'Şeyhülislam değilim'

Bardakoğlu, 'Şeyhülislam değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri Başkanı olarak görüş açıkladım. Diyanet İşleri Başkanlığı, fetva kurumu değil, din kurumudur. Din hakkında, dinle ilgili bir soru soruluyorsa, o konuda görüşümü açıklarım.' dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle ilgili kararı karşısında düşüncelerini açıklayan Bardakoğlu, medyanın 'İslam cumhuriyetinin uleması ya da Osmanlı'nın şeyhülislamı gibi konuşuyor' eleştirilerine maruz kalmıştı.

Bardakoğlu, 5 yıldır yürüttüğü görev süresince hiçbir zaman siyasi söyleme girmediğini belirterek, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin çocuklara bir din kültürü, bir ahlak bilgisi olarak okutulmasının zorunlu olmasını çok yerinde bir uygulama olarak gördüğünü ifade etti. 'Devletin zorunlu olarak öğrencilere bir dinin eğitimini vermesi laiklik prensibi açısından doğru değildir.' diyen Bardakoğlu, ancak kültür, bilgi dersi olarak, bilgilendirme, tanıtma, gösterme ve o konuda bilgili olunması açısından, böyle bir derse ihtiyaç olduğunu vurguladı. AİHM ve Danıştay kararlarında bu dersin zorunlu okutulmasına karşı çıkılmadığının altını çizen Bardakoğlu, 'AİHM'nin kararı bana göre teknik olarak yanlış. Bir aydının da AİHM'nin kararlarını eleştirme hakkı olabilir, değil mi? Bu eleştiriyi, 'ulemaya sorsunlar', 'bana danışmadılar' şeklinde bir kırgınlık ifadesi olarak algılamamak lazım. AİHM'nin yanlışlığı, içerik değerlendirmesi yapmasıdır. Bu dersin içeriğinin çoğulcu olmadığını, belli bir gruba, bir ekole, bir mezhebe, bir meşrebe ait özel bir öğreti olduğunu zannediyor. Tabii bunu, bu içerik analizini yaparken, bilimsel veriye, İslam dünyasının 14 asırlık dinî tecrübesine, İslam dünyasının bilgi metodolojisine, İslam dininin Hıristiyanlık'tan farklılığına dikkat etmiyor.' diye konuştu.

Din adına konuşmaya yetkiliyim

Bazı gazetelerde çıkan 'İslam cumhuriyetinin uleması, Osmanlı'nın şeyhülislamı gibi konuştu' ifadelerine katılmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Bardakoğlu, şunları söyledi: 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri Başkanı'yım. Din adına konuşmaya yetkili olan benim. Laik sistemde yargı kararları ulemaya sorularak ve din kurallarına göre verilmez. Ama laik sistemde yargı; dinin içeriği, dinin doğru öğretisinin nasıl olması gerektiği konusunda da tespitte bulunmamalıdır.'