Resmi Gazete'de yayımlanan beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasına ilişkin kararda yapılan değişiklikle eczanelerin ilaçlardan aldığı kar payı yükseltildi. Bununla birlikte eczacıların 13 yıldır yükselmesini beklediği karlılık baremlerinde artış yapılmış oldu. Artışın beklentilerin altında olduğunu ifade eden Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, "13 yılda döviz kurundaki 8 kat artışa rağmen baremleri iki kat arttırmak yeterli değil" dedi.
Dün Resmi Gazete yayımlanan kararla 13 yıllık karlılık baremlerinde yükselme sağlandığını ifade eden Ecz. Saydan, toptan satış yapan ecza depolarıyla vatandaşa birebir perakende ilaç hizmeti veren eczanelerin ayrılarak, eczacıların haklarının bağımsız bir şekilde değerlendirilmesinin sağlandığını ifade etti.
Kararname ile 14.678 kalem ilaçtan 4882'inin etkilendiğini ifade eden Ecz. Sayan şunları kaydetti: "Bu durumda eczane cirolarımızda sadece %1 oranında artış olacaktır. Brüt karımız da % 2-3 oranında değişmiştir. Artıştan etkilenen ilaçlar devletin geri ödemesi kapsamında olan, pahalı ilaçlar olup vatandaşlarımızın rutin olarak kullandığı ağrı kesici, soğuk algınlığı gibi ilaçlar bu artıştan etkilenmemiştir."
Enflasyon ya da kur korumalı eczacı baremleri neden konulmadı?
Var olan enflasyon ortamı nedeniyle 13 yıl önceki 10 liranın 200 liraya çıkmış olduğunu ifade eden Sayan, "Gelmesi muhtemel olan 2 ilaç zammı ile yok olup gidecektir. Zira yasal düzenlemede her yıl bu baremlerin yeniden değerleme oranında ya da ilaç fiyatında kullanılan avro kuruna göre güncelleme yapılması yönünde bir ifade ilave edilmediği için baremlerin güncellenmesinin etkisi çok kısa süreli olacaktır." dedi.
Yapılan düzenleme 'yok ilaçlara' çare değil
Değişikliğin yeterli olmadığını belirten Saydan, “Değişiklik yaşanılan sorunların en başında gelen 'ilaç yoklarına' çare olmayacak” dedi.
İlaç fiyatı belirlenirken kullanılan avro kuru ile güncel avro arasındaki makasın çok açık olduğunu ifade eden Saydan, şu ifadelere yer verdi:
“Bu durum yerli ve ithal ilaç sanayiinde sıkıntı yaratarak, bit ilacından kanser ilacına, göz damlasından ateş düşürücü şuruba kadar neredeyse her gruptaki ilaçların bulunmasında sorunlar yaşıyoruz. Özellikle nöbetlerimizde yaşadığımız sıkıntıyı tarif etmemiz mümkün değil. Gece yarısı derdine derman olacak ilacı arayan vatandaşımıza “ilacınız yok, eşdeğeri de yok “ demek zorunda kalmak hem vicdani hem de mesleki olarak bizi yaralıyor.
Yayınlanan düzenlemeye rağmen; yok ilaçlar yine bulunamayacak ve vatandaşımız terapötik eşdeğer denen bilimsel olmayan SGK uygulaması ile istediği ilacı alabilmek için daha da fazla fark ödemeye mahkûm olacaktır.”
Açıklamada sorunlara gerçek ve kalıcı çözümler bulunarak ilacın bulunabilir ve ulaşılabilir olmasının sağlanması gerektiği hatırlatıldı.
