Babacan, konsoloslarla biraraya geldi

Türkiye'nin Batı Avrupa ülkelerindeki konsoloslarıyla Brüksel'de bir araya gelen Babacan, daha önce de bu tür toplantılar yaptıklarını anlatarak ''Yılda en az 1 defa bir araya gelmemiz lazım. Hepimizi ilgilendiren konular var. Çözüm önerilerini beraber tartışmak önemli'' dedi.

Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan büyük dönüşüm geçirdiğini ve 5 yıl öncesiyle kıyaslandığında ''adeta 2 farklı ülke görüntüsü'' verdiğini kaydeden Babacan, bunun ekonomideki rakamlardan çok somut olarak anlaşılsa bile siyasi reformlar alanında da ''en az ekonomideki kadar'' büyük değişim gerçekleştirdiğini bildirdi.

Bakan Babacan, ''Bunun adı Kıbrıs olsun, Almanya, Fransa olsun, her ne kadar AB ile ilişkilerde siyasi sorunlar yaşansa da bunlar bizim müktesebata uyum çalışmalarımızı engellemez. Bunun için AB'den bağımsız olarak kendi uyum programımızı geçen yıl 17 Nisan'da ilan ettik'' diye konuştu.

Ali Babacan, bundan sonraki dönemde ''ince elenip sık dokunarak reformların rafine edileceğini ve derinleştirileceğini'' ifade etti.

Türkiye'nin AB üyeliğinin Doğu Avrupa'daki diğer ülkelerin üyeliğinden çok farklı olduğunu vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:

''Doğu Bloku hızlı bir şekilde AB şemsiyesine bir an önce alınmak istendi. Burada biz bize konuşuyoruz, belki bazı ülkeler kriterleri tam yerine getirmeden üye yapıldı. Türkiye'nin nüfusu ise 10 yeni üyeye eşit. Türkiye'nin katılımı, AB'ye 28'inci, 29'uncu üye olmaktan ibaret değil. AB'nin görüşünü, işleyişini, yapısını etkileyecek bir olay. Bazı ülkelerde ara ara (Türkiye'nin üyeliği konusunda) tartışmalar yapılıyorsa bu Türkiye'nin büyüklüğünden ve özel yapısından kaynaklanıyor.''

AB'ye katıldığında Türkiye'nin Almanya ve Fransa gibi büyük kurucu üyeler kadar ''güçte ve etkide'' olacağına dikkat çeken Babacan, bazı ülkelerin bundan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.

''Öte yandan AB içinde yerini almış bir Türkiye'ye bölgesinde ve dünyada daha farklı bakılacağını'' anlatan Babacan, bunun tek yönlü bir ilişki olmadığını ve ''AB'nin de Türkiye'nin üyeliğiyle gerçek anlamda küresel aktör'' olma imkanına kavuşacağını ifade etti.

Bakan Babacan, ''Aksi halde AB'nin bir coğrafyaya ve belli bir kültüre sıkışarak adeta varlık nedenini yitireceği'' uyarısında bulundu.

-DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ GELECEĞİ-

Türkiye'nin cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümüne denk gelen 2023'te dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme hedefinin ''iddialı fakat ulaşılabilir'' olduğunu belirten Babacan, ''Bu hedefe uygun şekilde 'dışişlerini nasıl yapılandırırız'ın çalışması içindeyiz'' dedi.

Babacan, bu amaçla yıl içinde büyük çoğunluğu Afrika'da olmak üzere 15 büyükelçilik ve 15 konsolosluk açacaklarını ifade etti.

Yurt dışında yaşayan 4 milyondan fazla Türk vatandaşının ''bulundukları ülkelerde siyasi, ekonomik ve sosyal hayatta daha aktif bireyler olmalarını arzuladıklarını'' anlatan Babacan, bazı ülkelerde artan ayrımcılığın ve yabancı düşmanlığının yanında küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin muhtemel toplumsal yansımalarıyla birlikte dikkatli bir şekilde takip edilmesini istedi.

Babacan, ''Avrupa'da durgunluk ve bunun beraberinde artacak işsizlik bu sorunları derinleştirebilir. 2008 yılı Avrupa ekonomisi açısından pek parlak olmayacak. Bunun sosyal sonuçları olacak. Dikkat etmek gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Bakan Babacan, konsoloslardan, Türk toplumu ve derneklerinin bölünmelerine engel olmalarını, entegrasyon çabalarına ve bu amaçla çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek vermelerini, yurt dışında doğan 2'nci ve 3'üncü nesil Türk çocuklarının anadillerini, geleneklerini ve kültürel değerlerini çok iyi öğrenmelerini teşvik etmelerini, siyasi katılım konusunda Türk toplumunu cesaretlendirmelerini ve bulundukları ülkelerde özellikle Türkiye'nin AB üyeliği konusunda halkla ilişkiler faaliyetlerini yoğunlaştırmalarını istedi.

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, toplantının ardından Brüksel'den ayrıldı.