Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

Orucu bozmanın kefareti nedir?

Faruk BEŞER, 'Kur'ân ı Kerimde orucun kefaretiyle ilgili hiç bir ayete rastlamadım' diyen konuğuna yanıt veriyor...

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-12 16:37:11

Orucu bozmanın  kefareti nedir?

Konuyu anlamak için bilmemiz gerekenler şunlardır:

1. İbadetlerde ve akaidde zamanla değişme olmaz. Bu sebeple bu konularda içtihat da olmaz. bunları Şari nasıl anlatmışsa öyle uygulanırlar. Yani bu iki konu dinin sabitelerindendirler.

2.Dinin sabitesi olan konulardan birinde sahabe-i kiram efendilerimiz ve onları izleyen ana damar bir anlayışa sahip olmuş ve bunun üzerinde ittifak etmişlerse, o konu sonradan başka türlü anlaşılamaz. Bu hem aklen hem de dinen böyledir.

3. Ramazan orucunun kasten bozulması halinde kefaret gerekeceği konusunda bütün mezhepler ittifak etmişlerdir. Yani kefaretin gerekeceği konusunda icma vardır. Ayrıldıkları nokta, neyin kefareti gerektireceği, neyin gerektirmeyeceği meselesidir.

Kur'ân ı Kerimde ibadetlerin bütün teferruatlarından söz edilmediği gibi, orucun kefaretinden de söz edilmez. Sadece yolcunun ve hastanın tutamadıkları oruçlarını sonradan kaza edecekleri söylenir. Bu söz edilmeyişin sebebi elbette işin esasını zikredip, uygulamasını Hz. Peygamber'e bırakmak ve Kuranı kerimin çok uzun olmamasını sağlamaktır. Ama bir sebebi de muhtemelen, normal bir müminin oruca karşı bilerek ve kasten saygısızlık etmeyeceğine işaret etmek olabilir.

Şu halde orucun kefaretinin delili sünnettir:

Bir gün birisi gelip, “Ya Rasulellah mahvoldum! Hanımımla oruçlu oruçlu birlikte olduk!” deyince Efendimiz ona kefaret olarak bir köle azat etmesini söylemiş, imkânım yok deyince de, iki ay peş peşe oruç tutmasını emretmiştir… (Buhari, Müslim. Bu hadis müttefakun aleyh'tir, yani en sahih hadislerdendir). Kefaretin gerekeceği konusunda bütün mezhep görüşleri bu olaya dayanır.

Hanefiler ve Malikîler bundan şunu çıkarırlar: Demek ki bile bile orucu bozmanın cezası bu sayılanlardır.

Şafiîler ise kefareti sadece bu sebebe bağlarlar ve sadece bilerek yapılan cinsel ilişkinin kefareti gerektireceğini, yeme içmenin gerektirmeyeceğini söylerler.

Meselenin üzerinde düşünülünce Hanefî ve Malikîlerin haklı oldukları anlaşılır. Çünkü normal bir akıl, adı edilen olayda kefareti gerektiren şeyin, cinsel ilişki değil, oruca saygısızlık olduğunu anlar.

Kaldı ki Hanefî ve Malikîlerin çok sağlam olmasa da başka deliller de zikrederler: “Bir adam gelip, Ya Rasulellah, oruçlu iken su içtim, ne yapmalıyım? Diye sorunca Hz Peygamber: Bunu yolcu ve hasta değilken mi yaptın? Diye sordu. Adam, evet dedi. O halde bir köle azad et buyurdular”. Bir başka hadisi şeriflerinde ise:“Ramazanda orucunu bozana, zıhar yapana gereken gerekir”. Buyurmuşlardır. Yani kefaret tutar demektir. (Zeyla'î, Nasbu'r-râye, II, 449, Bu ikinci hadis garibdir, bir öncekini ise Şafiiler delil olmaya elverişli görmezler)

Ancak birisi çıkıp, ben İmam Şafiî'nin görüşüyle amel edeceğim diyebilir ve bunu heva ve hevesine uyarak söylemiyorsa bunda bir sakınca da olmayabilir. Ama orucun kefareti Kur'an ı Kerimde zikredilmiyor, öyleyse yoktur demek, Kurânı da, sünneti de Hz. Peygamberi de hakkıyla tanımamak demek olur. Neden böyle olacağının izahı başka bir sadette yapılmalıdır.

mustafa kaya
değerli hocam,aslolan K.kerim'dir,peygamber kitapda olanı tefsir eder ve aykırı bir şey serdetmez,kasten orucunu bozan büyük bir günah işlemiştir ve cezası aralıksız 61 gün oruc tutmak gibi Kur'an dışı bir ceza değildir,bir daha işlememek üzere tevbe etmektir,Kur'an,hasta ve yolcunun ne yapacağını söylerken esas olan kasten bozmanın cezasını niye söylemesin,bu pencereden baksak diyorum..
Selami Çiğdem
Faruk Beşer bey maşallah müçtehid olmuş ve basit bir mantıkla Şafii mezhebini NORMAL BİR AKIL İLE çürütüyor güya.. bu ne edepsizlik pek çok Şafii alimi normal akıl seviyesinde bile görmüyor... Yazıklar olsun. ...
salih yeloğlu
Sayın Hocam ,yazınızın başında yazdığınız birinci madde ile diğer kısımları bana çelişkili geldi.Zira Akaid ve İbadetler dinin sabitelerinden ise ve bu konularda ictihat yapılamaz ise mezheb imamları bu hükme aykırı olarak dinin sabitelerinden biri olan Oruçla ilgili niçin içtihat yapmışlardır? Hem de farklı içtihatlar.Eğer fakih olan alimler bu konu da yetkili iseler,bugünde fakih derecesinde olan bir alim yeni bir içtihat yapabilir mi yoksa içtihat kapısı kapandı mı?
Mele Salahaddin ceziri
selamunaleykum muhterem hocam, ehli Sünnet mezheplerinin farklı olan iştihatları takdir buyurursunuz ki,'doğru ve yanlış'Kavramları ile tavsif edilmez. zira farklı iştihatlar bizzatihi dinin Genişliği ve kolaylığıdır.61 günlük kefaret orucunun Şafii mezhebinde olmaması bu mezhebi bu konuda eksik veya yanlış göstermez. mesela abdesti bozan hususlarda da farklı iştihatlar var. ve iki farklı görüşün de hak olduğuna inanıyoruz. ancak deriz ki eğer bir namahrem bir hanımefendiye temas ettiğimizde Şafii iştihasına göre abdestimiz bozulur. ancak Hanefi iştihatına göre ise bozulmaz.fieemanellahitala

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara