçı grupları desteklenmiş olacaktır. Bu da barış ve toplumsal huzur için tehlikelidir. İslamofobya açık bir insan hakları ihlalidir ve tehlikeli bir ayrımcılıktır.

Bütün bunlara rağmen Müslüman kamuoyunun bahsi geçen İslam karşıtı yayın, politika ve hadiselere aşırı tepki vermemesinin temel sebebinin inancının gereği sahip olduğu sağduyusu olduğu bilinmelidir. Ancak, bu durum herhangi bir tepki gösterilmeyeceği anlamına gelmez. Barışçıl yollarla Müslüman kamuoyunun İslam karşıtı yayın, politika ve hareketlere karşı gereken her tepkiyi vermesi sağlanmalıdır.

Bir kez daha Avrupa hükümetlerini sağduyuya ve dikkate davet ediyor, toplumsal barışın tesisi için tavırlarını gözden geçirmeye çağırıyoruz.

 

Haber Ara