Türkiye NATO'nun Kuantum ve yapay zeka liginde liderliğe oynuyor
NATO'nun kuantum ve yapay zeka projelerinde Türkiye dikkat çekiyor. Bakan Kacır, DIANA başvurularında 5. sırada yer aldıklarını belirterek, Türkiye'nin teknoloji üretiminde liderliğe hazır olduğunu söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2025-07-31 13:27:11

Güncelleme Tarihi: 2025-07-31 13:29:19

Kuantum ve yapay zeka teknolojilerinde artan küresel rekabet, Türkiye'nin NATO bünyesindeki rolünü daha da kritik hale getiriyor. NATO'nun bilim ve teknoloji projeksiyonları, özellikle yapay zeka ve kuantum sistemleri gibi ileri teknolojilerde stratejik atılımlar yapılmasını öngörürken, Türkiye sahip olduğu güçlü savunma sanayisi, entegrasyon kabiliyeti ve girişimcilik ekosistemi ile liderlik için öne çıkan ülkeler arasında yer aldı.

NATO Bilim ve Teknoloji Organizasyonu tarafından hazırlanan "Bilim ve Teknoloji Trendleri 2025-2045" raporuna göre, gelecek 20 yılda yapay zeka, kuantum teknolojileri, biyoteknoloji, uzay sistemleri, yeni nesil iletişim ağları, hipersonik sistemler ve yeni malzemeler gibi alanlar ön planda olacak. Bu alanlarda yaşanan hızlı gelişim, hem sivil hem askeri pazarlarda yeni yol haritalarının oluşturulmasını gerekli kılıyor.

Raporda, yapay zeka ve kuantum teknolojilerinin yalnızca askeri alanda değil; ekonomi, sağlık, eğitim ve toplumun genelinde dönüşüme neden olacağı, bu alandaki üstünlüğün devletlere küresel karar alma süreçlerinde avantaj sağlayacağı ifade edildi. Savaşların artık laboratuvarlarda yazılan kodlarla şekillendiği bu dönemde, teknoloji alanında üstünlük sağlayan ülkeler, gelecekte stratejik avantajı elinde tutacak.

Biyoteknoloji alanındaki gelişmelerin de güvenlik, etik ve uluslararası ilişkiler boyutunda etkili olacağı belirtildi. Biyoteknolojinin kötü niyetli kullanım risklerine de dikkat çekilerek, özellikle bilinç dışı davranış yönlendirme, biyosilah üretimi gibi alanlarda risklerin bulunduğu kaydedildi. Sanal gerçeklik teknolojilerinin gelişmesiyle, kamuoyunun dijital içeriklere güveninin sarsılabileceği ve bu durumun krizlere verilen tepkileri etkileyebileceği ifade edildi.

NATO'nun teknolojik dönüşümünün önemli ayaklarından biri olan İnovasyon Fonu ile DIANA (Savunma İnovasyonu Hızlandırıcısı) programı çerçevesinde, sadece teknolojik üretim değil, aynı zamanda teknoloji diplomasisinin yeniden tanımlanması hedefleniyor. Küçük ve orta ölçekli teknoloji firmalarının da dahil olduğu daha kapsayıcı tedarik zincirlerinin oluşturulması amaçlanıyor.

Türkiye, sahip olduğu yüzde 80'in üzerindeki yerlilik oranı, 3.500'den fazla savunma sanayi firması, 100 bin kişilik nitelikli iş gücü ve 7,15 milyar doları aşan 2024 savunma ihracatı ile NATO'nun bu dönüşümünde lider ülkeler arasında yer alıyor. Türk sanayisinin sistem entegrasyonu yetkinlikleri, NATO'da ortak platformların geliştirilmesine öncülük edebilecek seviyede bulunuyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da yaptığı açıklamada, Türkiye'nin NATO'nun DIANA programına yaptığı başvurularda 5. sırada yer aldığını belirterek, Türkiye'nin bu alanda liderliğe hazır olduğunu vurguladı. Kacır, “Çok güçlü üretim kapasitesiyle ve gittikçe gelişen girişimcilik ruhuyla Türkiye, ittifakın bu her iki programında önemli yer almaktadır. Sanayi gücümüzü, yenilikçi ruhumuzu ve ittifakın içindeki stratejik önemimizi artırmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Raporda, değişen rekabet alanlarının fiziksel sınırları olmayan uzay, siber uzay, bilgi ortamı ve bilişsel alanlar olduğuna dikkat çekildi. Uydu sistemlerinden gelen bir sinyalin dünyanın diğer ucundaki operasyonları yönlendirebilmesi ya da siber saldırıların toplum güvenliğini tehdit etmesi, dikkatle izlenmesi gereken risk unsurları arasında yer aldı.

Türkiye, NATO'nun bu yeni dönemdeki bilimsel ve teknolojik yapılanmasında, sadece askeri alanda değil, sivil alanda da yüksek teknoloji geliştirme kapasitesiyle belirleyici bir müttefik olma yolunda ilerliyor. Hem dijital dönüşüm hem de stratejik teknoloji üretimi konusunda sahip olduğu birikimle Türkiye'nin liderlik rolünü üstlenmeye hazır olduğu açıkça ortaya kondu.