AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bir daha IMF'in kapısına gitmeyeceğini, IMF'e muhtaç olmayacağını söyledi. Bir dönem Türk siyasetinin IMF'in önünde düğme iliklediğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye böyle bir dönemi geride bıraktığını kaydetti.
Eskişehir'de, 'AK Parti İl Teşkilatı Genişletilmiş Danışma Meclisi Toplantısı' gerçekleştirildi. Toplantıda hitap eden Kurtulmuş, Türkiye'nin, bir daha IMF'nin kapısına gitmeyeceğini belirterek şöyle konuştu:
"8- 9 ay önce bir demecimde söyledim. Birileri Türkiye'nin yakın zamanda IMF'nin kapısına tekrar gitmesini isteyecekler. Çünkü laflar var, okuyoruz, takip ediyoruz. Yurt dışında yavaş yavaş yazılmaya başladı. İçeride de kafası dışardakiler gibi çalışanlar söylemeye, mırıldanmaya başladı. 'Türkiye IMF'ye muhtaç hale gelebilir'. Hiç heveslenmesinler. Çok açık söylüyoruz; bir daha Türkiye, IMF'nin kapısına gitmeyecek, IMF'ye muhtaç olmayacaktır. Çünkü iyi hatırlıyoruz; IMF'nin Türkiye masası şefinin karşısında herkes böyle düğmesini ilikliyordu. Koca koca bakanlar, hatta başbakandı biri. Dolayısıyla Türkiye bu devirleri geride bıraktı.
Biz halka güvenen bir partiyiz. Yukarıdan, tepeden inme, halka tepeden bakan bir parti değiliz. Halka güvendiğimiz için biz cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini isteriz. Dün Sapanca'da İstanbul İl Teşkilatı'nda konuşurken bir belediye başkanı arkadaşımız da dedi ki 'O mitingdeki sunucu bendim'. 1985 ya da 1984 yılı. Refah Partisi yeni kurulmuş, Gaziosmanpaşa Meydanı'nda 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' diye bir miting yapmış. Ya adama sorarlar, 'Yeni kurulmuşsun. Yüzde 1- 2 oyun yok. Neye güveniyorsun da sen cumhurbaşkanını halk seçsin diyorsun?' Çünkü biz millete güveniriz. Bu millet yanlış yapmaz. Bu millet yanlış yapsa da bir müddet sonra o yanlışı düzeltir. Bu millet yanlış yapmadığı için de kusura bakmasınlar Cumhuriyet Halk Partisi'ni sittinsene bu memlekette iktidara getirmez, bundan sonra da getirmeyecektir.
"BRUNSON DAVASI ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE SÖZ SÖYLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Türkiye olarak bizim Esad'a sürekli olarak 'Ya bu Kürt kardeşlerimize neden kimlik kartı vermiyorsun?' diyerek yıllardır hep uyardığımız Suriye'de nasıl oluyor da koskoca bir coğrafya, tam da Türkiye'nin güneyinde başlayan sınırda bir terör örgütü, terör devleti kurmak üzere hazırlık yapıyor? Bunun izahı son derece basittir. Büyük güçler; bu maşalarla coğrafyayı yeniden tanzim etmek, yeniden şekillendirmek, sınırları bir şekilde değiştirmek, halklar arasına düşmanlığı koymak, bir asır evvel sınırlarını bölüp gönüllerini ve zihinlerini bölemedikleri Türklerin, Kürtlerin, Arapların ve diğerlerinin arasına husumet ve düşmanlık koymak için bu örgütleri kullanıyor. Bu oyunu gören tek ülke Türkiye'dir. Bölgede bu oyunu bozabilecek gücü olan tek ülke Türkiye'dir. Bölgede bu oyunların farkında olan tek siyasi hareket AK Parti'dir. Onun için Türkiye'nin üstüne baskı koyuyorlar. Onun için Türkiye'yi birtakım gerilimlere sokmak istiyorlar. Biz parçalarla teferruatla değil; biz kuklalarla değil, kuklacılara uğraşıyoruz. Döviz onun için yükseliyor. Onun için Brunson davası üzerinden Türkiye'ye bir şekilde söz söylemeye çalışıyorlar."