TÜBİTAK, Kovid-19 Türkiye Platformu çatısı altında yerli aşı ve ilaç üzerine çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda TÜBİTAK'ın desteğiyle Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü'nde 37 araştırmacının görev aldığı, Kovid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilaç projesi yürütüldü.
Çalışma sonucu geliştirilen 'Ribavirin' adlı ilacın laboratuvar çalışmaları başarıyla tamamlandı. Kovid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilacın, mutasyonlu virüse karşı da etkili olduğu görüldü. 1-2 hafta içinde klinik aşamaya geçilecek olan ilacın ilk etapta Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ana merkez olmak üzere Koç Üniversitesi, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Şehir Hastanesi'nde gönüllü 50 hastaya uygulanması planlanıyor.
'LABORATUVAR ÇALIŞMALARI BAŞARILI'
Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü öğretim görevlisi Dr. Mehmet Altay Ünal, "Çalışmalarımızda laboratuvar şartlarında 5 tane var olan ilaç etken maddesinin Kovid-19'a karşı etkinliğini tespit ettik. Bunlardan birisinin faz çalışmaları ülkemizde 4 merkezde başlamak üzere. Bu molekül yaklaşık 50 hasta üzerinde başlanacak. Klinik çalışmada işe yaradığı, Kovid-19'a karşı etkili olduğu ortaya çıkarsa Sağlık Bakanlığı'mızın ve gerekli mercilerin uygun görmesi halinde Kovid-19 hastalarında kullanılmaya başlanacak. 'Ribavirin' adlı molekül özellikle ucuz olması, Türkiye'de yerli ve milli olanaklarla sentezlenir olabilmesi ve yine yerli ve milli olanaklarla milli ilaç endüstrimiz tarafından istediğimiz kadar üretilebilmesi açısından ilginç ve bu nedenle de bizim çalışmamızın ana eksenine oturmuş bir molekül. Laboratuvar şartlarında yaptığımız çalışmalarda da Covid-19'a karşı güzel etki gösterdiğini gayet etkin olduğunu gördük. Klinik çalışmaların başlamasını bekliyoruz. Eğer klinik çalışmaları başarılı olursa Sağlık Bakanlığı'nın izin vermesi durumunda yıl sonuna kadar ilaç üretilmiş ve hastaların kullanımına sunulmuş olacak" dedi.
'MUTASYONA RAĞMEN ETKİN'
Projede yer alan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Ceylan Verda Bitirim ise çalışmalara geçen yılın Nisan sonunda başladıklarını belirterek şunları söyledi:
"Öncelikle bilgisayar analizleri sonucunda 200 kadar molekül tarandı. Bunların sonucunda bize umut veren yaklaşık 20-30 adet molekül geldi. Biz de laboratuvar çalışmalarımızda hipotez kurduk algoritma üzerinde ilerledik. Biz hipotezimizi ilaç etken moleküllerinin virüsün hücre içine giriş mekanizmaları üzerine kurduk. Sonuçlarımızı bu açıdan değerlendirdik. Bu da bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. Özellikle son zamanlarda ortaya çıkan farklı mutasyonlarda da bizi etkileyen bir durum olmadı. Hipotezimiz bizim virüsün hücre içine giriş mekanizmasıydı ancak farklı laboratuvarlarda yapılan diğer çalışmalar bu mutasyonların bizim birincilikli olarak düşündüğümüz mekanizma üzerinde etkili olmadığını gösterdi. Bu sebeple biz de ilacımızın bu mekanizma üzerinde etkili olduğunu, mutasyona rağmen etkinliğini koruyacağını düşünüyoruz."