Trabzonspor'u yakından takip eden Onur Nizamoğlu, Fenerbahçe karşısında alınan galibiyeti Timetürk'e yorumladı.
Trabzonspor, Milli aranın ardından evinde çok kritik derbide Fenerbahçe'yi ağırladı. Sahadaki on birler itibarıyla topu daha fazla kullanacak tarafın Trabzonspor olacağı aşikârdı. Nitekim bu Fenerbahçe'nin bu sezonki oyun karakterine uyan bir denklemdi. Trabzonspor, hızlı bir başlangıç ile henüz ikinci dakikada gole yaklaşan taraf oldu ama değerlendiremedi ve “Atamayana atarlar!” klişesi çok çabuk cereyan ederek, Fenerbahçe golü buldu. Bu Trabzonspor adına başlangıç için en kötü senaryo idi.
Yenilen golden sonra takım, bu sezon eklenen yeni karakteristik özelliği olan ‘Doğru Reaksiyon'u bu maçta da vererek oyunu dengeledi ve hücum etmeye çalıştı. Pereira ikinci bölgede bekleyen ve pres ile ısıran bir takım planı yapmıştı, nitekim bunda yer yer başarılı da oldu. Trabzonspor'un en önemli eksilerinden biri olan topun döndürülme hızı bu maçta, Hamsik'in de yokluğunda daha fazla göze çarptı. Fenerbahçe orta sahasında gedik açılamayan bu anlarda Edgar birkaç kez alametifarikası olan topla çıkışlarıyla takımı 3.bölgeye yerleştirdi.
Edgar topla çıkarken, savunma arkasına koşu atan Djaniny'i görerek attığı doğru pasta, Kim Min Jae'nin Djaniny'e yaptığı faul maçın ilk kırılma anı oldu. Kim'in ikinci sarıdan kırmızı kart görerek oyundan atılması ve üzerine Bakasetas'ın serbest vuruştan golü bulması Fenerbahçe'nin dengesini tamamıyla bozdu. Buradan sonra çok daha çabuk rakip yarı alana yerleşip gol arayan bir Trabzonspor vardı. Fırsatlar da bulundu fakat sonuca ulaşılamadı. Devre sonlarına doğru Nwakaeme'nin zorunlu çıkması da Trabzonspor'un planını zedeledi.
İkinci yarıda topa tamamen hâkim, maçta inisiyatifi elinde bulunduran taraf Trabzonspor'du fakat özellikle 10 kişi kaldıktan sonra merkezi çok iyi kapatan ve yan toplarda nispeten etkisiz denemeleri doğru karşılayarak uzun bir süre, yaklaşık 70.dakikaya kadar boşluk vermeyen taraf Fenerbahçe oldu.
Abdullah Avcı'nın Cornelius ve Siopis hamlesi de maçın ikinci kırılma anı oldu. Bu hamleden sonra özellikle kenar ortalarında Cornelius hedef olduğu için daha oturaklı denemeler görüldü, dönen ikinci topları da Siopis'in atom karınca edasıyla toplayıp atak sürekliliğini sağlaması Cornelius'a yapılan penaltı pozisyonunu doğurdu. Bakasetas'ın penaltıyı golü çevirmesi Fenerbahçe'nin gardını kırdı ve çok geçmeden Yusuf Sarı fişi çekti ve Trabzonspor'un liderliğini tasdikledi.
Trabzonspor namağlup liderliğe yükseldi, bu çok kıymetli elbette fakat tam da bu zamanda sorulması gereken sorular var;
-Maç 11'e 11 devam etseydi Trabzonspor, oyunu domine edebilir miydi?
-Sezonun başından itibaren takımın potansiyelinin altındaki temposuzluğun çözümü var mı?
-İkinci yarı ilk 25 dakika 10 kişi rakibe karşı tam olarak ne planlandı?
-Bugün oynanan oyundan ilham alarak kapanacak zayıf takımlara karşı yeterli panzehir var mı?
Bu soruların cevabı Abdullah Hoca'da saklı. Velev ki Hoca, kendi içinde bu soruların yanıtlarını bulabiliyor, pekâlâ camia liderliğin tadını çıkartabilir.
