Cumhurbaşkanı Erdoğan: '1982 anayasası miadını çoktan doldurdu!'
Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni yasama yılından Gazze'ye yeni anayasa gündeminden terörsüz Türkiye çalışmalarına birçok konuda konuşan Erdoğan, revizyonlara rağmen yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacın tam olarak karşılanamadığını belirtti. Erdoğan, '1982 anayasası miadını çoktan doldurmuştur. Sivil bir anayasa, vatandaşlarımızın halen en büyük özlemidir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2025-10-08 14:50:49

Güncelleme Tarihi: 2025-10-08 15:06:24

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Ak Parti Kongre Merkezi'nde, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında milletvekillerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına bir önceki yasama yılındaki çalışmalarından dolayı milletvekillerine teşekkür ederek başladı

Geçtiğimiz yasama yılında 32 kanun teklifinin yasalaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İklim kanunundan öğretmenlik meslek kanununa, siber güvenlikten emeklilerimizin maaş ve bayram ikramiyelerine kadar geniş bir yelpazede milletimizin beklentilerine cevap verdik" dedi.

“İSRAİL'İN ARZ-I MEV'UD HEZEYANLARI BÖLGEMİZİ FELAKETE SÜRÜKLÜYOR”

Konuşmasında Gazze'deki soykırıma da büyük yer ayıran Erdoğan, "Dünya liderleriyle görüşmelerimizde Gazze'deki soykırım ve İsrail'in artan saldırganlığı hep ilk sıralarda yer alıyor. Engel olunmadığı takdirde Arz-ı Mev'ud hezeyanıyla hareket eden İsrail hükümetinin bölgemizi sürükleyebileceği felaketlere dikkat çekiyoruz. Gayemiz, daha fazla masum ölmeden, daha fazla yıkım yaşanmadan, daha fazla kan ve gözyaşı akmadan bölgemizde kalıcı istikrarın sağlanmasıdır. Gazzeli mazlumların iki yıldır çektiği acıların bir an evvel dinmesi en büyük arzumuzdur. Amerikan Başkanı Sayın Trump'ın barış çabalarına aktif destek vererek bölgemizi sıkıştığı bu cendereden süratle çıkarmak istiyoruz. Biz bir taraftan Dışişleri Bakanımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız, diğer taraftan muhataplarımızla sürekli temas halindeyiz” dedi.

“BARIŞIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL İSRAİL”

Hamas'ın, ABD Başkanı Trump'ın barış planına son derece müspet bir cevap verdiğini dile getiren Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, “Hamas barış iradesini çok net ortaya koymuştur. Ancak şurası bir gerçek ki, barış tek kanatlı bir kuş değildir. Barışın tüm yükünü Hamas'a ve Filistinlilere yüklemek ne adildir, ne doğrudur, ne de gerçekçi bir yaklaşımdır. Şu anda barışa giden yolun önündeki en büyük engel, İsrail'in saldırılarıdır. İsrail, Sayın Trump'ın açık çağrılarına rağmen olumlu atmosferi baltalayan saldırılarına devam etmektedir. Gerçekten barış isteniyorsa İsrail'in saldırıları derhal durdurulmalıdır. Kanla, katliamla, haydutlukla, canilikle varılabilecek hiçbir yer olmadığını İsrail hükümetinin anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

İSRAİL SOYKIRIMI HİTLER'İ GEÇTİ

İsrail'in Gazze'deiki yıldır yaptığı soykırımın Hitler'i bile geride bıraktığını vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti: “365 kilometrekareye hapsettikleri 2,5 milyon insana her türlü zulmü, her türlü barbarlığı reva gördüler. Gazetecileri, doktorları, insani yardım görevlilerini canice katlettiler. Açlığı bir silah olarak kullanıp masum çocukları açlıktan öldürdüler. Gazze'yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiler. Ama ne yaptılarsa Gazze halkının direniş iradesini kıramadılar. Gazze'nin topraklarını savunan kahraman evlatlarına diz çöktüremediler. Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk mezarlığına çevirdikleri halde Gazze halkını teslim alamadılar. Zulüm olduğu sürece zalime direnen mazlumlar da muhakkak olacaktır.”

ŞARM EL-ŞEYH'TE YAPILAN GÖRÜŞMELERİN KRİTİK ÖNEME SAHİP

Ateşkes ve adil bir barışın tüm taraflar için en makul tercih olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Şarm El-Şeyh'te yapılan görüşmelerin kritik öneme sahip olduğunu söyledi. “İnşallah güzel bir haber almayı ümit ediyoruz. Biz bunun için çabalamaya devam edeceğiz. Bu süreçte Filistinli kardeşlerimizi de asla ve asla yalnız bırakmayacağız” ifadelerini kullanan Erdoğan konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Bu vesileyle 5 Ekim Pazar günü 81 ilimizde özgürlüğe yürüyen milyonlara teşekkür ediyor, Gazze için sessiz çığlık yürüyüşü düzenleyerek mazlumlara destek olan kadın kollarımızı canıgönülden tebrik ediyorum. Rabbim Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını inşallah cennet eylesin.”

24 YILDIR PARTİMİZİN ARKASINDA DAĞ GİBİ DURAN AZİZ MİLLETİMİZDİR

Ak Parti çalışmaları hakkında da konuşan Erdoğan, parti olarak tüm teşkilatlarıyla beraber yaz ayı boyunca boş durmadıklarını ifade etti. Erdoğan, “Genel merkezimizde, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimizle, milletvekillerimizle, kadın ve gençlik kollarımızla yaz döneminde tam kadro sahadaydık. Türkiye yüzyılı buluşmalarıyla 49 günde ülkemizin tamamında toplumun farklı kesimleriyle bir araya geldik. Bu toplantılarda milletimizin tenkit ve tespitlerine kulak verdik, fikirlerini not ettik, bizlere yepyeni ufuklar açan değerlendirmelerini hassasiyetle dinledik. Şunu tekrar altını çizerek ifade etmek istiyorum. Biz siyaset yolculuğunu milletin kılavuzluğunda yapan bir partiyiz. 24 yıldır partimizin arkasında dağ gibi duran yine aziz milletimizin bizatihi ta kendisidir. İnşallah bundan sonra da milletin rehberliğinde siyaset yapacak, milletin belirlediği rotadan sapmayacağız” diye konuştu.

“MECLİS'İN TÜM ÇALIŞMALARINDA AKTİF KATKI BEKLİYORUM”

Yeni dönemde kendilerini yoğun bir gündemin beklediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak meclisimizin dördüncü yasama yılını çok daha verimli bir çalışma dönemi haline getirmek arzusundayız. Komisyonlardan genel kurul aşamasına kadar meclisin tüm çalışma safhalarında her birinizden aktif katkı bekliyorum. Öncelikli vazifemizin yasama olduğunu unutmadan vaktimizin ve enerjimizin kahir ekseriyetini inşallah oraya teksif edeceğiz. Bakınız, meclis açış konuşmamda da dikkat çektim. AK Parti fıtratı itibariyle reformların partisidir. Türkiye'ye son 23 yıldaki büyük dönüşümleri, büyük reformları biz yaşattık.

İçinde bulunduğumuz yasama yılını da ekonomiden yerel yönetimlere, hak ve özgürlüklerden adalete birçok alanda kritik reformları hayata geçirdiğimiz bir dönem olarak tahayyül ediyoruz. Yerel yönetimlerde denge denetleme eksikliğinin can yakıcı sonuçlarına son dönemde yürütülen yolsuzluk operasyonlarında hepimiz şahit oluyoruz” dedi.

“BELEDİYELERE GÜVENİ VE HİZMETİ DİBE ÇEKEN SORUNLARI ÇÖZMELİYİZ”

Hem yerel yönetimlere güveni zedeleyen hem de hizmet kalitesini dibe çeken bu sorunların üzerine mutlaka gidilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, belediyelere yönelik inancın restore edilmesinin şart olduğunu savundu. Erdoğan şunları aktardı: “Aynı şekilde Türkiye ekonomisini geleceğe hazırlayacak, sanayide dönüşüm, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm alanlarında iddialı hazırlıklar içindeyiz. İnşallah bunları yakında meclisimizin takdirine sunacağız. Temennimiz kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da artıracak bu reform hamlesine herkesin hüsnüniyetle destek vermesidir.”

“ÖNCE SEN ÇÖPÜNÜ TOPLA”

Grup konuşmasında muhalefete de yüklenen Erdoğan, “Özellikle belediyelerdeki itibar kaybının müsebbibi olan ana muhalefetin reform çabalarımızı desteklemesi bir nevi günahlarına kefaret olacaktır. Hal böyleyken beyefendi dün çıkmış, daha çöpünü bile düzenli toplayamadıkları milletten özür dileyeceğine güya okul müdürlerine çağrı yapıyor. Yahu sen önce çöpleri topla. Sen önce vatandaşa su ver. Sen önce milleti çöp dağlarından, kokudan kurtar” dedi.

“TÜRK DEMOKRASİNİ SİVİL DAMGALI YENİ BİR ANAYASAYLA TAÇLANDIRMALIYIZ”

Erdoğan konuşmasının bir bölümünü de yeni anayasa çalışmalarına ayırdı. “Türk demokrasini sivil damgalı yeni bir anayasayla taçlandırma irademiz dün olduğu gibi bugün de bakidir” diyen Erdoğan, “Şartlar ne olursa olsun bu hedefimizden kopmadık ve kopmayız. Bunun gerisinde şahsi kaygılar değil, küresel sebepler vardır. Şurası bilinen bir gerçektir. Hem 1961 Anayasası hem 1982 Anayasası, demokratik işleyişe bu işleyişin ayrılmaz parçası olan siyasi partilere bilhassa da milli iradeye yönelik güvensizliğin izleriyle doludur. Anayasal metinlerin özüne ve sözüne sirayet eden bu vesayetçi ruh, pek çok yerde kendi varlığını yaşatacak burçlar, kaleler, kuleler inşa etmiştir” diye konuştu.

1982 ANAYASASI MİADINI ÇOKTAN DOLDURMUŞTUR

Yakın geçmişteki kapsamlı revizyonlara rağmen yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacın tam olarak karşılanamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasayla ilgili düşüncelerini şöyle aktardı: “Darbelerden değil, milletin irfanından beslenen, demokrasi tecrübemizi fasıllara bölen askeri müdahalelerin kötü mirasını reddeden sivil bir anayasa, vatandaşlarımızın halen en büyük özlemidir. Yeni ve sivil bir anayasa hedefi tam da bu nedenle milli bir mesele olarak on yıllardır önümüzde duruyor. Çağımızın gereklerine uygun, milletimizin talep ve beklentilerini karşılayan, 86 milyonun her bir ferdinin sahiplendiği yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dahası bu ihtiyacı hemen hemen tüm siyasi partiler açıkça ikrar ediyor. Şunu bir kez daha altını çizerek söylemek isterim. 1982 Anayasası miadını çoktan doldurmuştur. Türkiye Yüzyılı menziline, adaleti bir sağdan bir soldan asmakla tesis ettiğine inanan bir zihniyetin ürünü olan mevcut anayasayla varamayız. Siyaset kurumu olarak bu sorunu ne kadar erken çözebilirsek, ülkemize ve demokrasimize o derece büyük hizmet etmiş oluruz.

Biz 28. dönem parlamentomuzdan bu bakımdan çok umutluyuz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu özlemi giderecek somut fırsatlar ortaya çıktığında siyasi mazeretler ve kategorik itirazlar bir kenara bırakılır. Muhalefetten de benzer tavrı görmeyi arzu ediyoruz. Siyaset arenasında rekabet halinde olmamız, ülkenin ve milletin hayrına olan meselelerde ayrışacağımız anlamına gelmez. Elbette yarışacağız, elbette demokratik zeminde kıyasıya mücadele edeceğiz, elbette birbirimizi kimi zaman en sert ifadelerle eleştireceğiz. Ama bunları yaparken siyasetin tabiatında mündemiç olan müzakere, diyalog ve uzlaşı kültürünü tamamen rafa kaldırmayacağız.”

“KUTUPLAŞMANIN İÇİNDE OLMADIK OLMAYACAĞIZ”

Siyaseti, dost düşman kavramlarıyla tarif etmenin doğru olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette düşman olmadığını belirtti. Erdoğan, “Muharız ve muhasım yoktur. Rakip veya müttefik vardır. Her kim siyaseti dost düşman kavramları üzerinden tanımlıyorsa çok net biçimde Türkiye'ye ve Türk demokrasisine ihanet ediyor demektir. Biz siyasette böyle bir ayrımı reddediyoruz. Bu ikiliğe kendimizi mahkûm ve mecbur etmeyeceğiz. Gerginlik siyasetinin, kutuplaşma siyasetinin, kamplaşma siyasetinin içinde asla olmadık. İnşallah bundan sonra da olmayacağız. 86 milyonun her bir mensubunun hassasiyetini gözeten, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tasavvurla siyaset yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“KARŞILIKLI SAYGI İÇİNDE SOHBET ETMESİ ÇOK KIYMETLİDİR”

Yeni yasama yılında muhalefet liderleriyle yaptığı sohbete de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılının ilk gününde ortaya çıkan tablonun umutlarının artmasına vesile olduğunu belirtti. Erdoğan şunları söyledi: “Siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanlarının meclis başkanımızın davetine icabetle bir araya gelmesi, karşılıklı saygı içinde sohbet etmesi çok kıymetlidir. Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur, olamaz. Farklı siyasi çatılar altındaki aktörlerin asgari düzeyde de olsa irtibatı, saygıyı, nezaketi koruması, siyasetin zaten doğasında vardır. Tekrar söylüyorum, hiçbirimiz düşman değiliz. Millete hizmet yolunda farklı kulvarlarda koşturan rakipleriz.”

ERDOĞAN'DAN BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR

Erdoğan Cumhuriyet Halk Partisi'nin yasama yılının ilk gününde Meclis oturumuna katılmamasını da eleştirdi. Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin daha ilk gününde meclisten firar etmesi tabii ki kendi bilecekleri bir iştir. CHP ve marjinal yoldaşları ilk gün meclis özel oturumundan kaçarak millete hürmetsizlik etmişlerdir” dedi. Erdoğan, “Şimdiden her birinize genel kurul, komisyon ve grup çalışmalarına yapacağınız katkılar için şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle bugüne kadar girdiğimiz her mücadelede desteğini yanımızda bulduğumuz Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Sayın Devlet Bahçeli'ye bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum" şeklinde konuştu.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNİ SABIRLA DEVAM ETTİRYORUZ”

Erdoğan konuşmasını şöyle tamamladı: “Meclisimizin tatilde olduğu ağustos ve eylül aylarında Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak çalışmalarımızı kesintisiz devam ettirdik. Ankara ve İstanbul'daki programlarımızın yanı sıra Bitlis, Muş, Malatya illerimizi ziyaret ettik. Ayrıca yurt dışında Çin ve Amerika seyahatimiz başta olmak üzere birçok ülkeye ziyarette bulunduk. Uluslararası zirvelerde milletimizi gururla temsil ettik. Yarım asırlık terör musibetinden ülkemizi kurtarmak amacıyla yürüttüğümüz terörsüz Türkiye sürecini büyük bir sabır ve samimiyetle devam ettiriyoruz. Sabotajlara karşı çok dikkatli ve temkinliyiz.”