Ülker Stadı'nda Hes Kablo Kayserispor ile oynanan Ziraat Türkiye Kupası son 16 turu rövanş maçının ardından açıklamalarda bulunan Pirşen, futbolcuları Vedat Muric'in Süper Lig'deki Gaziantep FK karşılaşmasında ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesiyle ilgili açıklamada bulundu.
Sevkten haberdar oldukları anda kendilerinin test edildiğini düşündüklerini vurgulayan Pirşen, "Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir camia. Bu bayrağı Alper düşürürse başkası kaldırır. Biz 5 değil, 10-15 cephede savaşabilecek güçte bir kulübüz. Her gün yeni bir gündemle bizim karşımıza geliniyor. Futbol federasyonunun yaklaşık 6 aydır baş hukuk müşaviri yok. Bu sevki yapan birim hukuk kurulu diye söyleniyor ama hukuk kurulu diye bir şey aslında resmiyette yok. Dolayısıyla bu hukuk müşavirliği içindeki bir disiplin komiserinin yaptığı iş. Bildiğim kadarıyla disiplin komiseri nispeten kıdemsiz bir komiser ve bu birimin bir başı yok. Biz buradan şunu anlıyoruz. Buranın başsızlığından birileri fayda mı çıkartmaya çalışıyor. Yani acaba bu başsızlıkta birileri at mı koşturmaya çalışıyor. Benim gerçekten artık şüphelendiğim bir konu. Futbol federasyonu baş hukuk müşaviri olmayacak bir kurum değil. Haliyle bu sevk bizim açımızdan gülünç." diye konuştu.
Son birkaç haftadır tahkim kuruluna yapmış oldukları başvurunun gündemi meşgul ettiğini hatırlatan Pirşen, şöyle devam etti:
"Biz bu toplantının çok iyi geçtiğini düşünüyoruz. 1,5 saat boyunca bütün hukuki olgularla bütün gerçeklerle kurulun çelişkili tespitlerini ortaya koyduk. Zaten toplantının 1,5 saat sürmesi sadece bizim bir şey anlatmamızdan kaynaklanmadı. Tahkim Kurulu bizi ciddi manada dinledi, Kulüp Lisans Kurulunun bize sormadığı detay soruları onlar sordular. Dolayısıyla toplantının sonunda lisans kuruluna tekrar bazı sorular sormak üzere dosyanın iletilmesi bu manada sürpriz olmadı ama bu bir zaman kazanma projesi mi yoksa gerçekten doğruyu bulmaya, adaleti sağlamaya mı çalışıyorlar bunları önümüzdeki günlerde anlayabileceğiz. Zira başkanımızın da son günlerde ısrarla tekrar ettiği gibi Fenerbahçe'ye karşı bu sezon ortasında yaşadığımız 4 dakika 17 saniye vakası var biliyorsunuz. Fenerbahçe'nin hatasını, açığını nereden buluruz araştırması. Şu anda da federasyonumuzun futbolumuzun her biriminde ayrı ayrı bize karşı işletiliyor. Biz ama bir yerde özellikle bu işin son mercii olan Tahkim Kurulunda adaletin sağlanacağını umuyoruz."
Toplantının kendiler açısından verimli geçtiğini de dile getiren Pirşen, "Sonuç sözü vermek bu ortamda maalesef çok kolay değil. Bir Fenerbahçe yöneticisi olarak size buradan sonucun garanti olduğunu veya haklılığımızın herkes tarafından anlaşıldığını söylemek isterdim ama bu konjonktürde bunu söylemek çok mümkün olmuyor. Başkanımız bunun nedenlerini defalarca detaylı şekilde anlattı. 4 dakika 17 saniye zihniyeti başkanımızın ısrarla belirttiği bize karşı alınan anlayamadığımız hangi kaynaklardan hangi kişilerden geldiğini tam zikredemediğim ve şu anda çözemediğim bir cephenin sonucudur. Vedat'ın vakasının bir disiplin sevkiyle sonuçlanması benim açımdan gülünçtür." ifadelerini kullandı.
Muric'in sevkine disiplin kurulunun gerekli cevabı vereceğine inandıklarını aktaran Pirşen, "Konunun daha fazla ileri gitmeyeceğini düşünüyoruz çünkü her disiplin sevki cezayla sonuçlanır diye bir şey yok. Şu var bu bir aklanma imkanı olarak algılayalım bunu. Vedat istese çok daha farklı hareketlerle maç 2-0 olduktan sonra oyundan atılabilirdi. Bu niyette bir futbolcu değil. Profesyonelliği tartışılmaz bir oyuncu. İkincisi Fenerbahçe forması giyen futbolcu böyle şeylere tenezzül etmez. Ama görüyoruz ki bizim sabrımız mı test ediliyor yoksa dirayetimiz mi test ediliyor bilmiyorum ama biz gideriz PFDK'de de savunmamızı yaparız. Ben Vedat'ın buradan herhangi bir ceza alacağını düşünmüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Tek hedefimiz şampiyonluktur"
Alper Pirşen, tek hedeflerinin şampiyonluk olduğunu söyledi.
Bu sezon Beşiktaşlı futbolcu Caner Erkin'in Vedat Muric ile aynı pozisyonu yaşadığını hatırlatan Pirşen, "O zaman hiçbir sevk olmadı. Fenerbahçe olduğunda bu tip şeyler bir deneme yapsak mı acaba diye üzerimize uygulanıyor. Lisans kurulunda da benzer bir şey yaşadık, şimdi burada da yaşıyoruz. Biz 5-10 değil 15 cephedede savaşabilecek güçteyiz. Tek bir ricamız var. Taraftarımız bugün ne kadar birliğe ihtiyacımız olduğunu görüyor. Bugün derken her gün. Bizim üzerimize düşen hafta sonu maça gelip başta futbolcu ve teknik direktörümüzü kayıtsız şartsız desteklemektir. Bakın yönetimi destekliyorsunuz teşekkür ederiz ama şu anda en çok desteğe ihtiyacı olan teknik direktörümüz ve futbolcularımızdır. Çünkü sahada 4 dakika 17 saniye zihniyetine maruz kalan onlardır." diye görüş belirtti.
Futbolcuların ve teknik direktörlerinin emeklerinin boşa çıkmaması gerektiğini kaydeden Pirşen, "Taraftarımızın takıma sonuna kadar destek olmasını istiyoruz. Bizim takımımız bu haliyle de hiçbir takviye olmadanda şampiyon olabilecek güçtedir, sadece inanç ve desteğe ihtiyacımız var. Tek hedefimiz şampiyonluktur, bu çıkan engeller sadece şampiyonluğumuzun tadını arttırır. Herkesi birlik olmaya davet ediyorum." diye konuştu.
Spor yargısının kendine has bir yargı olduğunu dile getiren Pirşen, sözlerini öyle tamamladı:
"Olimpiyatlarda bazen 2 saat içinde bir sporcunun ceza alıp almayacağı kararlaştırılır. Spor yargısı böyle aylara yayılabilecek bir şey değildir. Kulüp Lisans Kurulu zaten bu işin yavaşladığı yer maalesef orası. Kurulu suçlamak istemiyorum ama belki spor zihniyetine biraz uzak olmalarından dolayı kaynaklı. Hepsi bankacı kökenli, hiçbirinin spor yöneticiliğiyle bir ilgisi yok. 5-6 gün bi karar vermek için bekleyemezsiniz. Gerekirse fazla mesai yapılır. Biz günün her saatinde çalışıyoruz. Spor yargısı yavaş işletilebilecek bir yer değildir. Bu 1 günlük beklemeyi biz sineye çekeriz yeterki doğru karara, adalete ulaşılsın. Bu öyle 20-21 gün 3 hafta bekleyebilecek bir süreç değildir. Yavaş işletiliyor. Ne olursa bu saatten sonra ne kadar çabuk olursa bizim için kardır. Kulüp Lisans Kurulu spor mantığıyla hızlı hareket ederse bu kararın yarın çıkması lazım. Cuma falan artık bir şey ifade etmiyor. Bu transfer işlerinde 1-2 dakikalar konuşuluyor. Bizim bu manada cuma diye bir sabrımız yok, biz yarın karar çıksın istiyoruz. Ama doğru karar için 1 gün beklemek gerekiyorsa biz bekleriz ama bir gün daha bekleriz bir hafta daha bekleyemeyiz. Bizim için hız çok önemli ama doğruluk daha önemli."