CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, yerel seçim gündemiyle toplandı. Bazı ilçe adaylarının oylanmasının beklediği PM öncesinde Kılıçdaroğlu, Merkez Yönetim Kurulu'nu (MYK) topladı. Burada da PM'ye sunulacak adaylara dönük değerlendirmelerin yapıldığı belirtildi.
Kılıçdaroğlu, seçimle gelen belediye başkanlarının, haklarında hiçbir soruşturma yapılmaksızın baskıyla istifa ettirildiğini ve yerlerine yine parti genel merkezlerinden belirlenen adaylar atandığını söyledi.
Bugün Iİstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük kentlerin yanı sıra Balıkesir, Düzce, Ordu ve Niğde'nin seçilmiş değil, atanmış belediye başkanları tarafından yönetildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Türkiye, yerel yönetimleri böylesine baskı altına alan, yerel yönetimleri merkezi yönetime bağlı kılan, vesayet anlayışı altında tutan bir yönetime layık değildir. Böyle bir merkezi yönetim anlayışından özgürlükçü bir yerel yönetim modeli çıkmaz" ifadesini kullandı.
'İSTANBUL, ANKARA, MERSİN, ANTALYA, ADANA, BALIKESİR, DENİZLİ, UŞAK, BURSA'YI ALACAĞIZ'
Gelecek yıl mart ayında yapılacak yerel seçimlerin, gelecek süreçte odaklanacakları en önemli dönemeç olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Mart 2019 yerel seçimleri aynı zamanda Türkiye'nin aydınlık yarınları için yerelden başlayarak, yönetim yetkisini liyakatli kadrolarımızla üstlenmeye başlayacağımız sürecin çıkış noktası olacaktır. Yerel seçimlerde önemli hedefler koyduk. İstanbul, Ankara, Mersin, Antalya, Adana, Balıkesir, Denizli, Uşak, Bursa'daki yerel yönetimleri almak gibi büyük bir hedef oluşturduk. Bunun yanında bu seçimde Türkiye'nin tüm şehirlerinde büyük başarılar elde edeceğimize olan inancım tamdır. Önümüzdeki süreçte hep birlikte tüm enerjimizle bu hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerleyeceğiz."
'81 MİLYONUN MÜLKİYET VE MİRAS HAKKI TEHDİT EDİLİYOR'
CHP'nin İş Bankası'ndaki hisselerine yönelik tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, "Kurucumuz ve ilk genel başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1938 tarihli vasiyetnamesi ile para, hisse ve Çankaya'daki gayrimenkullerini CHP'ye miras bırakmıştır. Bu para ve hisselerin nemalandırılmasına İş Bankası'nda devam edilmesini, bazı kişilere aylık ödemeler yapılması sonrası kalan nemanın tümünün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na eşit oranda paylaştırılmasını vasiyet etmiştir" hatırlatmasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bu hukuki durumdan anlaşılacağı üzere, partimiz vasiyetnamedeki atanmış mirasçıdır. Yani Atatürk'ün ölümü ile İş Bankası'ndaki hisselerinin mülkiyeti, CHP'ye geçmiştir. İş Bankası ise tenfiz memurudur. Yani para ve hisse senetlerini nemalandırmakla görevlidir. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu ise hukuken kendilerine irat tahsis edilen tüzel kişilerdir. Yargıtay kararlarıyla da bu durum açıkça tespit edilmiştir.
Mülkiyet ve miras hakları kaynağını Anayasa'da bulmaktadır. Normlar hiyerarşisi gereği Türk Hukuku'nda Anayasa en üst normdur. Hiçbir kanun anayasaya aykırı olamaz. Bugün çıkarılacak bir kanun ile vasiyetnamenin ortadan kaldırılması ve hisselerin Hazineye devri hukuken mümkün değildir. Zira bir kanun ile hisselere el konulması vasiyetin iptali anlamına gelecektir. Vasiyetnamenin bir kanun ile iptali mümkün değildir. İş Bankası'ndaki Atatürk hisseleri üzerinden yürütülen tartışma sadece miras, mülkiyet hukuku açısından değerlendirilmemelidir. Gerçek amaç, bir şekilde İş Bankası'nı yürütme organının kontrolü altına almaktır. Atatürk'ün şahsında mülkiyet ve miras hakkına yapılan saldırı, 81 milyonun mülkiyet ve miras hakkını tehdit etmektedir. Buna asla izin vermeyeceğimizi, bu konudaki kararlılığımızı bu vesile ile ifade etmek isterim."