Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Türkiye'de çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 67'si tamamen iyileşebiliyor'

Prof. Dr. Kebudi, 'Günümüzde, Türkiye'de çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 67'si tamamen iyileşebiliyor. Bazı merkezlerde bu oran yüzde 74'lere çıkıyor.' dedi.

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-04-03 10:47:23

'Türkiye'de çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 67'si tamamen iyileşebiliyor'

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜ-C) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rejin Kebudi, Türkiye'de çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 67'sinin tamamen iyileşebildiğini belirterek, "Bazı merkezlerde bu oran yüzde 74'lere çıkıyor. Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvuruyor. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranının anlamlı olarak daha yüksek olduğu biliniyor." dedi.

Prof. Dr. Kebudi, "1-7 Nisan Kanserle Savaş Haftası" kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, erişkinlerde, sigaranın, sağlıksız diyetin ve enfeksiyonların her yıl yaklaşık 4 milyon kanser olgusunun oluşumundan sorumlu faktörler olduğunu belirtti.

Sigaradan uzak durmanın, ultraviyole ışınlarından korunmanın, bol lifli gıdaların yanında meyve ve sebzeyle beslenmenin birçok kanserin oluşmasında engelleyici rol oynayacağını söyleyen Kebudi, çocukların da bu alışkanlıkları kazandığı takdirde ileride gelişebilecek bazı kanser türlerinden korunabileceklerini ifade etti.

Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-4'ünü oluşturduğunu belirterek, Türkiye'de ise her yıl yaklaşık 3 bin çocuğa kanser tanısı konulduğunu aktardı. Günümüzde kansere yakalanan çocukların yüzde 70'inin ise tamamen iyileşebildiğine dikkati çeken Kebudi, istatistiklere göre gelişmiş ülkelerdeki her 900 erişkinden birinin çocukluk çağı kanserinin sağ kalanı olduğunu kaydetti.

Çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 30'unu lösemiler oluşturuyor

Prof. Dr. Rejin Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 30'unu lösemilerin (kan kanserleri), kalan yüzde 70'ini ise solid tümörlerin (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturduğunu ifade etti.

Çocuklarda kanser oluşumuna neden olan çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörlerine de değinen Kebudi, bunları, "Bazı kromozom bozukluklar, bazı doğumsal bozukluklar ve hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona ve bazı kimyasal maddelere maruz kalmak, hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol, ailede kanser olgularının fazla olması." şeklinde sıraladı.

Kebudi, bazı kalıtsal hastalıklarda ise kanser riskinin arttığına dikkati çekerek, "Down sendromlu bebeklerde lösemi riski artar. Ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatoziste beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski artar. Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artmıştır. Halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen hastalığın etkeni 'Epstein Barr Virüsü', bazı lenfomaların ve nazofarenks (üst yutak) kanserinin gelişmesinde rol oynayabilir. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabilir. Tüm çocukların Hepatit B aşısı olmaları çok önemli." şeklinde konuştu.

Ergenlik çağındaki çocuklarda ise kanser görülme oranının 15 yaş altına göre iki kat fazla olduğuna dikkati çeken Kebudi, gelişimsel ve psikososyal yönleriyle özellik gösteren bu dönemdeki kanser tanısının gerek tıbbi gerek psikososyal yönleriyle ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Kanserin uyarıcı bulgularını ve belirtilerini bilmek önem taşıyor

Çocukluk çağı kanserlerinde erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığını anımsatan Kebudi, bu nedenle, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmenin ve hızla doktora başvurmanın önemini vurguladı.

Kebudi, çocuklarda en sık rastlanan bulgu ve belirtileri ise, "Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluklar, çürükler, burun, diş eti kanamaları, baş ağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme bozukluğu, görme bozukluğu, kemik ve eklem ağrıları, enfeksiyon tedavisine rağmen sebat eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık, gözde kayma." şeklinde sıraladı.

Türkiye'de kanser tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler kaydedildiğine işaret eden Kebudi, şöyle konuştu:

"Günümüzde, Türkiye'de çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 67'si tamamen iyileşebiliyor. Bazı merkezlerde bu oran yüzde 74'lere çıkıyor. Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvuruyor. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranının anlamlı olarak daha yüksek olduğu biliniyor. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi çok önemli."

Haber Ara