Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Fatih Erbakan: Altılı masa ile anlaşmamız mümkün görünmüyor

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, KARAR TV'de Taha Akyol ve Elif Çakır ile 'Gündem Özel'' programında gündemi değerlendirdi. Erbakan, seçimlerde ikinci tura kalındığı taktirde iki adaya da şartlarının olacaklarını belirterek 'Prensiplerimiz kabul edilirse herkesle anlaşırız' dedi.

3 Yıl Önce Güncellendi

2022-05-06 07:30:29

Fatih Erbakan: Altılı masa ile anlaşmamız mümkün görünmüyor

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, KARAR TV'de Elif Çakır ve Taha Akyol'un konuğu oldu. Erbakan, "Gündem Özel'' programında gündemi değerlendirdi. Erbakan, 'Saadet Partisi milli görüşü tamamen temsil etmediği için Yeniden Refah Partisi'ni kurduk' dedi. Erbakan seçimlerde ikinci tura Erdoğan ve Kılıçdaroğlu kalırsa her ikisine de şartlarının olacaklarını belirterek, "Desteğimiz şartsız olmayacak. Prensiplerimizin kabul edilmesi halinde herkesle anlaşabiliriz" ifadelerini kullandı. Aşı olmadığını ve aşıya da karşı olduğunu belirten Erbakan, "Aşıların faz çalışmaları tamamlanmadı. Biz pandeminin komplo olması teorisine çok yakınız." dedi. AK Parti'deki muhafazakar seçmenin kendi partilerine geldiğini belirten Erbakan, "Bizim üyeliğimizin yarısından fazlası AK Parti'den üyeliğini sildirip gelenler." diye konuştu.

Erbakan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

YENİDEN REFAH PARTİSİ NEDEN KURULDU?

"Saadet Partisi'nde bulunan insanlar bizim amca dediğimiz insanlar. Problem yaşadığımız insanlar da onlar oldu. Biz orada her milli görüşlünün sahip olduğu haklara sahip olmak istedik. Bu haklar illa genel başkan olmak değildi. Biz dava eri olarak hizmet etmek, teşkilatlara gidip konuşma yapmak, seçim çalışmalarına katkı sağlamak istedik. Bunu yapmak istedik ancak dirençle karşılaştık. Engellemelerle karşılaştık. Kırşehir'de anma programı yapılmıştı. Rahmetli Erbakan Hoca'yı anma programı. Bunu Saadet Partisi organize etti. Konuşmacı olarak da beni çağırıyorlar. Bu olayın ardından Kırşehir İl Başkanı'nı genel merkeze çağırıp 'Neden Fatih Erbakan'ı konuşmacı olarak çağırdın?' diyorlar. O kişi şuan bizim partimizde. Diyor ki 'Erbakan Hoca anılırken Fatih Erbakan'ı çağıracağız.' 'Olmaz, hayır' diyorlar. Bu olayın ardından kendisini il başkanlığından aldılar. 2014 yerel seçiminde Kütahya'ya davet edilmiştik. O seçimde Saadet Partisi, Tavşanlı'da 17 bin oy, Ankara'da 13 bin oy almıştı. Böyle bir sonuçla karşılaşıldıktan sonra Tavşanlı'ya teşekkür etmek istedik. Tavşanlı il başkanı beni çağırdığı için görevden alındı. Rize'de de Rize il başkanı görevden alındı. Gerekçe olarak 'Neden Fatih Erbakan'ı çağırıp miting yaptırdınız?' denildi.

Aramızdaki dava farkı şöyle; 'Çorumlular namaz kılamaz' diye benim bir tabirim var. Bir camiye gidiyorsunuz diyelim. Caminin kapısında 'Çorumlular namaz kılamaz' yazıyor veya Çankırılılar diyelim her neyse. Böyle bir camide siz Cuma namazı kılarsanız ve Çorumluları da içeriye sokmuyorlarsa orada kıldığınız Cuma namazı sayılmaz. Kamuya açık, halka açık olması lazım. İnsanların kurtuluşu için çalışmak en büyük ibadet. Biz milli görüşü böyle öğrendik. Kimseyi engellemek, çalışmasına mani olmak bizim prensibimize uymaz. Bizim yeniden parti kurmamız demek; milli görüşün tamamen temsil edilmemesi demek. Milli görüşün neden temsil edilmediğini anlatmamız gerekiyor. Temel Bey'den önceki Saadet Partisi Genel Başkanı 'Hizmet hareketi dünyanın en hayırlı hareketidir' dedi. Erbakan Hoca'nın 30-40 senelik anlatımlarında neler var: Bunların okuluna çocuğunuzu gönderirseniz dış güçlerin askeri olur. Bunlar Amerika'nın bir aparatı olarak çalışıyorlar. Erbakan Hoca'nın bunu söylediği bir partide, o partinin genel başkanlık koltuğunda oturan bir kişi Erbakan'ın temel prensip konusunda söylediği sözlere aykırı bir şey söylemesini nasıl kabul edeceğiz? Erbakan Hoca 'Siyonizme asker yetiştiriyorlar' dedi. Siz buna 'Dünyanın en hayırlı hareketi' diyorsunuz.

Diğer bir konu ise Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı olarak getirme projesi var. Biz uygulamalardan ve çizgisinden dolayı Abdullah Gül'e karşıyız. Şahsına bir kinimiz, düşmanlığımız yok. Diyorlar ki 'Biz Saadet Partisi olarak Tayyip Bey'in gitmesiniz istiyoruz'. Tamam ben de söylüyorum bu iktidarın gitmesi gerektiğini. Amerika'daki siyonist kuruluşlardan ödül aldı diyorlar. Amerika'nın Irak projesine destek oldu. 'Faiz dünya gerçeğidir' dedi. Bütün bu özellikleri Abdullah Gül'de de görüyoruz. Biz Amerika'nın Irak işgaline destek olacaksak veya Erbakan Hoca'nın adil düzenine inanmıyorum ben liberal ekonomiye inanıyorum' diyeceksek nasıl milli görüşü temsil edeceğiz."

"AK PARTİ İLE BİR ARADA OLMAMIZ YÜZDE 1'İN ALTINDA"

"AK Parti ile cumhur ittifakı ile bir arada olmamız yüzde 1'in altında. 'Yeniden Refah Partisi bizimle olsun diyorlarsa' bu gidişattan tamamen vazgeçmeleri lazım. Bu olmadan da prensiplerde anlaşmadıktan sonra bizim de böyle bir yapının içerisinde olmamız mümkün değil. Ekonomi baştan aşağı yanlışlar silsilesi. Bütün gidişatlarını bütün ekonomi modellerini değiştirmeleri lazım. Denk bütçe yapmaları lazım. Yap-işlet projelerini kaldırmaları lazım. Kamudaki israfı ortadan kaldırmaları lazım. 20 senelik bir günaha ortak olamayız. Siyasi olarak sonuna geldi AK Parti. Dış politikada da sorunlar var. NATO'nun Libya operasyonuna destek olmak, Kürecik'te İsrail'i korumak için İran'a karşı füze kurdurmak var, Afganistan'a asker gönderme var, NATO'da İsrail'in ofis açmasına izin vermek var, OECD üyeliğine onay vermek var. Bu yanlışlara bizim ortak olmamız mümkün değil.

Biz bu gidişle cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacağız. Seçimlere herhangi bir ittifaka girmeden kendimiz gireceğiz."

"ERDOĞAN'A DESTEĞİMİZ ŞARTSIZ OLMAYACAK"

Taha Akyol'un "Sizin bir açıklamanız vardı. 'Erdoğan, ikinci tura kalırsa onu destekleriz' demiştiniz. Neden dediniz?" sorusuna Erbakan şöyle cevap verdi:

"Orada söylemek istediğim şu; ekonomide çok büyük tahribatlar var. 20 senelik bir fatura var. Bu iktidarın gitmesi için mücadele edeceğiz. Diyelim ikinci turda Tayyip Bey ve Kılıçdaroğlu kaldı. Bu şartsız bir destek değil. Bazı şartları kabul etmeleri halinde destek olabiliriz. Şartlarımız şu; mesele denk bütçe yapacaksınız. Borçlanmayacaksınız. Yap-işlet projelerini iptal edeceksiniz. Kamudaki israfı ortak kaldıracaksınız. 3-5 maaşlı bürokratlar olmayacak gibi...Bu bütün mücadelemizi yapıp bir sonuç alamazsak ikinci tura kaldığımızda düşüneceğimiz bir durum."

"KILIÇDAROĞLU'NA DA ŞARTLARIMIZ VAR"

Taha Akyol'un "Tayyip Bey'i şu şartlarla destekleriz dediğiniz şartlar muhalefet tarafından savunulan şartlar. Ama siz diyorsunuz ki Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu olursa biz bu şartlarla Erdoğan'ı destekleriz. Kılıçdaroğlu'na özel olarak mı karşısınız?" sorusuna Erbakan'ın cevabı şöyle oldu:

"İmamoğlu geçen ay 10.72 faizle borçlandı. İster istemez ulaşıma belediye hizmetlerine zam yapacağız noktasına geldi. 8.62 ile hükümet borçlanıyor, uygulamaya gelince belediyede daha fazla borçlanıyoruz. Kılıçdaroğlu geldiğinde aynı faizle borçlanacağız. Parti sözcüleri çıkıp diyor ki '5-6 yaşındaki çocuklara Kur'an öğretilmesi çağ dışıdır.' Kılıçdaroğlu buna karşı çıkmadı. Ayasofya niye cami oluyor, müze olarak kalsın, İstanbul Sözleşmesi konusu, toplumsal cinsiyet konusu var. Kılıçdaroğlu'na da destek konusunda bazı şartlar koyarız mesela İstanbul Sözleşmesi. Erbakan Hoca zamanında Muhsin Batur'u destekledi. Sayın Demirel'e destek verdi. Ecevit ile koalisyon kurdu. Burada mesele prensiplerin ortaya konulması ve milletin derdine derman olması. Eşit mesafedeyiz."

"AŞI OLMADIM, AŞIYA KARŞIYIM"

"Afrika'da pandemi bitti orada aşılama oranı yüzde 10'lardaydı. Burada toplumsal bağışıklık ile virüs ortadan kalktı biz buna inanıyoruz. HIV aşısını bulan Nobel ödüllü Fransız virolog Montagnier diyor ki bir grip aşısı yapılacaksa kışa girmeden yapılmalı. Virüsün yaygın olduğu zamanda aşı yapmak bu virüsün mutasyona uğramasına neden olur ve süreci uzatırsınız. Nitekim birçok varyantı da çıktı. Aşılama bu noktada uygun değil. Aşının etkileri ve yan etkiler ile ilgili hiçbir bilgi yok. Faz çalışmaları tamamlanmadı. Bunun için 6 senelik bir süreç lazım. Bunu tıpla ilgilenenler daha iyi biliyor. Kuyruklu bebekler doğdu. Bunlar genetik bozulma ile oluyor. Çernebol etki etmişti 5 bacaklı inekler doğmuştu. Sinovac ve Turkovac gibi değil de Biontech gibi mRNA teknolojisini kullanan aşılar hücredeki genetik yapıya zarar veriyor ve böyle bir sonuca neden olabilir. Sinovac daha faz aşamalarını tamamlamadı. Ben aşı yaptırmadım. Eşim Kovid oldu ben olmadım. Birinci doz aşıdan sonra antikor testi yaptırmanız lazım. Vücutta yeterince antikor varsa diğer dozlara gerek olmayacak. Antikor testi olmadan diğer aşıları yapalım diyorlar. Dünya Sağlık Örgütü hibrit aşılama yapmayalım diyor. 2 doz Sinovac + 1 doz Biontech çok tehlikeli diyorlar. Biz de tam tersi oldu. Sağlık Bakanlığı bunu teşvik etti. Biz pandeminin komplo olması teorisine çok yakınız. Siyonizmin temel amacı bu kaostan doğan düzen diye bir sloganları da var. Dünya Sağlık Örgütü üzerinde bu kadar etkili olacak sosyal medya üzerinde bu süreci yürütecek başka bir güç olmak zor. Bizim partimizin Facebook hesabı 'toplum kurallarına uymuyorsunuz' denilerek kapatıldı."

"AK PARTİ'DEKİ MUHAFAZAKAR SEÇMEN BİZE GELİYOR"

Elif Çakır'ın 'Seçmen kitleniz kimlerden oluşuyor?' sorusuna şöyle cevap verdi: "Seçmen kitlemiz ezilmiş ve dar gelirli kitleler. Resmi olarak üyemiz 210 bini geçti. Islak imzalı formlarla birlikte 350 bine yakın. Gençlerden çok büyük bir ilgi var. AK Parti'deki muhafazakar seçmen bize geliyor.. Oradaki adaletsizlikten dolayı ve ekonomik sorunlardan dolayı soğumuş kopmuş olanlar. Bizim üyeliğimizin yarısından fazlası AK Parti'den üyeliğini sildirip gelenler. 3.5 seneyi geçti biz partiyi kuralı. Medya bizden hiç bahsetmedi. Yeniden Refah Partisi'nde FETÖ'cü deseniz olmaz, dış güçlerle bağlantısı var deseniz olmaz, hırsız yolsuz deseniz bunlar olmayacak, terörle bağlantısı deseniz olmayacak, geçmişi karanlık deseniz olmayacak dolayısıyla bahsetmeyelim kimse duymasın diyorlar. Bütün muhalif partiler ne kadar sorun yaşıyorsa bizim de problemlerimiz oluyor. AK Parti'nin üye standı açması serbest, diğer partilerin yasak. İktidar medyasının ambargosu da büyük bir problem. Medyada da bir cumhur ittifakı ve millet ittifakı medyası var. Böyle olunca medyada yer almamız zor."

"TOPLUM BİZİ SAĞ PARTİ OLARAK DEĞERLENDİRİYOR"

Fatih Erbakan, Elif Çakır'ın "CHP dışında diğer partilere neden ittifak çağrısında bulundunuz? CHP'yi neden dışladınız" sorusuna şöyle cevap verdi: "Birbirine yakın tabana sahip olan partiler bir araya geldiğinde toplumda daha fazla karşılık buluyor. Toplum bizi sağ parti olarak değerlendiriyor. Bunun içerisine CHP'yi koyduğumuzda bu durumu anlatmamız zorlaşıyor. 28 Şubat dönemi deniliyor, CHP döneminde yapılanlar deniliyor, Erbakan Hoca'ya neler çektirdiler deniliyor. Saadet Partisi şuan bunun sıkıntısını çekiyor. AK Parti'nin oyları yüzde 50'den 35'lere inerken Saadet neden hala yüzde 1'i geçemiyor. Bütün sorun burada. O ayrılan seçmen Saadet'e 'Sen CHP ile birliktesin' diyerek gitmiyor."

"ALTILI MASA İLE ANLAŞMAMIZ ÇOK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR"

Elif Çakır'ın 'Altılı masadan size teklif gelse bu teklife sıcak bakar mısınız?' sorusuna şöyle cevap verdi: "Prensiplerimiz kabul edilirse herkesle birlikte olmamız mümkün. Ancak altılı masa ile anlaşmamız çok mümkün görünmüyor. Biraz tek başımıza kalıyoruz. İttifaktan ziyade güçlü partilerin listesinden aday göstermeye döndü iş. Sizin en azından yüzde 3'ün üzerinde bir oyunuz yoksa ittifakta olsanız dahi milletvekili çıkartamıyorsunuz. Dolayısıyla sizin oy oranı yüzde 10'u geçen bir partinin listesinden aday göstermeniz lazım. Babacan ve Davutoğlu barajı geçeriz diye düşündükleri için bunu reddettiler."

"CUMHURBAŞKANININ KARARLARININ SINIRLARI BELLİ DEĞİL BUNLARI SINIRLANDIRMAK LAZIM"

Taha Akyol'un 'Parlamenter sistem ve bugünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Bugün Türkiye'deki tartışmaların iki ekseni bu. Sizin bu iki eksendeki yeriniz nedir?' sorusuna şöyle cevap verdi: "Bizde demokratikleştirilmiş başkanlık sistemi veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi yapalım dedik. İsim bulmak çok sorun değil de içeriği şöyle; güçlendirilmiş bir meclisin olmasını bizde söylüyoruz. Şuan yasamayı da Tayyip Bey kendisi yapıyor. Asıl yasama gücünün mecliste olması lazım. Cumhurbaşkanının kararlarının sınırları belli değil bunları sınırlandırmak lazım. Cumhurbaşkanının kurduğu hükümete güven oyu da verilebilir. Yargı bağımsızlığı çok önemli. Kuvvetler ayrılığını bu noktada savunuyoruz. Bunu koymazsanız bu şartlar içerisinde o insan uçup gidebiliyor. Bunun önüne engellerin konulması lazım."

"TÜİK'İ AÇIKLADIĞI VERİLERE İNANMIYORUM"

Elif Çakır'ın 'Sahada vatandaşlardan gördüğünüz en büyük sıkıntı nedir?' sorusuna şöyle cevap verdi: "En çok adaletsizlik sorunu var. 128 kez vergi muafiyeti çıkarılmış 5 tane holdinge bugüne kadar. 128'in bir tanesi sadece 9.5 milyar lira. Bu holdingin vergi borcunu siliyorsun öbür tarafta çiftçinin traktörünü haczediyorsun. Pandemide protokol cenazelerine yasak yok ama vatandaşın cenazelerine yasak var. Muhalif belediye isen sosyal yardım dağıtamazsın ama AK Partili belediye isen dağıtabiliyorsun. Diğer konu ise ekonomik problemler. Son faturalarla bıçak kemiğe dayandı. TÜİK'i açıkladığı verilere inanmıyorum."

Haber Ara