Ahmet HAKAN / Hürriyet
Bence kapatılacak
BAŞTAN söyleyeyim:
Tersi çıkarsa...
Ne bikini giyerim... Ne kellemi keserim... Ne de Taksim Meydanı?nda -affedersiniz- anırırım...
Lütfen benden 'Münasebetsiz Ahmet Çakar Efendi tavrı' ya da 'Dikkat çekmek için kıvranan Hıncal Efendi çıkışı' beklemeyin...
Ancak...
Münasebetsizlik yapmama kararlılığım, 'iddiasız' olacağım anlamına gelmesin...
Evet, iddialıyım... Bu parti kapatılacak!
* * *
Kapatılacak, çünkü...
Yasalara göre bir partinin 'laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı' olması durumunda kapatılması mümkündür... Anayasa Mahkemesi üyelerinin, 'AKP?nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı' haline geldiği yönünde bir hüküm vermeleri, geçmiş kararlardan edindiğimiz tecrübeye göre, hiç de imkansız gözükmemektedir.
Kapatılacak, çünkü...
Eğer 'laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı' olmak, parti yöneticilerinin ya da üyelerinin bazı sözlerine ve fiillerine dayandırılacaksa, bu konuda mahkeme üyelerinin elinde hayli malzeme vardır...
Kapatılacak, çünkü...
Başbakan Erdoğan?ın, 'birden fazla kadınla evlenmenin koşulları' ya da 'katili affetme hakkının maktul yakınlarına ait olması' gibi çok tehlikeli konularda, laik bir devletin başbakanından ziyade, çalışkan bir imam-hatip mektebi talebesi gibi konuşması, 'kapatmacı yaklaşımlar' için bulunmaz dayanak olmuştur...
Kapatılacak, çünkü...
'Kapatılırsa yüzde 60?la geliriz' sözünün bir anlamı olmadığı bilinmektedir... Düşünün: AKP içinde 'Cennetle müjdelenen' 71 önemli adamın önemli bir kısmı yasaklı olacak... Bundan daha önemlisi Erdoğan yasaklı hale gelecektir... AKP?nin her şeyi durumunda olan Erdoğan?ın yasaklı olması halinde, her şeyini kaybetmiş yeni bir siyasi hareketin, en azından yakın vadede şansı ne olur?
Kapatılacak, çünkü...
'Türban' konusunda atılan hesapsız kitapsız adımlar da bu konuda malzeme sunmuştur... Fazilet Partisi?ni anımsayın: Bu parti de yönünü AB?ye çevirmişti... Bu parti de üslupsuzluklardan uzak durmaya gayret ediyordu... Bu parti de vitrinini yenilemişti... Ama sonra ne oldu? Merve Kavakçı olayı, partinin kapatılması için yeterli neden sayıldı... Kavakçı olayını Fazilet?in kapatılması için yeterli bulan 'Yüce Mahkeme', AKP?yi kapatmaz mı?
Kapatılacak, çünkü...
Erdoğan?ın 'Değişmedik' vurgulu açıklamaları, iddianameye Erdoğan?ın o eski ve çok tehlikeli sözlerinin girmesine yol açmıştır. Bu durumda 'Yüce Mahkeme'nin önünde değerlendirilmeyi bekleyen epey tehlikeli söz bulunmaktadır.
* * *
Dikkat!
'Kapatılacak' demek, 'Kapatılsın' demek değildir...
Bu yüzden 'Tayyip sen bizim her şeyimizsin' diyenler, bana kızmasınlar...
İlle de kızacaklarsa...
Ellerinde çoğunluk olduğu halde...
'Parti kapatma' meselesini Avrupa standartlarına kavuşturmayan AKP yöneticilerine kızsınlar...
'Rejimi ürkütmeme' adına bu konuda AB standartlarını hayata geçirmeyenler, şimdi 'ürkütücü gerçek' ile karşı karşıyadır.
Ve meselenin özü de budur.
Tayyip?in o meşhur şansı dönüyor mu?
BİRİNCİ ŞANS Tayyip Erdoğan, 1991 seçiminde Refah Partisi İstanbul Milletvekili seçildi... 11 gün sonra, 'tercihli oy' uygulaması nedeniyle milletvekilliğini kaybettiğini öğrendi... Bu haber karşısında üzüntüden bayıldığı bile iddia edildi... Ancak bu durumun siyasi geleceği için müthiş bir şans olduğu sonradan ortaya çıktı: Eğer 1991?de milletvekili seçilseydi, 1994?te İstanbul?a belediye başkanı olamayacaktı...
İKİNCİ ŞANS İstanbul?un yaşanacak yer olmaktan çıktığı Sözen döneminin ardından İstanbul?a belediye başkanı olması zaten büyük bir şanstı... Bir de susuzluktan kıvranan kentin üzeri, Erdoğan?ın başkan seçilmesinin hemen ardından yağmur yüklü bulutlarla dolmasın mı? Herkes 'Bu Erdoğan çok şanslı adam' demeye başladı.
ÜÇÜNCÜ ŞANS Tam belediye başkanlığı dönemi bitiyordu ki, bir şiir okuyup hapse girmesin mi? Böylece 'Mağdur' ya da 'Mazlum' sıfatlarıyla şereflenmesin mi? Ve tam bu sıralarda Fazilet Partisi kapatılmasın mı? Böylece Erdoğan?a, Erbakan hareketinden kopup yeni bir bayrak açmak için müthiş bir fırsat doğdu...
DÖRDÜNCÜ ŞANS Ülkenin büyük bir krize girdiği bir dönemde yeni bir parti ve 'mağdur' kimliğiyle ortaya çıkan Erdoğan, bir anda 'Beklenen kurtarıcı' olarak selamlandı... Sonuç: Krizden bunalan halk, Erdoğan?ın partisini tek başına iktidara getirdi... Krizden çıkış politikalarının kaymağını yemek de Erdoğan?a nasip oldu...
BEŞİNCİ ŞANS Devri iktidarında AB?ye sırtını dayadı, kazandı... Dünya konjonktürü kendisinden yanaydı, kazandı... Alternatifsizdi, yararlandı... Muhtıra falan verildi, yine mağduriyetten beslendi... Rakibi Baykal?dı, acayip rahat etti... Ve son seçimde yüzde 47 ile iktidara geldi...
* * *
Şimdi merak ediyoruz: Kapatma davası, Erdoğan?a bir 'altıncı şans' fırsatı mı verecek, yoksa Erdoğan?ın meşhur şansının döndüğünün bir işareti ile mi karşı karşıyayız...
Eğer kapatma kararı çıkmazsa Erdoğan?ın durumdan bir kez daha yararlanacağı kesin... Ama kapatma kararı çıkar ve Erdoğan da yasaklı hale gelirse...
İşte bu durumda yolun sonu görülmüyor...
YANLIŞ CÜMLELER
Demokrasilerde partiler kapatılmaz. Cümlenin doğrusu şöyle olmalıdır: Demokrasilerde sudan sebeplerle partiler kapatılmaz.
Avrupa?da da partiler kapatılıyor. Cümlenin doğrusu şöyle olmalı: Avrupa?da partiler çok ama çok zor kapatılıyor.
İktidar partisi kapatılmaz. Bu önerme de yanlış... İktidar partisi olmak ya da yüzde 47 oy almak, bir ayrıcalık nedeni sayılamaz...
Bu dava AKP?yi güçlendirir. Bu cümlenin dava açısından hiç ama hiç anlamı yoktur...
Savcı yanlış yaptı. Savcılar dava açar... Yanlış ya da doğru iddiasını ortaya koyar... Bu nedenle savcıya yüklenmek anlamsızdır...
Adalete güvenin. 'Sezer?in atadığı üyeler' türünden listelerin yayınlandığı bir sistemde, 'Adalete güvenin' demenin hiçbir anlamı yoktur.
Cumhuriyet kendini koruyor. Bu cümleye 'doğru' diyeceksek, mesela İran?da rejim muhaliflerini susturma girişimlerine de gıkımızı çıkarmamamız gerekir...