Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Doğru politikalarla, kanser yükünü ve kanser risk faktörünü hedef alarak, bugün her yıl görülen 9,5 milyon kanser ölümünün yarısını önleyebiliriz." dedi.
Emine Erdoğan, Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da düzenlenen Dünya Kanser Liderleri Zirvesi ödül töreninde yaptığı konuşmada, 2016 yılında, İstanbul'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı 13. Zirve Toplantısı'nda "Kanserle Mücadelede Hanımefendilerin Liderliği" temalı oturumda önemli kararlar aldıklarını hatırlatarak, "Bugün de burada, kanserle mücadeleye ivme kazandıracak kararların alınacağı önemli bir zirve gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
Dünyada her yıl 10 milyona yakın insanın hayatını kaybetmesine yol açan sorunla karşı karşıya olduklarını belirten Emine Erdoğan, kansere bağlı ölümlerin yüzde 70'inin düşük gelirli ülkelerde yaşanması sorununun bir yönetim ve liderlik meselesinden ayrı düşünülemeyeceğini ortaya koyduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, kanserle mücadelenin her aşamasında devletin, sivil toplumun, sektör kuruluşlarının ve bilim insanlarının yapacakları önemli görevleri bulunduğuna dikkati çekerek, "Ama işin başı, bütün bu süreçleri, koordineli bir şekilde yürütecek bir siyasi aklın, bir liderliğin sergilenmesidir. Tedbir-teşhis-tedavi aşamalarının her birinde, küresel çapta bir dayanışmaya ve işbirliğine ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
Kanserin ekonomik, sosyal ve siyasi yönleri olan, çok kapsamlı bir soruna dönüşmüş durumda olduğunun altını çizen Emine Erdoğan, bu bilinçle, Türkiye'de kanseri ve kanseri oluşturan risk faktörlerini, doğrudan hedef alan, çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
"VATANDAŞLARIMIZIN ERİŞİM SORUNUNU ORTADAN KALDIRIYORUZ"
Emine Erdoğan, kanser kontrolünün en önemli halkasını oluşturan, kanser kayıtçılığının Türkiye'de 1980'li yıllardan beri yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Son yıllarda yaptığımız çalışmalarla, 81 ilimizde, aktif kanser kayıtçılığını başlattık. Kayıtlarımızı, uluslararası standartta tutuyor ve güvenilir bilgi sağlıyoruz. İzmirde bulunan kanser kayıt merkezimiz, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından, uluslararası bir kayıt ve eğitim merkezi olarak kabul edilmektedir. 2006'da, yüzde 4'ler civarında olan meme, serviks ve kalın bağırsak kanseri taramaları, bugün serviks kanserinde yüzde 80, meme kanserinde yüzde 37 ve kolon kanserinde yüzde 25'ler civarına yükselmiştir."
Yakın bir gelecekte aile hekimliği sistemindeki sorumlulukları yeniden tanımlayacaklarını kaydeden Emine Erdoğan, "Böylece, bu taramaları çok daha yüksek oranlara taşımış olacağız. Bunun yanında, tarama amacıyla tasarımı yapılmış 35 mobil araç ile merkezlere gelemeyen vatandaşlarımızın erişim sorununu da ortadan kaldırıyoruz." dedi.
Emine Erdoğan, kanserden korunmak konusunda önemli çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, Türkiye'nin (Brezilya ile birlikte) tütün kontrolü için tavsiye edilen ve tüm önlemleri hayata geçiren iki ülkeden biri olduğunun altını çizdi.
"KANSER ŞEKİL DEĞİŞTİRDİKÇE YENİ MÜCADELE ALANLARI AÇIYORUZ"
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel ilgisi ve dönüştürücü liderliği sayesinde, sigara ürünleriyle mücadelede, çok büyük mesafeler kat ettiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun yanında, ulusal obezite kontrol programı, ulusal tuz kontrol programı, ulusal fiziksel aktivite programı, halen devam eden çalışmalarımız arasında. Hazırladığımız ulusal kanser kontrol programımızı, 2008'de oluşturulduğu ilk haliyle bırakmadık. 2013'te ilk revizyonunu yaptık. Şimdi ise yeni bir revizyon üzerinde çalışıyoruz. Kanser ve boyutları şekil değiştirdikçe, biz de yeni mücadele alanları açıyoruz."
Emine Erdoğan, Türkiye'nin kanser hastalarını kendi hastanelerinde tedavi ettiğini, masrafların çok büyük bir kısmının karşılandığını ifade ederek, 2006'da yasallaştırılan genel sağlık sigortasıyla halkın yüzde 99,5'inin devlet güvencesi altına alındığını söyledi.
Kanserden koruyucu tedbirler üzerinde önemle durulması gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, radyasyon, kimyasal tarım ilaçları, bilinçsizce kullanılan, yüksek dozda tıbbi ilaçlar, kozmetikler, parfümler, havaya ve suya karışan toksinler, anne karnından itibaren nesli tehdit ettiğini söyledi.
"DOĞRU POLİTİKALARLA 9,5 MİLYON KANSER ÖLÜMÜNÜN YARISINI ÖNLEYEBİLİRİZ"
Emine Erdoğan, bu noktada, Türkiye olarak geleneksel tıp uygulamalarını da önemsediklerini, bilimsel bir zeminde hastanelerde ve modern tesislerde uygulanabilir hale getirmek için çalıştıklarını dile getirdi.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın, ana akım tıp yaklaşımlarına, bir alternatif olmadığı düşüncesini paylaşan Emine Erdoğan, "O nedenle de alternatif tıp ifadesini asla kullanmıyoruz. Çünkü tıp, alternatifsiz olarak bir bütündür. İnsanın ruh ve beden sağlığı, bütüncül olarak ele alınmalıdır." dedi.
Emine Erdoğan, çok yakın bir gelecekte Türkiye'nin geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları konusunda sıklıkla başvurulacak bir merkez olacağına inandığını kaydederek, "Doğru politikalarla, kanser yükünü ve kanser risk faktörünü hedef alarak, bugün her yıl görülen 9,5 milyon kanser ölümünün yarısını önleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Öte yandan Emine Erdoğan, Dünya Kanser Liderleri Zirvesi çerçevesinde Kazakistan Senato Başkanı Dariga Nazarbayeva ve Ürdün Prensesi Dina Mired ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelere Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da katıldı.