Yeniden Refah Partisinden yapılan açıklamada, Genel Başkan Erbakan'ın gündeme ilişkin değerlendirmelerine yer verildi.
Erbakan, "Kürt sorunu" tabirine karşı olduğunu, bu tabirin "Kürt olmakla bir problem varmış gibi bir imaj" oluşturduğunu belirterek, "Kürt vatandaşlarımızın sorunu" ifadesinin daha doğru olduğu görüşünü savundu.
Kürtlerin "PKK terörü, ekonomik sorunlar ve 80-90'lı yıllarda üvey evlat muamelesi görmesi" gibi üç temel sorununun bulunduğuna işaret eden Erbakan, bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin devamı ile birlik ve beraberlik için bu sorunların çözülmesinin önemine dikkati çekti. "ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK İÇİN YILLARCA BUNLAR HEP YAPILDI"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "siyasi cinayetler" iddiasını hatırlatan Erbakan, Kılıçdaroğlu'nun elinde bilgi, belge varsa bunu ilgili makamlara iletmesi halinde devletin gereken tedbirleri alacağını kaydetti.
Erbakan, "Türkiye'de maalesef toplumu ve ülkeyi karıştırmak için yıllarca bunlar hep yapıldı. Türkiye hem konumu hem de tarihi misyonu dolayısıyla hiçbir zaman rahat bırakılmadı." ifadelerini kullandı.
ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara'daki büyükelçilerinin, tutuklu Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarına değinen Erbakan, şunları kaydetti:
"Bu büyükelçiler çağrılarında 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararını uygulayın' diyorlar. Tabii biz buna tabi olduğumuz için uluslararası bir anlaşmaya uymak zorundayız. Ancak AİHM'in her zaman adil bir karar verdiği söylenemez. AİHM'in geçmişte Refah Partisinin kapatılmasını haklı bulması, Türkiye'deki başörtüsü kararını haklı bulması en somut örnekler. Mesela HDP'nin kapatılması sürecine tepki gösteriyorlar, 'Millet iradesine aykırı' diyorlar ama Refah Partisinin kapatılmasını gayet yerinde buldular. Böyle bir çelişki içindeler. Bu son çıkışla da görüyoruz ki AB'nin bizi hayırlı bir sonuca götürmesi mümkün değil. Çifte standartçı yaklaşımlarını her alanda görüyoruz."
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, AB ve ABD ile ilişkilerin "kazan kazan" politikası ile adil ve eşit şartlarda yürütülerek daha çok İslam ülkeleri ile Türkiye'nin ekonomik ve siyasi açıdan bütünleşmesi hedefine odaklanılması gerektiğini savundu.