Sağlık sorunları nedeniyle bir süredir Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Türk edebiyatının usta yazarlarından Rasim Özdenören, 82 yaşında hayatını kaybetti. Özdenören, Türk edebiyatına damga vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'dan oluşan '7 güzel adam' arasında yer alıyordu.
Yayıncı ve dostları Özdenören'in vefatının ardından görüşlerini açıkladılar.
Özdenören'in külliyatının yer aldığı İz Yayıncılık'ın sahibi Eren Kahraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Özdenören'in kuruluşundan beri İz Yayıncılık için istikamet belirleyici yazarlardan olduğuna işaret ederek, "Sadece edebiyat değil, kurgu dışında da düşünce dünyamızla ilgili tüm kitaplarda yönlendirici oldu. Bir yazar yayınevi ilişkisinden ziyade bizim rehber olarak gördüğümüz birkaç kişiden biriydi." ifadelerini kullandı.
Kahraman, Özdenören'in çok çalışkan bir yazar olduğuna dikkati çekerek, "Gece saatlerinde bile çalışırdı. Bütün kitaplarını son 2 senedir baştan gözden geçiriyordu ve yeniden basılmasından önce dil anlamında da güncelliyordu. Tam pandemiden önce başlamıştı bu hafta da nihayete ermişti. Tabii biraz yavaş ilerledi süreç çünkü son 3 yıldır belki de hastanede kaldığı süre evdekinden fazladır. Bu rahatsızlıklarına rağmen tüm eserleriyle tek tek ilgilendi. "İlk Öyküler" ve "Kör Pencereler" adında 2 yeni kitabı vardı. Normalde yaz ayında kitap basılmaz ama 'Sağlığım pek iyi değil görmek istiyorum' diyerek rica etmiş, geçtiğimiz mayıs ayında iki kitabı birden çıkartmıştık. Rahmetli Asım Gültekin'in vefatına çok üzülmüştü, o zaman 80 yaşındaydı ve o yaşta bir dergi çıkartmayı planlıyordu burada." dedi.
- "Çok disiplinli bir yazardı"
Rasim Özdenören'in kitaplarının editörü Hamdi Akyol da yayıncılık ömrünün Özdenören ile beraber geçtiğini belirterek, "Onun bütün kitaplarının tasarımı bana aittir, 39 kitabından 35 tanesinin editörlüğünü de yaptım. Ömrüm Rasim Ağabeyle geçti diyebilirim." şeklinde konuştu.
Akyol, Özdenören'in çizgisinden hiç bir zaman taviz vermediğini de söyleyerek, "Tek başına dahi olsa hak ve hakikat bildiğini son nefesine kadar haykırdı. Çok disiplinli bir yazardı. Onun kitaplarında yeni kelimelerle karşılaştığımda mümkün olduğunca dilimize ait zenginliğin unsurlarını kullanmaya gayret ettiğini söylerdi. 3 kelimede ifade edilecek bir şey 5 kelimede ifade edilirse kötüdür şeklinde bir yaklaşımı da vardır." bilgisini paylaştı.
1996 yılına kadar İz Yayıncılık Genel Müdürlüğü yapan Mehmet Hüsrev Şeref ise, Özdenören'in İz Yayıncılık ile 1991 senesinde tanıştığını ifade etti. Şeref, Rasim Özdenören'in tüm eserlerini yayınlamak üzere Ahmet Şişman'la telif görüşmesinden bahsederek, şu bilgileri verdi: "Bir lokantada oturmuştuk, o gün naifliği ve nezaketli tavırlarını hatırlıyorum. Allah rahmet eylesin, eserleriyle anılacak güzide yazarlarımızdandı."
- "Her kriz ve problemin üstesinden gelebilecek ipuçları yakalar ve çözerdi"
Hece Yayınları sahibi Ömer Faruk Ergezen, Hece Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği yapan Özdenören'in çok zeki ve dengeli bir adam olduğuna değinerek, "Muhakeme gücü çok kuvvetliydi, biliyorsunuz kendisi hukukçudur. İncelikleri çok iyi yakalayabilen hem tarihi anlamaya, okumaya çalışan hem de günceli takip eden iyi bir zihin yapısına sahipti. İnsan ilişkileri fevkalade ileri düzeyde, olumsuz hiçbir şey konuşmazdı. Her kriz ve problemin üstesinden gelebilecek ipuçları yakalar ve çözerdi." dedi.
Dergi için yazı gerektiğinde Özdenören'in yazarları aradığını aktaran Ergezen, "Zerre kadar kıskançlığı yoktu veya çok kıskançtı ama bunu göstermezdi. İnsanların yetişmesi, çevresindekilerin gelişmesi için elinden gelen her şeyi yapardı. Benliği, egosu çok güçlüydü ama aynı zamanda çok mütevazıydı. Özel sayımıza genel yayın yönetmeni olarak yazı yazmıştı, arkadaşlara verirdi okumaları için. Değişiklik istendiğinde 'Önemli olan dergidir, nasıl istiyorsanız öyle olsun.' derdi." diye konuştu.
- "İnsanın ruhuna hitap eden ve yoğunluğu olan yeni metinler ortaya koydu"
Yazar Ali Haydar Haksal da, Özdenören'in ustası olduğunu vurgulayarak, şöyle değerlendirdi:
"Öyküde bir kuşağın üzerinde ciddi anlamda etkisi vardır. Türk edebiyatında özellikle toplumcu gerçekçi, köylü işçi, ağa maraba ikilemleri gibi dar bir alana sıkıştığı dönemde Rasim Özdenören öyküsü bir yenilik oldu. Kasaba edebiyatı tanımlamasındaki Anadolu insanının saflığını ortaya koyan yepyeni bir bakış getirdi. Anadolu insanın geçirdiği zorlukları insanın metafizik derinliğiyle birlikte yoğun bir biçimde ortaya koyan ustalarımızdan birisiydi. İnsanın ruhuna hitap eden ve yoğunluğu olan yeni metinler ortaya koydu. Türk edebiyatında bir dönüm noktası olarak ifade edebilirim, Allah rahmet eylesin."
Yazar Ersin Nazif Gürdoğan, Rasim Özdenören'in Türk edebiyatının gül yetiştiren insanlarından olduğunu vurgulayarak, "Ardında eserleriyle birlikte kendisini izleyen hikayeciler, denemeciler, romancılar bıraktı. Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt ve Akif İnan gibi rahmetle, saygıyla ve sevgiyle anılacak, defterini kıyamete kadar açık tutacak eserler verdi. Türk ve İslam dünyasının başı sağ olsun. Önümüzdeki yıllarda onun yazdıkları daha da önem kazanacaktır. Rasim Özdenören yeni bir dönemin öncülerinden olmuştur, gelecek yıllarda da kitaplarıyla kendisinden bahsettirecektir. Allah rahmet eylesin." ifadelerini kullandı.
Yazar Kemal Sayar da öğrencilik yıllarında ilk okuduğu eserlerin Rasim Özdenören'in kitapları olduğunu belirterek, "Rasim Ağabey'i Ankara'da öğrenci olduğum yıllardan itibaren tanıyorum. Eserlerini okuyarak büyüdük. Yumuşak mizaçlı, munis, yardım sever, gençlere her zaman yol göstermeye çalışan tertemiz tabiatlı bir insan olarak hatırlanacaktır. Onun yazdığı eserler birkaç neslin kendisini eğitmesinde rehberlik yaptı. Hikayeciliği çok üst düzeydeydi, gerçek bir edebiyat adamıydı. Yeri doldurulamayacak bir yazar, gül yetiştiren bir adamdı." açıklamasını yaptı.