Dolar

32,3116

Euro

34,9992

Altın

2.448,05

Bist

10.173,42

Tarihin arasından 'sivrilen' yapılar

Osmanlı ya da Selçuklu döneminin değil yakın dönem Cumhuriyet tarihinin ekonomik sosyal ve kültürel dokusunu hissettiren yapılar da bugün kültürel açıdan daha fazla ön planda bulunmakta.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-10-18 23:16:00

Tarihin arasından 'sivrilen' yapılar

Tarihi yapılar yapıldıkları tarihin toplumsal yapısına ışık tutmaktadırlar. Sanatın gelişip yaygınlaşmasında bir nevi rehberlik görevi yapan bu binalar çağdaş mimari örnekleri arasında da kendilerini göstermekteler. Ülkemizde sadece Osmanlı ya da Selçuklu döneminin değil yakın dönem Cumhuriyet tarihinin ekonomik sosyal ve kültürel dokusunu hissettiren yapılar da bugün kültürel açıdan daha fazla ön planda bulunmakta.
Bugün Anadolu kentleri ile o kente ait tarihi ve çağdaş mimari eserleri de o kentin yüzü olmuş, kentle özdeşleşmişlerdir hatta çoğu semte bu binalar kendi adlarını vermişlerdir.
İşte bunlardan en çok tanınanlar:

İstanbul Eminönü Büyük Postane: İstanbul'un Fatih ilçesindeki Sirkeci semtinde bulunmaktadır. İnşaasına 1905 yılında başlanmış, 1909'da da tamamlanmıştır. Süslemelerinde ağırlıklı 16. yüzyıl Osmanlı mimarisi hâkimdir. Binanın inşaasında kullanılan tuğlaları Mimar Vedat Tek'in özel olarak tasarladığı iddialar arasında. Büyük Postane, 1927 – 1936 yıllarında İstanbul Radyoevi olarak hizmet vermiş, 1958 yılından sonra posta ve telgraf işlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Son dönem Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alıyor.

Ankara Tren Garı: Ankara'nın sembol binaları arasında bulunuyor. Devlet Demiryollarının Ankara merkez tren istasyonu. Yapının ana gar binasının inşaatı 1935 tarihinde başlamış 1937'ye kadar sürmüştür. Cumhuriyet'in erken yıllarına ait yapılardan bir tanesidir. Art Deco tarzındaki yapının mimarı ise Şekip Akalın'dır. Ankara'nın önemli tarihi simgeleri arasında yer alan yapı, günümüzde eskisi kadar rağbet görmese de buradan Türkiye'nin her yerine bilet alabilmeniz mümkündür.

Basmane Garı: İzmir'in Konak ilçesinde, Basmane semtinde bulunmaktadır. Bina, ünlü Fransız mimar Eiffel tarafından klasik tarzda tasarlanmıştır. İnşaatı ise Fransız bir firma aracılığıyla 1876 yılında yapılmıştır. Fransa'da bulunan Lyon Gar binasının bir benzeri olma özelliğine sahip olan yapının üzerinde kırma çatı, iki kenarının ortasında da düz cephe görünümüne hareketlilik katan üçgen alınlıklar bulunuyor. İzmir'e ziyarette bulunan yerli ve yabancı turistlerin de en önemli uğrak yerleri arasında.

Santral Elektrik Müzesi: 1914 – 1983 tarihleri arasında Osmanlı Devleti'nin kent ölçekli ilk elektrik santrali olan yapı, 2004 senesinde Enerji Müzesi'ne dönüştürülmüştür. Oldukça etkileyici yapılardan biri olan bu eski bina, içerisindeki mekanik ekipmanlarıyla yapay peyzajı olan bir müze. Binanın dönüşümüne yönelik mimari çalışmaları Han Tümertekin tasarlamıştır. Son derece modern tasarlanmış müze yapısı eski mimari özelliklerini korumayı da başardı.

Ankara Anıtkabir: Her yıl yaklaşık 8 milyon ziyaretçiyi ağırlayan, Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının yer aldığı yapının inşaatına 1943'te başlanmış ve 1953 senesinde törenle açılmıştır. Yapıldığı dönemde daha çok simetrinin öne çıktığı, kesme taş malzemelerinin kullanıldığı, anıtsal yönü ağır basan binalar tasarlanmıştır. Anıtkabir, Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerini taşımasının yanı sıra döneminin özelliklerini en güzel yansıtan bir yapıttır. Türkiye Cumhuriyeti'nin son dönemine damga vuran en önemli yapılar arasında yer almakta.

Meclis Binası: Türkiye Büyük Millet Meclisi günümüze kadar 3 farklı bina kullanmıştır. 1915 yılında inşaatına başlanan ilk TBMM binası ise Kurtuluş Şavaşı sürecinde son bulmuştur. Binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşaatını askeri mimar Hasip Bey üstlenmiştir. Türk mimari stilinde tasarlanmış binanın en göze çarpan özelliği duvarlarında Ankara Taşı'nın (Andezit) kullanılmış olmasıdır. Bina günümüzde müze olarak kullanılıyor ve Ankara'nın Ulus meydanında yer alıyor. Tarihi bina Türk tarihinde tarihi olaylara da şahitlik etmiştir.

Kastamonu Hükümet Konağı: 1902 yılında mimar Vedat Tek tarafından yapılan bina döneminin tarihi yapısını ve sosyal dokusun hissetiriyor. Zemin ve iki kat olarak yapılan bina, Batı klasizmi ile Osmanlı oryantalizminin bir eklektizmini taşımaktadır. Arap mimari tarzında ve kargir bir bina olan yapı günümüze kadar ciddi bir restorasyon da geçirmemiştir. Alt katında bir de Kent Tarihi Müzesi de bulunmakta. Kastamonu ile özdeşleşen semboller arasında yer alan yapı, bu sene 116. yaşını tamamladı.

Haber Ara