Kış aylarında etkisini artıran soğuk havalar, yanlış müdahale edildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen “soğuk ısırması” vakalarını gündeme taşıdı. Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Muhammed Burak Yücel, halk arasında soğuk ısırması olarak bilinen frostbite konusunda yapılan hatalı uygulamaların ampütasyona kadar uzanabileceğini belirtti ve ısıtılan organın yeniden soğuğa maruz bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Muhammed Burak Yücel, soğuk ısırması olarak bilinen ve tıbbi literatürde “frostbite” adıyla tanımlanan rahatsızlığın, sıfır derecenin altındaki hava koşullarına yoğun şekilde maruz kalınması sonucu ortaya çıktığını belirtti. Yücel, bu durumun dokularda ve hücrelerde meydana gelen iskemik, yani beslenme bozukluğuna bağlı gelişen bir tabloyu ifade ettiğini kaydetti.
Soğuk ısırmasının özellikle uzun süreli soğuk maruziyetlerinde ortaya çıktığını aktaran Yücel, yoğun alkol kullanımının ardından soğuk havada kalmanın da riski artırdığını ifade etti. Askerler ve dağcılar gibi uzun süre açık alanda kalan grupların risk altında bulunduğunu söyleyen Yücel, burun, kulak, el ve ayak parmakları gibi akral bölgelerin soğuk ısırmasından en sık etkilenen alanlar olduğunu dile getirdi.
SOĞUK ISIRMASININ BELİRTİLERİ VE İLERLEYİŞİ
Dr. Muhammed Burak Yücel, klinik muayenelerde etkilenen dokularda karıncalanma, uyuşma ve solukluk hissinin sık görüldüğünü belirtti. Hafif soğuk ısırması vakalarında derinin beyaz-gri renkte olduğunu söyleyen Yücel, soğuğa maruziyet süresi uzadıkça ve dokuların beslenmesi bozuldukça cilt renginin mavi-mor tona döndüğünü aktardı.
Beslenme bozukluğuna paralel olarak dokularda sertlik hissedildiğini ifade eden Yücel, ileri vakalarda sıvı dolu kabarcıklar ve veziküllerin de ciltte oluşabildiğini kaydetti. En şiddetli vakalarda ise sinirlerin etkilenmesine bağlı olarak etkilenen ekstremitelerde ve organlarda hissizlik görüldüğünü belirtti.
YANLIŞ MÜDAHALE AMPÜTASYONA GÖTÜREBİLİR
Tedavi sürecinde yapılan en büyük hataya dikkat çeken Yücel, etkilenen organ ısıtıldıktan sonra yeniden soğuğa maruz bırakılmasının en tehlikeli durum olduğunu vurguladı. Bu durumun dokuların daha da kötüleşmesine ve ampütasyona, yani uzuv kaybına kadar gidebilecek ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini ifade etti.
Doğru tedavi yaklaşımının öncelikle soğuk maruziyetinin tamamen kesilmesi olduğunu belirten Yücel, ardından etkilenen organın 37-39 derece sıcaklıktaki suya 20-30 dakika süreyle maruz bırakılması gerektiğini aktardı. Isıtma sonrasında bölgenin tekrar soğuğa maruz kalmamasının hayati önem taşıdığını söyledi.
Yücel, ateşle ısıtmaya çalışmak, doğrudan ısı kaynağına tutmak ya da etkilenen bölgeyi ovalamak gibi uygulamaların kesinlikle yapılmaması gereken davranışlar olduğunu belirtti. Bazı vakalarda ilaç tedavisinin uygulanabildiğini ifade eden Yücel, ileri vakalarda mikro pıhtıların oluştuğunu ve organların kesilmesine kadar gidebilen durumlarda trombolitik ajanların tercih edildiğini kaydetti.
Koruyucu önlemlere de değinen Yücel, sıkı ve kat kat giyinmenin önemine dikkat çekti. Özellikle anemik hastaların risk altında olduğunu belirten Yücel, oksijenin dokulara taşınmasının bozulması nedeniyle bu kişilerin soğuk havalarda daha dikkatli olması gerektiğini ifade etti. Termal çorap, eldiven ve bere kullanımının önemli olduğunu söyleyen Yücel, risk gruplarında yer alan kişilerin parmaklarını sürekli hareket ettirmesinin ve aşırı soğuğa maruz kalmamasının alınabilecek temel önlemler arasında yer aldığını belirtti.
İHA