Dolar

42,5847

Euro

49,5501

Altın

5.761,96

Bist

11.238,36

Çelik: Suriye'de SDG'nin varlığı sona ermelidir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye'de SDG'nin sona ermesi gerektiğini belirterek 10 Mart anlaşmasının uygulanmasını vurguladı.

1 Saat Önce Güncellendi

2025-12-09 19:10:27

Çelik: Suriye'de SDG'nin varlığı sona ermelidir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda Suriye'de SDG'nin varlığının sona ermesi gerektiğini belirtti, 10 Mart anlaşmasının uygulanmasının esas olduğunu vurguladı, sanal kumar ve bahisle mücadeleden Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin MEB anlaşmasına kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Genel Merkez binasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam eden Merkez Yürütme Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, Suriye'de SDG'nin varlığının sona ermesi gerektiğini ifade ederek, “Burada esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır” dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahis ve sanal kumar meselesine özel önem verdiğini belirterek, bu konunun toplumu çürüten ve yozlaştıran ciddi bir tehdit haline geldiğini söyledi. Bahis ve sanal kumarın adeta bir pandemi halini aldığını kaydeden Çelik, bu tür faaliyetlerin bazı aile facialarının ve intiharların arkasında yer aldığının çeşitli şekillerde tespit edildiğini ifade etti. Çelik, bu alanla ilgili bir eylem planı bulunduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda en güçlü şekilde mücadele edileceğini kaydetti.

Bahis ve sanal kumarın milli güvenlik, ahlak, toplumsal güvenlik ve gelecek nesiller açısından ciddi bir problem olduğunu vurgulayan Çelik, bu konuda tavizsiz bir tutum sergileneceğini dile getirdi.

Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin yıldönümü olan 8 Aralık Hürriyet Günü'ne de değinen Çelik, Suriye halkının bir yıl boyunca birçok provokasyon ve meydan okumaya rağmen geleceğe yürüme iradesini koruduğunu ifade etti. Türkiye'nin Suriye meselesine yalnızca güvenlik perspektifiyle yaklaşmadığını belirten Çelik, ekonomik istikrarın sağlanması, okulların yeniden inşa edilmesi ve hayatın normalleşmesi için güçlü bir yaklaşım ortaya konulduğunu söyledi.

Çelik, Suriye'nin birliği ve dirliğinin korunmasının hayati önem taşıdığını ifade ederek ülkenin üç ayrı tehditle karşı karşıya bırakıldığını dile getirdi. Lazkiye bölgesinde Esad rejimi kalıntısı unsurların mevcut yönetime karşı kalkışma planladığını belirten Çelik, Alevi ve Şii haklarını savunma iddiasıyla terör eylemleri yapan bu unsurların Suriye'deki Alevi ve Şii vatandaşlarla hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı.

Bu yapıların Esad'ın katliamcı rejimini diriltmek isteyen Şebbiha unsurları olduğunu ifade eden Çelik, Alevi, Şii ve Nusayri vatandaşlara yönelik yanlış yaklaşımlara karşı duracaklarını net şekilde dile getirdi.

Çelik, Suriye'nin güneyinde Dürzileri temsil etmeyen ve Siyonist yanlısı olduğu ifade edilen bazı yapıların da Suriye'nin birliğine tehdit oluşturduğunu belirtti. Bu kişilerin Netenyahu hükümetinin soykırımcı siyasetine destek verdiğini kaydeden Çelik, Türkiye'nin Lübnan ve Suriye'deki Dürzi toplumunu yakından tanıdığını söyledi.

SDG'nin üçüncü büyük tehdit olduğunu ifade eden Çelik, terör örgütünün faaliyetlerini Kürtlerin kazanımı gibi sunmasının yanlış olduğunu dile getirdi. SDG adına konuşanların Kuzeydoğu Suriye'deki Kürtlerin tehdit altında olduğu argümanını kullandığını belirten Çelik, bunun bir mantık yürütme değil, terör argümanı olduğunu vurguladı.

SURİYE'DE SDG VE TERÖRSÜZ TÜRKİYE VURGUSU

Çelik, terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefinin açık olduğunu belirterek Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de terör örgütlerinin silah bırakması gerektiğini söyledi. SDG'nin varlığının sona ermesinin şart olduğunu vurgulayan Çelik, 10 Mart anlaşmasının bu sürece çerçeve sunduğunu ifade etti. Silah bırakmayan terör unsurlarının tasfiye edilmesinin zorunlu olduğunu kaydeden Çelik, teröre bulaşmamış unsurların Suriye ordusuna entegrasyonunun da bu anlaşma kapsamında ele alındığını belirtti.

Terörsüz Türkiye sürecinde yol haritasının işlediğini ifade eden Çelik, sürecin mutlak bir matematiği olmadığını, önemli olanın istikrarlı şekilde ilerlemesi olduğunu söyledi. Bu yaklaşımın Türkiye ve bölge için etnik ve dini grupların geleceği açısından hayırlı sonuçlar doğuracağını ifade etti.

DOĞU AKDENİZ, SURIYE ZİYARETİ VE TSK AÇIKLAMASI

MYK toplantısında Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Lübnan'la yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasının da gündeme geldiğini belirten Çelik, bu anlaşmanın baştan aşağı hukuksuz olduğunu söyledi. Rum yönetiminin bu adımının KKTC'nin egemenlik haklarını gasp etmeye yönelik bir girişim olduğunu vurgulayan Çelik, Türkiye'yi ve KKTC'yi yok sayan hiçbir yaklaşımın geleceği olmayacağını ifade etti. Rum tarafının bölgeyi askeri üs ve karargah haline getirme çabalarının da beyhude olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye ziyaretine ilişkin soruya da cevap veren Çelik, Cumhurbaşkanı'nın Suriyeli vatandaşlarla buluşmayı arzu ettiğini ancak yakın zamanda planlanmış bir ziyaret takviminin bulunmadığını ifade etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'deki hareketliliğine ilişkin görüntülerle ilgili de konuşan Çelik, bunun olağan bir birlik değişimi olduğunu belirtti. TSK'nın iki ülke arasındaki mutabakat çerçevesinde pozisyonunu koruduğunu ve olağanüstü bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı.

İHA

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

'Öldü' denildi, ağlayınca yaşadığı ortaya çıktı

Haber Ara