'Komutan suikasti biliyordu!.'

Dink davasında ilginç iddia: Komutanımız her şeyi biliyordu

Sanıklar Astsubay Başçavuş Okan Şimşek ve Uzman Çavuş Veysel Şahin, Dink'in öldürüleceği istihbaratını dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e anlattıklarını açıkladı. Daha önce verdikleri ifadenin de yalan olduğunu belirten Şimşek ve Şahin, bunu üstlerinin baskısıyla yaptıklarını söyledi. Sanık ifadelerine göre Albay Öz, bilgiyi veren şahsın konuşmaması için de çaba harcamış.

Davayı erteleyen Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, geçen yıl Bilecik İl Jandarma Alay Komutanlığı görevine atanan Albay Öz ile birlikte 10 jandarma subayı hakkında suç duyurusunda bulundu. Mahkeme, Öz ile birlikte diğer subayları bir sonraki duruşmada dinleyecek.

Jandarma Astsubay Başçavuş Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin'in Dink suikastında ihmali bulunduğu gerekçesiyle Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanmalarına devam edildi. Dünkü duruşmaya sanık avukatlarının katılmaması dikkat çekti.
Dink cinayetinin yaşandığı dönemde Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı olan Kıdemli Albay Ali Öz, bir konferans için Trabzona gelen ADD Genel Başkanı ve eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'u karşılamıştı.

Sanıklardan Başçavuş Şimşek, Hrant Dink'in öldürülmesinde azmettirici konumundaki Yasin Hayal'in akrabası Coşkun İğci ile nasıl temas kurduklarını anlattı. Şimşek'in ifadesine göre, İğci Hrant Dink'i üç-dört arkadaşı ile öldüreceğini söyledi. Kendileri de bu bilgiyi Trabzon Jandarma İl İstihbarat Şube Müdürü olan Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız'a aktardı.

Toplantıda gündeme getirildi

Şimşek, bu bilgi üzerine Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Ali Öz'ün de katıldığı bir toplantı yapıldığını ifade ederek, şu bilgileri verdi: Toplantı esnasında İstihbarat Şube Müdürü Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız, İl Jandarma Komutanı Ali Öz'e hitaben 'Komutanım, 2004 yılında McDonald's'ı bombalayan Pelitli'de oturan Yasin Hayal'in, İstanbul'da Ermeni asıllı bir gazeteciyi öldüreceğine yönelik arkadaşların edinmiş olduğu bilgiler var.' dedi. Bunun üzerine Albay Öz 'Sonra özel olarak görüşürüz.' diyerek konuyu kapattı. Şimşek, toplantıdan sonra internetten 'Agos' gazetesi hakkında bilgi toplayıp İğci'nin verdiği bilgilerle karşılaştırdıklarını anlattı. Bu bilgileri Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır'ın el yazısı ile toparladıklarını kaydeden Şimşek, şöyle devam etti: 'Biz daha sonra bu konuyu devrettiğimiz düşüncesi ile bir müddet bu konu hakkında herhangi bir gündem oluşmadı. Şimşek, daha sonra herhangi bir şekilde emir ve talimat verilmediği için bu konuda bir çalışma yapmadıklarını anlattı.

Astsubay Okan Şimşek'in verdiği ifadeye göre, Dink'in öldürülmesinden birkaç gün sonra İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız, kendilerinin Coşkun İğci ile görüşmesini emretmiş. Coşkun'un bu bilgilerini başkaları ile paylaşmaması yönünde uyarılması istenmiş.

Sanık Şimşek, mülkiye müfettişleri ve Jandarma Genel Komutanlığı müfettişlerine 'baskı altında' ifade verdiğini savundu. İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız'ın sözlü talimatı ile gerçeğe uygun ifade vermediklerini ileri süren Şimşek, Metin Yıldız'ın kendisinin sicil amiri olmasına dikkat çekti.

Mahkeme Başkanı İzzet Kabal, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'na müzekkere yazılarak iki sanığın beyanlarında ismi geçen Jandarma Albay Ali Öz, Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, Yüzbaşı Metin Yıldız, Astsubay Başçavuş Hüseyin Yılmaz, Astsubay Başçavuş Gazi Günay, Astsubay Başçavuş Gökhan Aslan, Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır, Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Uğur Erdoğan ve Önder Aras hakkında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Mahkeme ayrıca 10 jandarma personelinin dinlenmesine de karar vererek duruşmayı erteledi.

Cinmen: Davanın seyri değişti

Dink ailesinin avukatı Ergin Cinmen, duruşma çıkışında yaptığı açıklamada davada ismi geçen Trabzon İl Jandarma Komutanlığı personelinin suikasttan haberleri olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek şunları söyledi: 'Bilerek ve isteyerek iradi önlem almadıkları ortaya çıktı. Bu açıklamalar davanın seyrini önemli ölçüde değiştirecek. Devletin ciddi bir kurumunun bir cinayeti ört pas etmek için nelere başvurduğunu da göstermiş oldu.'