Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yazmayınca delirdiğini düşünen yazarlar

Bazı yazarların çok sayıda kitap yazdığı biliniyor. Ancak öyle bir hastalık belirtisi var ki, bazı yazarların yazmasalar delireceğini düşündüren haller başlarına gelmiş: Hipergrafi

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-11-14 18:51:04

Yazmayınca delirdiğini düşünen yazarlar

Eğitimci yazar Sadık Gültekin, bazı ünlü yazarların yakalandığı ve onların kendilerini yazmaktan alıkoyamamalarına sebep olan hiperaktif bir durumdan, "hipergrafi"den bahsetti

Gültekin'in "Beyin kimyamız kim olduğumuzu belirliyor!" başlıklı yazısı:

Sait Faik Abasıyanık, “Son Kuşlar” adlı eserinde yazma tutkusunu şöyle ifade ediyor: "Söz vermiştim kendi kendime, yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. Hırs hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım oturdum.

DOSTOYEVSKİ

Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım." Dostoyevski, “Yeraltından Notlar” kitabında ana karakterin sesinden yazma tutkusunu şöyle aktarıyor:

“Bir nokta daha var: Neden anılarımı ille de yazmak istiyorum? Okurlar için olmadığına göre, anılarımı kağıda dökmeden, zihnimden geçirmekle yetinemez miydim?

"BİR KARTAL KANADI VERİN BANA KALEM DİYE!"

Orası öyle ama anılarım kağıt üzerinde daha bir görkemli duruyor. Böylece etkisi daha da artacak, kişiliğim üstünde daha doğru bir yargıya varabileceğim; buna bir de üslup güzelliği eklenecek.” Herman Melville, Moby Dick'te yazma tutkusunu şu sözlerle ifade ediyor: “Bir kartal kanadı verin bana kalem diye! Mürekkep hokkası olarak da Vezüv Yanardağı'nın kraterini! Tutun beni kollarımdan dostlarım! Çünkü bu ejderhayı anlatırken, düşüncelerim gittikçe yüceleşiyor, kendimden geçiyorum.”

AŞIRI VE DETAYLI YAZMA İSTEĞİ: HİPERGRAFİ

Yazmak, insanın kendini anlamasını sağlayan bir araç, çoğu kişi için terapiyle eş değer. Peki, sürekli yazı yazma halinin de bir hastalık belirtisi olabileceğini düşündünüz mü? Aşırı yazı yazma durumu olarak bilinen hipergrafi diğer adıyla Geschwind Sendromu'na birlikte bakalım… Geschwind Sendromu, beyindeki temporal lobda oluşan epilepsi nedeniyle ortaya çıkan bir rahatsızlık.

Epileptik nöbetler sırasında, kişinin bilişsel fonksiyonlarında farklılaşma meydana geliyor. Epileptik nöbetler sonucu hastada çeşitli kişilik bozuklukları ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de Geschwind Sendromu, yani bilinen adıyla hipergrafidir. Hipergrafi aşırı ve tekrarlayan bir şekilde detaylı yazı yazma isteğidir. Bu aşırılık kağıt bulunamadığında mobilyalara, duvarlara, vücuda yazmaya; kalem bulunamadığında kişinin kendi kanıyla yazmasına kadar gidebilir. Bu durumdaki kişiler yazma dürtüsünü engelleyemez ve yorulmadan sürekli yazarlar.

HİPERGRAFİ'YE YAKALANAN YAZARLAR

Hipergrafiye epilepsinin neden olduğu biliniyor. Ancak epilepsiden muzdarip herkes, bu rahatsızlığa yakalanmıyor. Ayrıca her hipergrafiye sahip olan kişi mutlaka yeteneklidir diye bir genelleme de yapılamaz. Hipergrafinin bir hediye mi hastalık mı olduğu konusunda farklı düşünceler olsa da hipergrafi epilepsi sonucunda ortaya çıkıyor.

Bu sorundan etkilenen kişilerden bazıları, bu rahatsızlığı yeteneğiyle birleştirip, ünlü bir yazar olabiliyor. Hipergrafi olduğu bilinen pek çok yazar bulunuyor: Stephen King, Edgar Allen Poe, Isaac Asimov, Vincent Van Gogh, Dostoyevski, Samuel Johnson ve Alice Harikalar Diyarında'nın yazarı Lewis Carrol gibi birçok sanatçının hipergrafiye sahip olduğu biliniyor.

Amerikalı Şair Arthur Inman da hipergrafiye sahip diğer bir sanatçı. Yirmi dört saatinin neredeyse tamamını yazmaya adayan Inman'ın günlükleri on yedi milyon kelimeye kadar ulaşır. Türk hikayeciliğinin önde gelen isimlerinden Sait Faik Abasıyanık da hipergrafiye sahip olan başka bir yazar.

Posta

Haber Ara