Dolar

32,3655

Euro

34,7049

Altın

2.403,31

Bist

10.181,29

Türklerin tarihi 'kuş sevgisi'

Ülkemizde Osmanlı zamanına kadar dayanan kanarya yetiştiriciliği 1950’li yıllardan sonra örgütlenerek dernek sıfatında tüm kanaryaseverleri bir araya toplanmıştır. Kuş sevgisi Türk tarihinde yeni değil...

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-05 00:01:31

Türklerin tarihi 'kuş sevgisi'

Özellikle salgın döneminde vatandaşlar eve kapanırken başta güvercin olmak üzere kuş besleyenlerin sayısında da önemli bir artış gözlemlendi.Ülkemizde Yaklaşık 470'e yakın kuş türü bulunuyor.
Kuşçuluk, kuş besleyiciliği, daha doğrusu kuş sevgisi ise eskilere dayanıyor...

Kanarya Severler örgütlendi

Ülkemizde Osmanlı zamanına kadar dayanan kanarya yetiştiriciliği 1950'li yıllardan sonra örgütlenerek dernek sıfatında tüm kanarya severleri bir araya toplanmıştır. Bu süreçte birçok dernek kuruluşunun kötü niyetlerle kurulması, derneklerde yasa dışı faaliyet gösterilmesinden Kanarya Severler Dernekleri de nasibini almıştır. 1990`lı senelere gelinceye kadar Türkiye`de kanaryacılık çeşitli şehirlerde kurulu bulunan Kanarya Severler dernekleri vasıtası ile yürütülmekteydi.
Türkiye Kanarya ve Kafes Kuşları Federasyonu'nun kurumsal sitesindeki bilgiye göre; yapılan müsabakalar şehirlerimizdeki bu dernekler vasıtası ile yapılmasına rağmen kuşların türleri birkaç kişinin inisiyatifindeydi. Bu kişilerin istediği kuş çeşitleri yarışmalarda yarıştırılıyordu. Yeni yetiştiricilerin bilinçsizce yaptığı tercihlere bağlı olarak bu yanlışlarda sürüp gidiyordu.

Bizde neden olmasın?

1994 senesinde İtalya`nın Udine kentinde yapılan Dünya şampiyonluğu müsabakası esnasında Dünya Ornitholoji Konfederasyonu'nun ileri gelenlerinin "Niye Türkiye gibi büyük bir devletin burada bayrağı dalgalanmıyor. Birçok küçük ülke federasyonları kendi ülkelerini temsil ederken sizler burada neden yoksunuz?" sözlerine muhatap olan Zuhal Daştan ve Ahmet Aydoğan Türkiye`ye döndükten sonra mevcut kanarya derneklerini birleştirip bir federasyon çatısı altında toplama gayreti içine girmişler...

Osmanlı'da kuş evleri geleneği

Osmanlı döneminde ise camilerde sıklıkla karşımıza çıkan kuş evlerine halk arasında kuş sarayı, serçe sarayı ve kuş köşkü gibi adlar verilmiştir. 17. yüzyılın sonunda Türk mimarisinde kendisine önemli bir yer bulan bu mekanlar zamanla camilerin dışında köşk, cami, mescit, türbe, medrese, han, çeşme ve köprülerde dahi bu zarif yapılara yer verilmiştir. Kuş evleri genellikle rüzgârın geliş yönü ve güneşin duvara vuruş açısı hesaplanarak daha çok güneşe bakan duvarlar üzerinde, geniş saçakların veya büyük profilli kornişlerin ve konsolların altlarına yapılmıştır.

Beşinci Reşat ve Abdülhamit'in kuş sevgisi

Osmanlı padişahları arasında Sultan Reşat'ın (V. Mehmet) kuşlara dair ilgisi bulunduğu biliniyor. Onun önerisiyle Dolmabahçe Sarayı'nda muayede salonunun önündeki bahçeye kuşluklar yaptırılırken, bir kuş köşkü ve
kuş hastanesi inşasına da başlanmıştır. Padişah ardından burada Avrupa'dan getirttiği güvercinleri yetiştirmiş ve yerli ırklarla melezlemeler yapılmasını sağlamış. 1880'li yıllarda Yıldız Sarayı'nda yaşayan Sultan II. Abdülhamit de hayvanlara ve özellikle kuşlara özel ilgisi olan bir padişah. Sarayın selamlık bahçesinde güvercinler, tavus kuşları, sülünler ve papağanlar için kuşluklar inşa ettirdiği de biliniyor.

Haber Ara