Türk edebiyatında yurt dışı göçmen Türk edebiyatı da önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle siyasal ve osyal nedenlerle Türkiye'dışında tercihli ya da tercihsiz yaşamak durumunda kalan şair ve yazarlar ortaya koydukları eserlerde bu siyasal ve sosyolojik tabloyu ortaya koyan yapıtlara imza atarlarken bir taraftan da Türk dilinin hasassayitlerine ayak uydurmaktan da gere kalmamışlardır.
Göçmen edebiyatı olarak da bazı kesimlerce tabir edilse de, Yurt dışı Türk edebiyatının köklerinde Anadolu'nun renk ve kokusunu alabilmek mümkün....
İkinci Dünya Savaşı kırılma noktası
Yurt Dışı Göçmen Edebiyatı'nın temelini daha çok Almanya'ya giden göçmenlerin attığını söylemek mümkün. II. Dünya Savaşı'ndan ağır bir yenilgiyle ayrılan Almanya, savaş sırasında yetişmiş insan gücünü yitirerek çok büyük sıkıntılar yaşamıştır. Dolayısıyla Almanya, savaş sonrasında, özellikle ağır sanayide çalıştırılmak üzere, yetişmiş insan gücü açığını dışarıdan göç alarak kapatmaya çalışmıştır. Bu göç dalgasına, Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde, 1965-1970 yıllarında başlangıçta iki yıllığına sadece
erkekler katılırken, sonraki yıllarda aileler de daha uzun süreli kalmak üzere dahil olmuşlardır.
Türk kültürüne ait çoklu yaşam
Kültürportalı'nda yer alan bilgiye göre; İlk başlarda Almanya'ya, daha sonraları özellikle Orta ve Batı Avrupa'ya yapılan Türk göçleriyle birlikte, göçlerin yapıldığı ülkelerde Türk kültürüne ait çok renkli, çok dilli ve kültürlü bir yaşam oluşmaya başlamıştır. Doğal olarak bu çeşitlilik, o bölgelerde yaşayan yazar ve şairlerin eserlerine de yansımıştır. Gerek Türkiye'den o bölgeye göç etmek suretiyle, gerekse oraya yerleşen ailelerin çocukları arasından yetişen birçok yazar ve şair, Türk kültürü ve edebiyatından beslenerek, göç ettikleri ülkelerde kimilerine göre “İşçi Edebiyatı”nın kimilerine göre de “Yurtdışı Göçmen Edebiyatı”nın doğmasına katkıda bulunmuşlardır.
Temsilcileri kimler?
Yurt Dışı Göçmen Edebiyatı'nın ilk kuşağını, Türkiye'de doğmuş daha sonra Almanya'ya göç etmiş Nevzat Üstün, Bekir Yıldız, Yüksel Pazarkaya, Güney Dal, Fakir Baykurt, Aras Ören gibi yazarlar oluşturmaktadır. Bu yazarlar daha sonraları ikinci kuşağın yetişmesine çok
büyük katkıda bulunmuşlardır. İkinci kuşağın önde gelen temsilcileri ise Habib Bektaş, Şinasi Dikmen, Yaşar Miraç, Fethi Savaşçı ve Yücel Feyzioğlu gibi yazar ve şairlerdir. Bu yazar ve şairler, Almanya'da yazmaya başlamışlardır.
Hangi dili kullandılar?
Ancak bunların en önemli özelliği eserlerini Türkçe yazmalarıdır. Diğer taraftan Türkiye'de doğup Almanya'da büyüyen, Almanya'da doğup büyüyen, her iki dili de çok iyi şekilde kullanarak yazan, ikinci kuşağın devamı niteliğindeki yazar ve şairleri de şöyle sıralamak mümkündür: Osman Engin, Zehra Çırak,Zafer Şenocak, Feridun Zaimoğlu, Renan Demirkan, Salih Omurcak, Nevfel Cumart, Murat Karaarslan, Gülbahar Kültür, Alev Çoşkun, Hasibe Sönmez, Şakir Bilgin, Bekir Karadeniz, Erol Aras, Şükriye Dönmez, Muhsin Omarca, Orkun Ertener, Seher Çakır. Bunlar içinde Seher Çakır Avusturya'da yaşamaktadır.