Bu süreçte hastaların genel korunma önlemlerine ek olarak hastanede geçirilecek vakti azaltmak adına doktorlarına danışmak kaydıyla rutin tedavi ve takipte birtakım değişikliklere gidebileceği ifade edildi.
Yatan hastalar için ziyaretçi alınmaması, poliklinik hastalarının ise hastaneye en fazla 1 kişiyle gelmesi, mümkün olduğunca hastanelere giderken toplu taşıma araçlarının kullanılmaması, zorunluluk halinde ise en az 1 metrelik sosyal mesafenin korunması önerisinde bulunuldu.
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan, AA muhabirine, Kovid-19 pandemisi sürecinde kanser tedavilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen kanserin, meydana geldiği organlarda normal hastalıklara benzer belirtilerle kendini gösterdiğini ifade eden Kaplan, "Belirtilerin en önemli özelliği, ısrarcı ve giderek artan karakterde olmasıdır." dedi.
Kaplan, bu belirtilerin olması durumunda doktora başvurulması gerektiğini vurgulayarak erken tanı ile hastalıktan kurtulma oranlarının belirgin şekilde arttığını söyledi.
Bunun yanında hiçbir şikayet olmadan sağlıklı bireylerde de erken tanı için belli yaşlarda başlamak üzere tarama programları önerildiğine işaret eden Kaplan, bu bağlamda, rahim ağzı kanseri, meme kanseri, kolon kanseri, prostat kanseri ve sigara içenlerde akciğer kanseri için tarama programlarının önerildiğini hatırlattı.
Prof. Dr. Kaplan, kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizerek sigaradan uzak durulması, doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve egzersizle kanserden korunmanın üçte iki mümkün olduğuna dikkati çekti. "Kanser hastaları kendilerini Kovid-19'a karşı iyi korumalı"
Dünyada 2020 yılında beklenen kanser vakası sayısının 18 milyon olduğunu dile getiren Kaplan, "Bu vakaların çoğunu akciğer, meme, kolorektal (kalın bağırsak) ve prostat kanserleri oluşturmaktadır. Bunun yanında yılda 10 milyona yakın kansere bağlı ölüm beklenmektedir. Ülkemizde ise yıllık 210 bin yeni vaka ve 120 bin ölüm beklenmektedir." diye konuştu.
Prof. Dr. Kaplan, dünya genelinde görülen Kovid-19 pandemisinin kanser hastaları için de çok önem taşıdığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Hepimizin endişe duyarak takip ettiği Kovid-19 salgını kanser hastalarını da yakından ilgilendirmektedir. Bu, kanser hastaları özelinde de diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi ayrı bir öneme sahiptir. Bunun nedeni ise bu virüs hastalığının yaşlı ve kronik hastalığı olanlarda daha riskli olmasıdır.
Bu nedenle kanser hastalarının, özellikle de tedavisi devam eden hastaların kendilerini bu salgına karşı çok iyi korumaları gerekmektedir. Maske kullanımı, el hijyeni gibi genel korunma önlemlerine ek olarak hastanede geçirilecek vakti azaltmak adına doktorlarına danışmak kaydıyla rutin tedavi ve takipte birtakım değişikliklere gidebileceğini bilmeleri lazımdır."
Bu süreçte, hastalık bulguları olmayıp rutin kontrollerine giden hastaların şikayetleri olmadığı hallerde kontrollerinin doktorlarına danışılarak ertelenebileceği, aktif tedavi alan hastalarda da hastanın ve hastanenin durumuna göre tetkiklerde erteleme kararının hastayı takip eden doktoru tarafından verilebileceğini anlatan Kaplan, "Dünyada da kabul gören, planlanmış tedavileri devam eden hastalarda genelde aksama olmaması ve maksimum korunma tedbirleriyle tedavilerin devam ettirilmesi, yeni tanı almış ya da tedavisi planlanacak hastalarda doktorun yarar göreceğini düşündüğü hastalarda tedavilerin başlanabileceğidir." diye konuştu.
Kaplan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sonuç olarak, kanser tedavisi gören ve yeni tedaviye başlanması gereken hastaların tedavisinin devam etmesine Kovid-19 salgınının engel olmadığının ve bu kararın en iyi takip edilen doktor tarafından verilebileceği bilinmelidir.
Yatan hastalar için ziyaretçi alınmaması ve poliklinik için hastaların en fazla 1 kişiyle gelmesi önerilir. Mümkün olduğunca hastanelere giderken toplu taşıma kullanılmaması, kullanılmak zorunda ise en az 1 metrelik sosyal mesafenin korunması önerilir."