İLHAN SELÇUK
Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi'nin yayın kurulu başkanı, başyazarı ve hepsinden ötesi ideoloğu olarak tanınıyor. Selçuk, 1925'te Kuvayi Milliye içinde yer alan subay Kasım Bey'in çocuğu olarak Aydın'da doğdu.
Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra avukatlık ve gazetecilik yapan Selçuk, edebiyatçı Yaşar Kemal'in yardımıyla 1963'te Cumhuriyet Gazetesi'ne köşe yazarı olarak adım attı. İlhan Selçuk; Doğan Avcıoğlu, Cemal Reşit Eyüpoğlu, Mümtaz Soysal ve İlhami Soysal ile birlikte Yön Hareketi'ni başlattı. 9 Mart 1971 günü darbe yapmayı planlayan; ancak Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un saf değiştirmesi üzerine başarılı olamayan Cemal Madanoğlu cuntası içinde o da vardı. Yıllar sonra, Cumhuriyet Gazetesi'nde birlikte çalışacağı Hasan Cemal'e 'Eğer 9 Mart cuntası başarılı olsaydı, 27 Mayıs'ın devamı olacaktı.' itirafında bulundu. Bu dönemde gözaltına alınarak Ziverbey Köşkü'nde cuntacılık iddiasıyla sorgulandı. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından gazetenin başına geçen Hasan Cemal ile 10 yıl soğuk savaş sürdürdü.
1991 sonunda Uğur Mumcu ve Ali Sirmen'in de aralarında bulunduğu çok sayıda arkadaşıyla ayrıldığı Cumhuriyet'e 4 ay sonra, Hasan Cemal'i safdışı bırakarak geri döndü. O günden bugüne Cumhuriyet'in 'tek adamı' oldu. AK Parti'nin 2002 yılında iktidara gelmesinden itibaren hükümete yönelik sert eleştiriler yöneltti ve bir şeriat devleti kurulmak istendiğini yazdı. Bu süreçte ulusalcı cepheyi genişletmek için MHP ile diyaloğ kurma yollarını aradı. Ama Devlet Bahçeli'nin sağduyulu politikası onu hayalkırıklığına uğrattı. Mayıs 2006'da Cumhuriyet'e atılan bombanın failinin 'dindarlar' olduğunu söyledi. Bombayı atanın, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan olduğu anlaşıldıktan sonra suskun kaldı. Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonların ardından, Alparslan Aslan'ın da bu örgütle ilişkisinin ortaya çıkmasına rağmen sessizliğini korudu. Bu nedenle 'Ergenekon'un üzerini mi örtüyor?' yorumları yaygınlaştı.
DOĞU PERİNÇEK
Doğu Perinçek, 1942'de Gaziantep'te doğdu. 1964'te dünya görüşü olarak sosyalizmi benimsedi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeliği yaptı. TİP içindeki muhalefet önderlerindendi.
1968'de Fikir Kulüpleri Federasyonu (Dev-Genç) Genel Başkanlığı'nı yaptı. 1968 gençlik hareketleri sırasında üniversite işgallerinde gençlik hareketinin 'resmi' ve 'fiili' önderiydi. Arkadaşlarıyla birlikte 1968'de Aydınlık, 1969'da İşçi-Köylü dergisini yayınlamaya başladı. 21 Mayıs 1969'da yasadışı Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP)'si kurdu. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra arananlar listesinde yer aldı. Mayıs 1972'de Ankara'da yakalandı. Yargılandığı davalarda 20 yıl hapis cezası verildi. Temmuz 1974'te genel afla serbest kaldı.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Türkiye'yi işgalci olarak niteleyen yayınlar yaptı. 12 Eylül öncesi dönemde Aydınlık gazetesinde yayınladığı ülkücü isimler, birkaç gün sonra sol örgütler tarafından infaz edildi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklandı, önce 12 yıla, sonra 8 yıla mahkûm edildi. Mart 1985'te serbest kaldı. 1987'de haftalık 2000'e Doğru dergisinin yayınlanmasına önderlik etti. Genel yayın yönetmeni ve başyazarı oldu. 1989 Ekim ve 1991 Nisan'ında terör örgütü PKK'nın Bekaa'daki kampına giderek bölücübaşı Abdullah Öcalan'la röportajlar yaptı. Öcalan'ın elinden Bekaa Kampı'nda gül alacak kadar samimi fotoğraflar çektirdi.
1991 yılında TCK 141. maddesinin kaldırılmasıyla siyasal haklarına kavuştu ve Temmuz ayında Sosyalist Parti Genel Başkanlığı'na seçildi. Temmuz 1992'de Sosyalist Parti'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması üzerine kurulan İşçi Partisi'ne Genel Başkan seçildi.
24 Eylül 1988'de gözaltına alındı. Terör örgütü PKK'ya silah ve para yardımı yapmakla suçlandı. 1991 seçimlerinde TRT'de yapılan Liderler Açık Oturumu'nda yaptığı konuşma sebebiyle 14 ay hapis yattı.
'Ergenekon' operasyonunun başlamasıyla birlikte sık sık basın toplantısı düzenleyerek böyle bir yapılanmanın olmadığını söyleme gereği duydu. Tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile birlikte Cumhuriyet gazetesinin satın alınması girişimlerinde bulunduğu iddia edildi.
KEMAL ALEMDAROĞLU
Kelam Alemdaroğlu Ergenokon operasyonuyla yeniden Türkiye'nin gündeminde. Alemdaroğlu ismi 27 Mayıs 1960 darbesinde öne çıkmıştı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiyken 27 Mayıs'tan kısa bir süre önce Menderes Hükümeti'ne karşı öğrenci olaylarının içinde yer aldı. Gözaltına alınarak Davutpaşa Kışlası'na götürüldüğünde, Menderes karşıtı subaylarca serbest bırakıldı.
28 Şubat Postmodern Darbe sürecindeki başörtüsü tartışmalarında Alemdaroğlu ön sıralardaydı. Rektör Alemdaroğlu'nun ilk icraatı bölümde çalışan başörtülü bir hemşireyi Cerrahi Müzeye kilitlemek olmuştu. Üniversetede ilk icraatı kılık kıyafet oldu. Mevzuat kitabındaki -üniversitelerdeki kılık kıyafeti serbest bırakan ek 17'nci maddeye bile tahammül edemeyerek tek tek yırttırdı. Hocalara baskı kurdu, demokrat çıkışlarıyla bilinen öğretim üyeleri sindirildi. Bazılarının sicilleri bozuldu. İşçi Partisi'nin gençlik örgütü onun zamanında üniversitede aktif rol oynadı. Sürekli radikal uçlardaki öğrencilerin çatışmaları ile üniversitede gerginlik hiç bitmedi.
Meclis'te yolsuzluk ve usulsüzlükler sebebiyle araştırma komisyonu kuruldu. Soruşturma sonucunda yolsuzluk ve usulsüzlükleri tespit edilerek yargılanması için YÖK'e başvuruldu. YÖK, yargılanmasına izin vermedi. 'Laparoskopik Cerrahi' kitabında başkasına ait yazıyı kendisinin gibi gösterdiği için (bilimsel intihal) Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu, 2 ay meslekten men cezası verdi. Alemdaroğlu için sonun başlangıcı, Erdoğan Teziç'in YÖK Başkanı olmasıyla başladı. Rektörlüğü döneminde hukuk fakültesinde Teziç ve arkadaşlarına baskı uygulayan Alemdaroğlu, aynı ekip tarafından 'yargı kararları ve YÖK talimatına uymadığı' gerekçesiyle görevden alındı.
| |||